Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '17

 
Kategori
Deneme
 

Kağıt ve kalemin aşkı...

Kağıt ve kalemin aşkı...
 

Görsel internetten alınmıştır.


Birbirlerini ilk gördüklerinde cevizden yapılmış Fransız usulü ihtiyar bir masanın üstündeydiler. Kâğıt masanın tam ortasında, kalem kâğıdın tam ortasında, ten tene...

İhtiyar masa tebessüm ediyordu... Birçok aşka şahit olmuş, fakat hepsi ayrılıkla bitmişti. Sustu, konuşmadı. Âşıkların, kısa sürecek olan aşklarının kaçınılmaz sonu geldi aklına, tebessümü acılaştı. Belli belirsiz bir sesle kalem ve kâğıda seslendi: Hoş geldiniz.

İkisi de ömürlerinin daha başında... Ne kâğıda derdini açan olmuştu, ne de kalem dertlerini anlatmıştı bir kâğıda.

Bembeyazdı kâğıt, sanki bir gelin gibi, günahsız.

Simsiyahtı kalem, krom şeritleriyle sanki bir damat gibi.

Birbirleriyle bir an önce konuşmak istiyorlardı. Kalem içini dökmek için kâğıda, kâğıt içine çekmek için dökülenleri.

Az sonra bir el, ayırdı kâğıdın teninden kalemi, ağzı bantlı bir âşık misali açtı kapağını...

Az sonra bir el, ayırdı kalemin teninden kâğıdı, vuslata hazırlarcasına.

Kâğıt, kalemin onu öptüğünü ılık mürekkebin kokusundan ve vücuduna nüfus etmesinden anladı.

Kalem, kâğıdı öptüğünü mürekkebine karışan büyüleyici ağaç kokusuyla anladı.

Uzun bir süre sadece birbirlerini hissederek, birbirlerini koklayarak geçti zaman.

Az sonra bir el, ayırdı kalemin dudaklarını kâğıdın dudaklarından.

Az sonra bir el kaldırdı kâğıdı havaya… Bir çift göz uzunca baktı… İşte o el, kâğıdı buruşturup ihtiyar masanın altındaki çöp kovasına attı.

İhtiyar masanın bahsettiği ayrılıktı bu… Defalarca şahit olduğu…

Kâğıt, çöp kovasının içinde yaralı biçimde yatıyordu. Tek tesellisi âşık olduğu kalemin üzerinde bıraktığı kokusuydu.

Az sonra bir el, yeni, tertemiz bir kâğıt daha koydu masaya ve kalemin tenini dokundurdu kâğıdın tenine. Kalem bırakmadı ılık mürekkebini ve sülfat kokusunu… Âşık olduğu kâğıt bu değildi. Defalarca denedi aynı el ama nafile, içinde taşıdığı aşk kuruttu kalemin mürekkebini.

Az sonra bir el kaldırdı kalemi havaya… Bir çift göz uzunca baktı… İşte o el, kalemi bir hışımla ihtiyar masanın altındaki çöp kovasına attı.

Kavuştu âşıklar… Kokladılar birbirlerini… Kalem, yasladı başını yaralı kâğıdın omzuna.

İhtiyar masa tebessüm etti âşıklara… Ve şahit olduğu bitmeyen ilk aşka.

Belli belirsiz bir sesle kalem ve kağıda seslendi: AMOUREUX...

Saygı ve sevgi ile...

 

28 Ocak 2017-Denizli / Özkan SARI

 
Toplam blog
: 102
: 4394
Kayıt tarihi
: 05.09.15
 
 

Kalın Sağlıcakla... ..