Kaldırım mühendisliği

(Yanılmıyorsam) Necip Fazıl KISAKÜREK'E ait ünlü KALDIRIMLAR şiiriyle anlam kazanarak ünlenen, işi gücü olmayıp bir köşeye çekilemeyip sokakları arşınlayanlara atfedilirken hafife alınan KALDIRIM MÜHENDİSLİĞi sıfatıyla, bizim hergün üzerine bastığımız KALDIRIMLARA kadar kaldırım kelimesinin ne kadar şöhretli olduğu kafamda yerleşikti. Ama ne kadar önemli olduğunu bizim sokakta son bir ay içinde yapılan yeniden düzenleme nedeniyle daha iyi kavradım.

Sokağımızda yapılan kazılar nedeniyle kaldırımlar dahil tüm sokak yeniden düzenlendi, sokağın tek yön olması için daraltıldı, kaldırımlar arabalar tarafından işgal edilmesin diye biraz yüksek tutuldu, artık şasesi düşük araçlar kaldırıma çıkamıyor ama jiplere ve minübüslere engel olmak mükün mü? onların şase yüksekliği ayrıcalığı olduğundan kaldırımlar onların parkına tahsis edilmiş oldu.

Ancak sokak daraltıldığı ve kaldırımlar yükseltildiği için otomobillere geceleri otopark imkanı kalmadı, bunu inşaatı yapan ŞANTİYE (kaldırım) MÜHENDİSLERİ düşünemediği için (hani çevrede ücretli otopark olsa onlarla anlaşmışlar diyeceğim ama o da olmadığından) sokak sakinlerinin otomobillerini ne yapacağını merak ederek otomobili olan pencereden konuşan birine sordum, ne yapacaksınız diye arabamdaki ilana bak deyince, dönüp baktığımda SAHİBİNDEN SATILIK ilanının yapıştırdığını gördüm ve devam ettim, yani artık arabasız mı? hayır dedi, ben de artık ikinci el bir jip almayı hak ettim demez mi?

Hani kaş yaparken göz çıkarmak deyimi gibi, bizim sokak düzenlenirken park düzeni kökten karıştı...

Bizim bina mı? 10 daire için üç otomobillik park yerimiz var, kim erken gelirse park yerine sona kalanlar onun önüne park eder, artık sabahları daha sık günaydınlaşacağız gibi...