Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Kakofoni

Kakofoni
 

Rahibe yazıp, google da arayınca buldum resmi. Neye benziyor?


Son günlerde türbanla yatar, türbanla kalkar olduk. Ben de içimden geçenleri yazmak istedim.

Öteden beri başıma başörtüsü takmayı haz etmem.

Olur ya, bir okumaya gidersiniz. İşte öyle bir ortamda bir yasin, amme ve tebareke okunana kadar ruhum daralır benim. Başıma şöle bir geçiriverdiğim başörtüsünü nasıl çıkartıp atacağımı bilemem.

Bu arada da kafalarını sıkı sıkıya kapatan kadınları düşünürüm. Hiç sıkılmazlar mı acaba? Hiç ruhları kararmaz mı?

Anneciğim ben bildim bileli Kur'an okur, namaz kılar. Kırklı yaşalarının ortalarında başörtüsü kullanmaya başladı. Kardeşim ve ben çok garipsedik. Ama sonra alıştık. Annemin başörtüsü bir türlü başında durmaz. Saçının yarısı görünür. Yerine göre sıkılıp, başından atmışlığı vardır. Bildiğiniz eski usül takar başörtüsünü senelerdir.

Son günlerde pek sinirli annem. Konuşurken sesi kısılıyor sinirinden. Çok kızdığını, kafasındaki başörtüsünü çıkartıp atacağını söylüyor birkaç zamandır. Güldürüyor bizi.

Ben her seferinde, " Bir de basın toplantısı düzenleriz ha anne ? " diyorum.

Geçen hafta içindeydi yanılmıyorsam. Annemlere şöyle bir uğradım. Annem çok heyecanlı.

_ Bak. Tam da benim niyetlendiğim şeyi bir Karadenizli hatun yaptı. Kameralar eşliğinde attı başörtüsünü kafasından...

Anlatıyor bana. Haberlerde izlemiş. Ellerine sağlık diyor.

İki akşam kadar önce, Kaptan Corelli'nin Mandolini filmini izliyorum evde. Nicholas Cage ve Penolope Cruz var baş rollerde. Bir Yunan adasında yaşanan bir aşk öyküsü.

Ancak ben sadece film oyuncularının başlarıyla alakalıyım. Aynen bizim köylerimizdeki gibi, bazen annelerimiz tarzında kapalı saçları, bazen açık...

Eşim uyuyor yanımda, sanki Amerikayı keşvetmiş edasıyla bir çığlık atıp uyandırıyorum onu.

- Ne oldu?

_ Bak, bak, bak... Yunanlılar, İtalyanlar, İspanyollar... Akdenizliler yani. Bak hepsi zaman zaman kapatırlar başlarını. Bizimki bir gelenek...

_ Evet. Yeni mi farkediyorsun?

Bana bir allah akıl fikir versin bakışı fırlatıp, uyumaya devam ediyor eşim. Olsun. Ben mutluyum. Bizim salaklar neyin peşinde. İşte bu kadar basit diyorum kendi kendime.

Biliyorum neyin peşindeler ama bu olaya alet olan kadınları anlayabilmiş değilim. İnsan nasıl çıkıp " şeriat isteriz" diye bağırarak kendi haklarından feragat eder? Nasıl bu kadar siyasetçilerin kuklası olur? Nasıl kendi yerine bir başka kişinin karar vermesine razı gelir? Nasıl? Nasıl?..

Bir düğüne gidiyorsunuz. Pistin ortasında oynayan türbanlı genç kızlar var. Yüzlerinde bir küp makyaj, üzerlerinde vücutlarına yapışan bluzlar, upuzun ama derin yırtmaçlı etekler...

Benim çok ilgimi çekiyor. Mademki dinen türban taktın - söylem öyle ya- niye attın kendini ortaya teşhir ediyorsun kendini? Niye yaptın onca makyajı?

Fakültede türbanlı kızlar sevgilileriyle el ele dolaşır, öpüşür koklaşırlardı.

Duyardık biz. İmam nikahı yaptırıyorlarmış sevgileriyle. Üç defa boş ol denilene kadar her şey mübah artık...

Bir de ne zaman herhangi bir filmde bir rahibe görsem bana çarşaflı kadınları çağrıştırıyor. Elimde değil. Rahibe giysisi giyip gezmeye çalışan kadınlarımız var diyorum kendi kendime. Ama bana hiç hoş gelmiyor.

Demokrat olalım. Herkes nasıl rahat ediyorsa öyle dolaşsın diyor içimden bir ses. Ama bir itiraz yükseliyor ardından, eee, kıyafet devrimi niye o halde?

Başka bir ses, bu sorun siyasi. Gündeme zorla oturtuluyor. Neler kamufle ediliyor bu sorun gündemdeyken diyor.

İçimden gelen sesler ne komplo teorileri üretiyor, bir bilseniz...

 
Toplam blog
: 33
: 777
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

71 İstanbul doğumluyum. Öğretmenim. Şarkıdaki gibi, " bi' kızım var ve evliyim."..