Kadınlar niye çok konuşur?

Haydaaa… Bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz?
Bir kere bu söz bir genelleme… Yani tabanı var mı; bilimsel gerçekliği var mı? Önümüze böyle bir sav çıktığında soracağımız ilk soru  budur? Bunun kaynağı nedir? O da bu sözün bilimsel bir temeli var mıdır? Demektir…

Kadınlar çok konuşur ha… Galiba…

Bu söz karşısında acaba kadınların tavrı ne olur? Büyük bir kısmı, kocaman “Hadi canım sende…” çekip, böyle bir değerlendirmeyi pek de benimsemeyeceklerdir?

Kimisi de “kim söylüyor bu sözü?” Deyip, sağlam bir kaynak arayacaklardır…

Konuşmaktan kastım “Dedikodu” değil … Onu aslında herkes yapıyor. Bir bilge : iki kişi biri araya gelse, bir üçüncüyü çekiştirir, demiş… Acaba bunu kadınlar için mi söylemiş? Bilemiyorum…

Kimi bilim adamlarına göre, kadınların çok konuşmalarının nedeni; beyindeki konuşma merkezlerinin erkeklere göre çok daha erkenden gelişmesi… Tabii bu da kadınlara, erkeklere göre bir üstünlük veriyor… Kimi de der ki: “bazıları konuşur; bazıları ise yapar…” Kim konuşur kim yapar ? Burada da soru işaretleri var…

Konuşmak iyi bir şey mi? Herhalde kavga etmekten daha iyidir. Dünkü gazetelerde vardı:  Adam sokakta ötekine, “Ne bakıyorsun ?” demiş; öteki de yumruğu gözünün üzerine patlatmış; beriki de bıçağını çekip, diğerini temizlemiş… Burada kişilerin adları önemli değil… Çünkü, güzel yurdumuzda, böyle olaylar vakayi adiyeden… Futbolcu, sahadan çıkarken, durmadan kendisine küfreden seyirciye, bilmem neresini göstermiş… Buyurun buradan yakın… manzaraya yakından bakın..

İnsanlar bir kere azmasınlar; ondan sonra belanın nereden geleceği hiç belli olmaz… Hac’dan gelen Türk hacı otobüsü, Suriye’den geçerken, taşlanmış.. adamları neredeyse linç edeceklermiş… Bunun konuşmakla ne ilgisi var demeyin.. Laf olsun beri gelsin: diye söyledim… Bilin dünyada neler oluyor? İşte benim de ağzım var konuşuyorum…

İnsan niye konuşur? Belli ki bir mesajı vardır; karşıdakine bu mesajı, iletiyi vermek istemektedir.. Bir derdi vardır, anlatmak istemektedir… bir sorusu vardır… Cevap aramaktadır… Karşıdakinden de bir karşılık gelsin istemektedir…

Ne demişler, “İnsanlar konuşa konuşa…” ; “ Gönül sohbet arar… kahve bahane…” Gibi bir sürü laf… Laf ola beri gele…

En iyisini aslında kadınlar beceriyorlar… Ne o “Altın günleri”; “Kahve içmeye gitmeler” “Günler…” maksat sohbet; iç dökmek ferahlamak…

O kadın toplantılarında aslında kimse kimseyi dinlemez; bütün kadınlar hep bir ağızdan konuşur; gülmeler; laf atmalar; espriler gırla gider… Epey de erkekleri çekiştirirler; fakat siyaset baş rol oynar… Baştakilere ver yansın ederler… Epey edepsizce fıkralar da anlatırlar… Erkekler bilmezler o kadar fıkrayı…

Bütün bu kadın kadına toplantılardan dolayı; bizim ülkemizde “Psikiyatristler ; psikologlar…” hiç iş yapamazlar… Ne lüzum var… bizim kadınlarımız hemen her hastalık konusunda uzmandırlar… Anlatırlarsın hemen bir tanı koyarlar; hangi ilaçlar alınması gerektiğini söylerler; kendilerini aşan bir uzmanlık konusuysa… Çevredeki hangi doktorun, neyi bildiğini, neyi bilmediğini bilirler.. Sana doktor tavsiye ederler…

Onlar mı Psikiyatrist’e gidecekler… Psikiyatrist’ler onlara gelsinler be..! Hem psikiyatristlerin çoğu zaten çoğu kez birbirini ziyaret ederler… çünkü adamlar o kadar doludurlar ki … “Kendi  muhtaç bir dede, nerde kaldı başkasına himmet ede…” İşleri çok… Onun için, kadınlarımız böylesine doktorları rahat bırakmayı öğrenmişlerdir…

Kadınlar çok mu konuşur … Vallahi emin değilim? Bir de kadınlarımıza soralım?