kadınlar ne ister!

Bunun cevabına geçmeden önce bilinmelidir ki bu konu yanlış anlamalara çok müsait ve derhal alınganlık gösterilen konular arasındadır. Bu nedenle yazımı büyük bir dikkatle ve önyargısız okumalısınız.

Sorunun cevabı: Kadın iki şey ister: GÜVENLİK ve ÇOCUK… Aslında bütün canlılar buna göre kodlanmıştır. bir başka yazımda da değinmiştim, iki cümleyle tekrar edeyim... Bilirsiniz, bazı canlı türleri zamanı gelince kozalarından ya da toprak altından çıkarlar, çiftleşirler ve ölürler. En ilkel güdülerimizden biri HAYATTA KAL güdüsü (ki bunun için gerekirse ŞİDDET kullanabiliriz; o nedenle bunu ŞİDDET olarak da katogorize edebiliriz), diğeri ise ÜRE güdüsüdür… Böylece bu iki temel güdü aracılığı ile doğa kendini sürdürülebilir kılar. Üre güdüsü o kadar kuvvetlidir ki somon balıkları üreyecekleri ve sonunda ÖLECEKLERİ noktaya gitmek için. şelaleleri tersten aşarlar. Peygamber devesi böceği çiftleşme sırasında dişisine ziyafet olma riskini göze alır.

Evet dişi seçicidir... Bu seçiciliği bazen aktif bazen pasiftir. Akrep sineğinin dişisi kendine yiyecek getiren erkeklerin arsından en çok getireni seçer. Penguenin dişisi en çok taşı üst üste yığmış olan erkeği seçer (ki bu taşlar yumurtaya yuva olacaktır ve ne kadar yüksekse yağan karın üstünde kalma olasılığı yükselecektir)... Buradaki seçim aktiftir. Ama örneğin geyiklerde seçim erkekler arasında kendiliğinden yapılır. Dövüşen erkeklerden biri diğer bütün erkekleri kovar ya da sindirir, sürüdeki haremin sahibi olur. Dişiler bu seçime hiç müdahale etmezler. Demekki dişiler için önemli olan kendilerinin GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK erkeğin bir şekilde seçilmesidir. EN GÜÇLÜ ERKEK aynı zamanda GÜÇLÜ GEN demektir. Zayıf erkeklerin elenmesi, sürünün geleceğinde daha sağlıklı ve güçlü nesiller yetişmesini mümkün kılar.

Burada erkeğin rolü, dölünü mümkün olduğunca yayabilmesidir. Bu bağlamda erkeğin çok eşli olduğunu görebiliyoruz. Kadın ise güvenliği ve üremesi karşılandığı müddetçe İKTİDARDAKİ erkeğine sadıktır. KADIN İKTİDARA TAPAR... İKTİDARDA KALDIĞI SÜRECE ERKEĞİ CİNSEL AÇIDAN DA ÇEKİCİ BULUR.

KADINLARIN İKTİDAR SAHİBİ ERKEĞE YÖNELMESİ BUNDANDIR... Güçlü erkek hem genetik olarak iyi nesillere işaret eder, hem de kadının ve özellikle gelecekte olacak çocuğun GÜVENLİĞİNİ sağlar. Bunlar varsa bir kadın asla aldatmaz... Kadının kıskançlığı erkeğini başka kadınlara kaptırmak korkusudur. O zaman bilinçaltındaki güdüler harekete geçer ve kadına, üremesinin ve çocuğunun güvenliğinin elden gitmekte olduğunu bildirerek onu tedbir almaya iter.

Hiçbir kadın çelimsiz, kendinden kısa, hastalıklı erkekle beraber olmak istemez. Bunun estetikle hiçbir alakası yoktur, tamamen içgüdüseldir. AMA günümüzde İKTİDAR anlayışı değişmiştir. Örneğin kabarık bir CÜZDAN bir erkeğin fiziki yetersizliklerini kapatabilir. Kadın burada yine içgüdüsel hareket etmektedir. Çünkü PARA ihtiyacı olan GÜVENLİĞİ sağlamaktadır. Yine PARA güçlü nesil için gerekli iyi beslenme şartını da karşıladığından KADIN, CÜZDANI KABARIK ERKEĞİ (fiziki özelliklerine aldırmaksızın) İKTİDAR OLARAK GÖREBİLİR.

Ama kadın eğer çalışıyorsa, yani kendi güvenliğini ve çocuğunun yarınını güvenceye aldığını hissediyorsa... İşte bütün sorunlar burada başlar… Burada kadının kendinden, doğadan kopuşu başlar, kadın kendini İKTİDAR olarak görür ve kendini sever. Artık erkekler onun için bir iktidar odağı değildir. KENDİSİ ERKEKLEŞİR... ARTIK İKTİDAR KENDİSİDİR. Erkekleri metalaştırır.

İşte günümüzde çalışan kadınlar arasında görülen boşanmaların temelinde bu yatmaktadır. Eskiden İKTİDAR olarak gördüğü, evine ekmek getiren ve çocuklarının güvenliğini sağlayan kocanın yerinde yeller esmektedir. GÜÇLÜ KADIN erkeğini iktidardan indirince onu cinsel açıdan da çekici bulmaz ve beraberlikler çatırdar.

Bunu ben küçük kıyamet olarak adlandırıyorum. Doğadan kopuşla birlikte insanın yabancılaşması başlamıştı. Ancak şimdiki yabancılaşma eskisinden daha derin, daha keskin; çünkü hiçte doğal değil. Görmüyor musunuz???