Kadınlar Gündüz Kuşağında Daha İyi Bir Tv Kuşağına Layık Değil mi?

Çocuklar bir toplumun gözbebeğidir, geleceğidir. Ama kadınlar, bir toplumun en büyük gücüdür. Bir toplumdaki kadınların eğitim düzeyi, o toplumun genel eğitim düzeyini en çok etkileyen faktördür. Çünkü kadın, çocuğun ilk ve daimî öğretmenidir.  Gelecek kuşakların en büyük eğitim güvencesi kadının eğitilmesidir.

Ben evden çalışıyorum çoğunuz biliyorsunuz. Çocuklarımı kahvaltı sonrası okula bıraktıktan sonra eve döndüğümde genelde ya yemek pişiriyor ya evi temizliyor ya da evin herhangi bir başka işini yapıyor oluyorum. Bunları yapmıyorsam da dışarıda toplantıda oluyorum. Çocuklar tv izlemesin diye başlayan tv açmama yolculuğumuz üç seneyi aşkın bir süredir devam ediyor. Ben de alıştım ve onlar olmadığında bile açmıyorum hiç televizyonu. Hiç de aramıyoruz. Peki kuşikolarım hiç mi izlemiyorlar? “Tv” izlemiyorlar evet. Hiçbir programla henüz tanışmadılar. Ama film izliyorlar. İngilizce.

Benim bu yazımdaki derdim çocukların tv izlemesi, izlememesi değil, genel olarak kadınların tüm gün boyu evde maruz kaldıkları tv yayını işkencesi.

Geçen hafta Cumartesi günü evde fenalaşıp acile kaldırıldım; bilenler bilir. Ortakulak iltihabı olmuştum ve antibiyotik kullanıyordum. Ama bu iltihap sağolsun kulağımdaki yapısal bir bozukluktan dolayı sağ kulak kemiğime, oradan da beyin zarıma sirayet edince çok nadir görülen bir şekilde hastalığa dönüşüp menenjit olmama sebep oldu. İlk gün bilincim kapalı olduğundan, ikinci gün de inanılmaz bir baş ve boyun ağrısı çektiğimden kendimi bile bilmeden yattım diyebilirim. İnanılmaz bir ağrıyla; tepine tepine. Verilmiş sadakam varmış, çok büyük bir şey atlattım. Ama biraz biraz gözüm açıldığı andan itibaren çok da fazla kitap okuyacak durumda olmayınca, geçirilecek hastane odası saatlerini biraz daha çekilebilir kılabilmek adına kendimize hastane odasındaki tv.yi açtık.

Allah’ım bu ne? Bu nasıl bir tv akışı? Hemen her kanalda harıl harıl yemek pişiriliyor! İnsanların tek derdi bu gerçekten! Bazı programlarda yemek pişirilip tarifleri paylaşılıyor, bazılarında ise yemek pişirme yarışması yapılıyor. Kiminde para için, kiminde zamana karşı yarışıyorlar; kiminde ise hanımların tek derdi en güzel yaptıklarını düşündükleri yemeğin tarifini televizyonda paylaşmak. Ama illa ki her yerde, bir şekilde birileri bir şeyler pişiriyor; birileri bir konuda yarışıyor! Hele bazı yarışmalarda yarışmacılar birbirine puan veriyor ki, işte onlar daha da beter. Rakip olan insanların birbirlerine puan vermesini ve bunu yaparken de çoğunlukla birbirlerine laf sokarak kavga etmelerini izlemek kadar rahatsız edici bir şey yok. İşte bu tarz yarışmalardan biri de stil sahibi olduğunu iddia eden insanların kıyafetlerini giyip sergilemekten öte birbirlerini son derece çirkin şekilde hitaplarla yerden yere vurdukları “STİL” yarışmaları!

Diğer bir bonbardıman ne? Evlendirme! Aman Tanrım ne önemli bir şeymiş bu! Kim kime talip olmuş? O, ona yakışıyor muymuş? Bunun kaç lira maaşı varmış? Ne iş yapıyomuş? Adam gibi adam mıymış? Yanına yakışıyor muymuş?

Ya yemek pişirmeyi sevmek, ya yarışma, ya da bekarsanız mutlak surette evlenmek zorundasınız! Bunun haricinde hemen hiçbir amacınız ya da ilgi alanınız olamaz gibi gözüküyor tüm kanallardaki programlara bakınca. Ne kadar sığ, ne kadar tek düze…

Bazı kanallarda alternatif olarak sunulan diğer program seçenekleriyse eski Türk filmleri ve daha önceden yayınlanmış dizi bölümleri…

Oysa, bunca saat açık duran televizyonlar aracılığıyla kadınlara birbirinden keyifli ve eğitici programlar, kaliteli, eğlenceli seçenekler sunulabilir. Bunca önemli kitlesel iletişim aracının, bırakın kadınları eğitmek ve hoşça vakit geçirmelerini sağlamak için kullanılmasını, tek amacımız evlenip yemek pişirmekmiş gibi ele alınması çok yazık ve üzücü.

Kadınlarımız, bizler, çok daha iyilerine layığız! En kısa sürede hakettiğimiz kaliteyi bulabilmemiz dileğiyle…

http://umutsuziskadini.com/

https://instagram.com/umutsuziskadini/