Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '16

 
Kategori
Güncel
 

Kadınlar gününe ne gerek vardı?

Kadınlar gününe ne gerek vardı?
 

Görsel internetten alınmıştır.


Bazı insanlar dikkat çekmeye bayılır. Ah ne yapsam da tüm ilgiyi üzerimde toplasam diye olmadık senaryolar yazar ve sahneye koyar.

İşte onlardan biri;

Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılması önerisini getiriyor ve öneri oybirliğiyle kabul ediliyor.

Ne gerek vardı şimdi? Ölüm Allah’ın emri, ayrılık olmasın değil mi ama? Yoook! Olmaaaz!  İllede dikkat çekecek hanımefendi.

O günden beri kadınlar aşağı, kadınlar yukarı diye söylenip duruyor bazıları. Kimileri çıkıyor meydanlara eylem yapıyor.

Bizimkiler de dikkat çekecek ya, hooop diye almışlar bu günü ve olmadık eylemler yapmak istiyorlar.

Sizin derdiniz ne kuzum?

Rahatlık mı batıyor size?

Ben şahsen kendi adıma çok gereksiz buluyorum tüm bu yapılanları, hatta şov olarak değerlendiriyorum.

Neden mi?

Bu ülkede kadınlara verilen değer başka hiçbir ülkede yok.

En güzel eğitimi alıyoruz.

Küçük yaşta evlilik asla yaptırılmıyor.

Evlerimizde erkeklerimiz bizi görünce koşup  “Canım karıcığım bir isteğin, bir arzun var mı? Seni mutlu etmek için ne yapabilirim?" Diyerek pervane oluyorlar etrafımızda.

Yorgun gelmişsek eve, hemen bir leğen sıcak su hazırlayıp “Hoşgeldin kadınııım, izin ver ayacıklarını yıkayayım” diyorlar Volkan Konak misali.

Şayet yemek yoksa evde; “Üzülme, zaten ben de seni bir lokantaya götürecektim”  derler.

Çoğu zaman sabah olduğunda kahvaltı yatağımızda. Tepsinin içinde serpiştirilmiş gül yaprakları.

Bir işe başvurduğunuzda asla kadın olduğunuz için başvurunuz geri çevrilmiyor. Erkeklerle başa baş bir değerlendirme sonucunda hak edeni alıyorlar işe, kadın ya da erkek olmanız kararları etkilemiyor.

Çalışan kadınlarımız iş yerlerinde çok değerli. Bu işi sen yapamazsın diye moral bozan erkek yok iş yerlerinde. Hatta çocuklar için her iş yeri kreş açmış, annelerin gözü arkada kalmasın, işine motive olsun diye.

Maaş konuları da erkeklerle aynı seviyede.

Dahası var…

TBMM’nin yarısı kadın vekillerden oluşuyor, kabinede de kadınların ağırlığı hissedilmekte.

Bu nasıl bir adalet Allah’ım! Eriyorum düşündükçe…

Bazen tüm bu güzelliklere gölge düşüren olaylar da olmuyor değil. Mesela geçenlerde bir sapkın öğretmen öğrencisine tecavüz etmiş, bir baba da kızına. Diğer bir okulda da, atmış bir yaşında olduğu söylenen bir öğretmen birden çok kız öğrencisini taciz etmiş. Bir koca da boşanmak isteyen karısını elli kez bıçaklamış. Bir genç kız gece sokağa çıktığı için sapık birinin tecavüzüne uğramış.

Neyse ki devletimizin yetkili kurumları hemen olaya el koyarak bu sapkınların gerekli cezayı almaları için soruşturma açmış ve şimdi adaletin tecellisi beklenmekte.

Bu konuda da örneğiz. Yapanın yanına kalmıyor. En ağır cezalar uygulanıyor. Yok saygınmış, kravat da takmışmış gibi bir durum yaşatılmıyor çok şükür ülkemizde.

Ayyy… Yine gözlerim doldu. Çok mu ağlak oldum ne? Yok yok bunlar mutluluk göz yaşları, mutluluuukkk…

Kadınlar günüymüş!

Rahatlık(!) batıyor size, rahatlıııkk.

Oturun oturduğunuz yerde!

Türkiye İstatistik Kurumunun 07 Mart 2016 tarih ve  21519 sayılı araştırma sonucunun bazı başlıkları:

İstatistiklerle Kadın;

1- 2015 Türkiye nüfusunun %49,8’ini kadın nüfus oluşturdu

2-Okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklerden 5 kat fazladır

3-Kadınların istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısı kadar oldu

4-Eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı daha yüksek oldu

5-Kadınlar tüm eğitim düzeylerinde erkeklerden daha düşük ücret aldı

6-Her 10 kadından 4’ü eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddet gördü

7-Kadınlar siyasi alanda erkeklere göre daha az yer aldı.

07 Mart 2016

 
Toplam blog
: 278
: 1431
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

Bir Kamu Kurumundan emekliyim. Bloğumda; yaşadıklarımı, çevremde gözlemlediğim olaylar ile kendi ..