Kandil'e bayrak dikmek

Gün geçmiyor ki, şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.

Başbakan ya da hükümet yetkililerinden PKK ve Kürt meselesi ile ilgili ne zaman “açılım” mesajları verilse;

 Ve;

Ne zaman Başbakanımız yurt dışına çıksa, PKK  Terör örgütü saldırıyor, asker, polis, sivil dinlemiyor “katliam” yaparak Kuzey Irak’taki inlerine geri dönmeyi başarıyor.

Çaresiz kalan Hükümet, halkın gazını almak için;

Ya;

Komando birliklerini katliam yapılan bölgelere indiriyor, takip başlatıyor;

Ya da;

Diyarbakır’dan kaldırılan Savaş Uçaklarımız PKK kamplarına, Kandil’e bilmem “kaç yüz”

Sorti yapıyor.

Son bir ayda PKK tarafından şehit edilen güvenlik güçlerimizin sayısı 65 in üzerine çıkmış, milletin öfkesinin sınırı da artık taşma noktasına gelmiştir.

Son yaşanan Dağlıca Yeşiltaş Karakoluna yapılan saldırıda 8 askerimiz şehit edilmiş, 16 ya yakın askerde yaralanmıştır.

PKK Kuzey Irak’ı birçok ağır silahla birlikte 300 kişilik gücüyle sınırı geçiyor, Dağlıca ya geliyor ve sabaha karşıda saldırıda bulunuyor, 8 askerimizi şehit ettikten sonrada “elini kolunu sallayarak” tekrar inine dönüyor.

300 kişiyle sınırı geçen ve karakola saldıran PPK’ lıları ise;

Ne istihbaratımız fark ediyor;

Ne de;

İnsansız Heronlarımız tespit edebiliyor.

İstihbaratı ve Heron izlemelerini ABD kaynaklı sağlandığı artık açıkça görülmektedir. Ve açıkçası;

ABD istemezse PKK 300 kişiyle de, 500 Kişiyle de gelir, ağır silahlarıyla senin karakoluna saldırır, askerini, polisini şehit eder ve saldırı sonrası TSK tedbir alıp hemen harekete geçmesine, 30 aşkın teröristin leşini yere sermesine rağmen;

“Elini kolunu sallayarak” büyük çoğunluğu geri inine döner.

2002 de “sıfır” terörle iktidarı devralan AKP on yıldır “açılım ve müzakere” ile gittiği yolda bugün geldiği nokta ise çıkmaz bir sokaktır.

Artık cümle âlem biliyor.

AKP Hükümetinin elindeki “Sınır Ötesi Harekât” teskeresine rağmen TSK’yi sınır ötesi operasyona yönlendirememesinin nedeni 2007 yılında imzalanan “skandal” anlaşma engel olmaktadır.

Türkiye ile Irak Arassında imzalanan bu anlaşma gereği TSK’nin eli kolu bağlanmış, sınır ötesi harekât için ABD, Irak Hükümetinin “onayı” zorunlu hale getirilmiştir.

Türkiye’nin başına bela olan terör örgütü yıllardır yuvalandığı Kuzey Irak’ta gündüz “Peşmerge olup geziyor, gece PKK olup silahlanıp, sınırı geçiyor ve saldırıp geri dönüyor.

Türkiye’nin PKK teröründen kurtulabilmesinin en önemli ayaklarından birisi olan “sınır ötesi harekât, Kandil’e el konulması, Kuzey Irakta 20- 30 km lik bir “Güvenlik Çemberinin” oluşturulması artık kaçınılmaz bir hal almıştır.

MHP Genel Başkanı Bahçeli daha önce hükümete çağrıda bulunmuş,

“Kandile Türk Bayrağının dikilmesi gerektiğini, bu konuda da ne gerekiyorsa hükümete destek vereceklerini” açıklamıştı.

Bütün bu desteklere, iyi niyetlere rağmen Devlet ve hükümet  PKK ‘nın  tasfiyesini Kuzey Irakta Barzani ve ABD’nin insafına terk etmiştir.

Muhalefetin desteğine, halkın büyük çoğunluğunun isteğine ve elinde ki yetkiye rağmen bu güne kadar “Kandile gidilememesinin” acı gerekçesinin itirafı ise Genel Kurmay Başkanı Özel’den gelmiştir.

BBP Genel Başkanı ile yapılan görüşme esnasında BBP genel Başkanı Mustafa Destici ;

 “ Paşam Kandile neden gitmiyoruz?” sorusuna paşanın verdiği cevap TSK’nin ve Hükümetin içine düştüğü çıkmazı gözler önüne sermektedir.

Paşanın Kandile girilebilmesinin üç şarta bağlı olduğunu açıklıyor ve bu üç şartı da şöyle açıklıyor;

1. Bunun için devletin karar vermesi gerekir;

2. Uluslar arası güçler (Başta ABD ve AB.) ikna edilmeli;

3.Muhtemel ağır kayıplara kamuoyunun hazırlanması gerekir.

Genel Kurmay Başkanı Özel’in bu üç maddede toplanan Kandille ilgili” harekât şartlarına AKP kanadının “sessizliği” damgasını vurmuş, MHP Grup Başkan vekili Oktay Vural Ve CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi’de tepkilerini dile getirerek;

“ Devlet ne yapması gerekiyorsa bir an önce yaparak gereğini yapsın” sözleriyle bir an öncede “sınır ötesi harekâtın” yapılması gerektiğinin altını çizmişlerdir.

AKP Hükümeti, devlet artık oyalanmayı, sabrı bir kenara bırakarak bir an önce “sivrisinek bataklıklarını kurutacak” eylemleri hayata geçirmeli, PKK Terör örgütünün kalbi olan Kandil’e artık “röportaja giden gazeteciler değil, her gün kanları dökülen askerlerimiz gönderilerek bu hain yuvası işgal edilmeli, bir daha indirilmemek üzere de Kandil’e “Türk Bayrağı” dikilmelidir.

 Sonsuzluk (Osman Özeker) 21.06.2012.