Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '09

 
Kategori
Gelenekler
 

Kahrolası* İspanyollar ve Hispanikler

Kahrolası* İspanyollar ve Hispanikler
 

* Başlıktaki "Kahrolası" kelimesi dublaj Türkçesindeki anlamıyla kullanılmıştır.

Bilmiyorum hiç izlediniz mi? Uydu kanalları arasında TV5 isimli bir İspanyol kanalı var. Zaman-zaman naklen boğa güreşleri gösteriyor.

3-4 yıl kadar önce bir boğa güreşini başından sonuna kadar ilk defa bu kanalda izlemiştim. Daha önceleri -sanırım çoğumuz gibi- boğa güreşlerini bizim kanallardaki çok kısa alıntılarından izlediğim kadarıyla biliyordum. Benim naklen izlediğim ve yaklaşık 45 dakika kadar süren boğa güreşi özetle şu şekilde gerçekleşmişti;

Boğa bir hışımla arenaya çıktı, etrafa şöyle bir bakınıp nerde olduğunu anlamaya çalıştı ve hiç vakit geçirmeden matadora hücum etmeye başladı. Matador pembe peleriniyle boğaya 5-10 dakika oley-oley yaptırdı. Sonra yardımcılarından arkasında renkli püskülleri olan iki tane bıçak aldı ve boğanın omuzlarına sapladı.

Peşinden yine bi süre oley-oley faslı devam etti ve yardımcılarından bu defa ağzı geniş kama gibi iki tane süslü bıçak aldı onları da hayvana sapladı.

Tekrar oley-oley , bu defa büyük çici gibi ikitane şey aldı onlarıda sapladı sonra şiş gibi bişey sapladı. Bu arada matadorun atlı yardımcıları var onlar da atlarını hayvanın üzerine sürüp mızraklarını sapladılar ve boğayı geriye doğru sürdüler.

Matador tekrar sahne aldı ve başka bişeyler sapladı. En sonunda hayvanı duvara sıkıştırdı bir adım önünde durdu –bu arada boğanın ona saldıracak takati kalmamıştı ve ağzından burnundan kan geliyordu- ve elindeki uzun kılıcı boğanın omuzlarından sonuna kadar yavaşça soktu. Boğa 10-15 saniye sonra yığıldı kaldı. Arenaya yan yana bağlanmış ve süslenmiş iki tane at, müzik eşliğinde girdi, atların ipi boğanın boynuzlarından geçirildi ve hayvan sürüklenerek arenadan çıkartıldı. TV yayını arenanın kumlarının düzeltilmesi ve başka bir boğanın hışımla arenaya çıkmasıyla devam etti.

Benim açımdan boğa güreşlerinin hiçbir eğlenceli tarafı yok. Eminim bir çoğunuzda benim gibi düşünüyorsunuzdur. Zaten Türk-İslam kültürü bu olayı kesinlikle desteklemez.

İspanyol ve Hispanik milletine gelince … Onlar eleştirilere ‘Boğa Güreşleri bizim kültürünüzün ve geleneklerimizin bir parçası ‘diyerek karşılık veriyorlar. Ancak sanırım hiçbir kişi, kurum ya da millet İnsan Hakları ya da Hayvan Hakları gibi evrensel değerleri ‘Kültürümüz’ gibi bahanelerle ihlal etme hakkına -imtiyazına- sahip olmamalıdır. Herhangi bir bahane yukarıda değindiğim değerleri açıkça ihlal eden aktiviteleri meşru kılmamalıdır.

Boğa Güreşleri basitçe anlatmak gerekirse; bir boğayı mümkün olduğunca zamana yayarak, seyircilere hoş gelecek atraksiyonlarla süsleyerek ve bolca acı çektirerek öldürmektir. Hiç tartışmasız insan onuruyla bağdaşmayan zalimane bir davranıştır, nokta!

Şahsen ben ava ya da hayvanların kesilmesine karşı değilim ancak bunlar rasyonel bir sebebe dayanmalıdır (gıda olarak kullanma, bazı hayvan popülasyonlarının çok artması, tarım alanlarına zarar verilmesinin önlenmesi v.b.) ve hayvanlar mümkün olduğunca kısa sürede ve az acı çektirerilerek öldürülmelidir.

Biz Türk Milleti olarak kendimizi çokça ve acımadan eleştiririz ya hani, şimdi ben de diyorum ki İspanyol ve Hispanikler de aynısını yapsın ve başlarını iki ellerinin arasına alıp şöyle düşünsünler…

"Ulan biz ne kahrolası* bir milletiz ki boğa güreşlerini dünyada bizden başka yapan ikinci bir millet yok. Yani 200 küsur ülke eğlenmeyi bilmiyor, bir biz biliyoruz. Allah bizim belamızı versin! Ulan neymişiz biz ya cık cık cık."

Son olarak başka bir görüşümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir yerde bir yazardan yapılan alıntı okumuştum, yazarın ismini de hatırlamıyorum (artık kusura bakmasın). Yazar kısaca ‘Baskı Altında Asalet ‘ diye bir kavram geliştirmiş. Yazara göre günlük olağan hayatımızda herkes asilmiş gibi davranabilir ama önemli olan baskı altında asaletini koruyabilmektir. Yazar baskı altında asaletini koruyanlara karşı büyük bir hayranlık besler ve onların her türlü saygıya layık olduklarını düşünür.

Örnekler de verir. Hatırlayabildiğim kadarıyla iki tanesi şöyleydi;

1. Cephede şakalaşan ve gülüşen askerler.
2. Arenadaki matador. (Yazara göre matador baskı altındadır. Karşısında kızgın ve oldukça iri boğa, tribünler seyircilerle dolu, bu ortamda matador tavırlarıyla, mimik ve jestleriyle asaletini gösterir ve korur.)

Birinci örneğe katılıyorum ama ikinci örneğe hiç katılmıyorum. Eğer arenada baskı altında asaletini koruyan bir canlı varsa o da boğadır. Matador eğer zor durumda kalacak olursa onu kurtaracak, boğanın dikkatini dağıtacak yardımcıları hazır durumdadır. Kendisine karşı kurulmuş komplonun içerisinde yapayalnız kalmasına rağmen şeytani güçlere karşı kanının son damlasına kadar savaşan ve asla arkasını dönüp kaçmayan ise asil boğadır.

Boğa savaşı kaybeder ama asla kendini acındırmaya çalışmaz, merhamet dilenmez ve gülünç duruma düşmez. Bana göre boğa kahramanlığın ve cesaretin sembolüdür. Erkek-insanlar olarak bizlerin boğadan öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.

Ülkeniz, aileniz ya da insanlarınız mütecavizlerin saldırısına maruz kalırsa o toplumun erkeklerinin (savaşçılarının) boğa gibi davranmasını beklemez misiniz?

Son söz; Hayvanlar bizim gezegeni paylaştığımız dostlarımızdır.

 
Toplam blog
: 34
: 704
Kayıt tarihi
: 17.02.09
 
 

İstanbul'da yaşıyorum. Yakın siyasi tarihimizle ve genel politik konularla ilgilenmeyi severim. F..