Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '09

 
Kategori
Magazin
 

Kafamdaki sorular ve Hadise-i dümtek

Kafamdaki sorular ve Hadise-i dümtek
 

Hadise


Ben bilim adamlarının yalancısıyım.

Çok çok eski atalarımız erkek, kadın hepsi soyunuk yaşıyorlarmış. O yıllarda henüz, "yiğitliğe" özel bir anlam yüklenmediği için herkesin malı meydanda imiş. Yani, herkes yiğitmiş ve aynen doğdukları gibi, (doğal!) bir yaşam sürüyorlarmış. Sonra nasıl olduysa, kurutulmuş postların içinde daha sıcak ve daha emniyetli bir hayat olduğunu keşfetmişler.

İşte o andan itibaren avladıkları hayvanların derilerini tabakhaneye satmaktan vazgeçmişler. Onlardan kendilerine, günün modasına uygun çeşitli kıyafetler dikmişler. (Deri giysi ve aksessuara olan düşkünlüğümüz buradan gelmektedir.)

Başka bir rivayete göre ise atalarımız, tüylü yaratıklar olduğundan ilk zamanlar giyinmeye ihtiyaç duymamışlar. Bedenlerini saran uzun kıllar onları, hem sıcak ve soğuktan koruyor, hem de mahrem yerlerini kapatıyormuş.

Ne zaman ki tüyleri dökülmüş; onlar da sıcaktan yanmayalım, soğuktan donmayalım, ayıp yerlerimizi konu komşuya göstermeyelim diye örtünme ihtiyacı duymuşlar. Günümüzün bazı cins-i lâtifleri ise kadim cetlerinin tersine, mahrem uzuvlarını gizlemenin çevreye karşı ayıp olacağını düşünüyormuş gibi davranıyorlar. Açınmayı oldukça abartıyorlar.

Konumuza dönelim. Üşümek ve terlemek tabiat şartlarının oluşturduğu bir durumdur. Bunlardan korunmak için tedbir almak içgüdüsel bir reflekstir ya da aklın gereğidir. Yani, "atalarımız önce üşümeyi icad etmişler, sonra da giyinmeyi bulmuşlar" şeklinde bir cümle kurmak doğru değildir.

Fakat aynı kural vücuttaki, "ayıp veya mahrem yerler" için geçerli değildir. Çünkü dünyamızda, "ayıp" kelimesiyle ifade edilen bir tabiat olayı yoktur. Büyüklerimiz, bedenlerimizdeki bir kısım yerlerin "mahrem bölge" olduğunu nasıl öğrenmişlerdir, bilmiyorum. İlgili bilim adamları, daha çok fiziksel evrimleşmeyi araştırdıkları için ruhsal gelişim konusunda fazla malûmat bulunmuyor...

Aha bu tarihten itibaren insanoğlu asırlar boyu, sadece korunmak için giyinmiş veya örtünmüştür. Çünkü elbiseler çıplak bedeni soğuktan, sıcaktan ve "ayıptan" koruyordu. Fakat son bir iki yüzyılda, bir çok şey gibi giyinme de amacından saptırıldı. Yaratılan modalar sayesinde kıyafet, bir kimlik aracı haline getirildi. Erkek neredeyse tesettüre sokulurken, kadın transparanlaştırıldı.

Sosyal hayatta, resmi ve özel sektörde, erkeğin takım elbiselisi ve gravatlısı, kadının mini eteklisi ve ve dekoltelisi makbul hale geldi. Herhangi bir iş yerinde sizi, kısa pantolon ve kolsuz tişörtle karşılayan bir "erkek müşteri temsilcisi" göremezsiniz. Aynı şekilde, takım elbiseli bir bayana rastlamanız da zayıf bir ihtimaldir.

İşte Eurovizyon'a konu olan "Dümtek Hadisesi, " bu tarihi gelişimden sonra ortaya çıkmıştır. Karşımızda, Hollanda kültürüyle yoğrulmuş bir Hadise bulunuyor. İlâveten bir de ona klip hazırlayan, kıyafet diken (neresi kıyafetse) Türk harsıyla (!)yetişmiş elit insanlar var. Esasen bunlar, adab-ı muaşeret konusunda Hadise'den daha fazlasını beklediğimiz kimseler olmalı değil mi? Nerde? Eğer üçüyle, ayrı ayrı konuşma imkânı bulsanız Hadise'nin, bize ait değerlere diğer ikisinden daha saygılı olduğunu görürsünüz.

Bu bir şarkı yarışması değil mi kardeşim? Evet! Peki klip ve kıyafetler neden bir beden yarışmasına katılıyormuşuz gibi hazırlanmıştır? Jüri üyeleri puanlarını şarkıya mı, yoksa şarkıcının göbeğiyle kalçasına mı verecektir? Hadise her ne kadar, "seksi görünmeyi seviyorum" dese de kendisine, "seksiliğin bizde pek makbul sayılmadığı" anlatılsa kanaatimce buna itiraz etmeyecektir. Diğerlerine ise, makulu anlatmak asla mümkün olmayacaktır. Çünkü bu ülkedeki dominant zihniyete göre, kadının açılıp saçılması"çağdaşlık!" demektir.

Hiç kimse kıvırmasın. Hadise bu yarışmaya Türkiye adına katılıyor. Biz, orasını burasını göstermekten çekinmeyen, kalça sallamaktan daha öte bir hüneri olmayan, mahremiyete yabancı bir millet miyiz? Hadise'nin kostümünü kıyafet sayanları, kendi kültürlerine uygun değerler üretme konusunda kısırlık çeken kifayetsizler olarak görüyorum. Onlar benim gözümde, "teşhirciliği" büyüklük sanan küçük insanlardır. Toplumsal onurumuz adına, bu zihniyeti alenen ayıplıyornum.

Transparan kıyafetle kalça titreterek girilecek bir yarışmanın ülkemizi (birinci gelsek bile) onurlandırmayacağını düşünüyorum. Yukarıda da ifade ettiğim gibi Hadise, "seksi" görünmekten hoşlanıyormuş. Bence insan olarak algılanmak, seks objesi şeklinde tanımlanmaktan daha onur vericidir. Burada söz konusu olan her ne kadar Dümtek tek ise de tepkim, kliplerinde şarkı yerine cinselliği öne çıkaran tüm yapımcılara ve akıl hocalarınadır. Hepsini şiddetle kınıyorum.

Hadise'nin malûm kıyafet içindeki görüntüsünün, (ülkemizi temsil açısından bakıldığında) diğer devletlerin seyircileri üzerinde nasıl bir izlenim bırakacağını merak ediyorum.

Resim: www.istanbulfm.com.tr/magazin/frikik/hadise-k...

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..