Kadınları yok eden kadın mı?

Mary Shelley, henüz on sekiz yaşındayken Frankenstein adlı bir roman yazdı. Onu bu romanı yazmaya iten (olasılıkla) annesinin kendini dünyaya getirirken kaptığı bir enfeksiyon sonucu ölmesi ve daha sonrasında da kendi bebeğinin bir kaç gün yaşayıp ölmesi gösterilebilir. Romanın kahramanı Victor Frankenstein’ in Elizabeth'le yapacağı evliliği erteleyerek, bir canavar yaratması, yine kadınsız doğuma açılan bir kapı gibidir.

Kadın dişiliğini ve cinselliğini, saf dışı etmek için her şeyi yapan, Shelley'in romanı, defalarca beyaz perdeye aktarılmış ve korku klasikleri arasında, hatırı sayılır bir yer edinmiş olmasına rağmen, insan, Shelley, aslında kadın doğurganlığını yok etmeye mi çalıştı sorusunu sormadan edemiyor kendine.

Bununla birlikte döneminin en etkili kadın hakları savunucularından biri olan Shelley'in ilk önce kısa hikaye tarzında düşündüğü Frankenstein'i zaman içinde bir çocuk gibi büyütüp bir romana dönüştürmesi de ilginç bir olgudur. Kitap okumaya düşkünlüğüyle tanınan Shelley, yaşamının son dönemlerinde kitap okuyamayacak hale gelmiş ve beynindeki bir tümör nedeniyle ölmüştür.