Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '12

 
Kategori
Öykü
 

Kapı -2-

Kapı -2-
 

Uçsuz, bucaksız


Çıktım odadan, ayaklarım kumlara gömüldü.  Sıcaktı, ama yakıcı değildi. Tıpkı hava gibi. Kavurmuyordu. Belli ki, çölde yürümem gerekiyordu. Odada nasıl oturduysam, çölde de yürümeliydim.

 

Ben de yürüdüm. Bazen koştum. Kum tepelerinden aşağıya kaydım. Yuvarlandım. Çölde gece olmuyordu hiç. Sürekli aydınlıkta kalmayı garipsedim. Bazen oturdum. Dinlenmek için değil, çünkü hiç yorulmuyordum. Sadece oturarak çölün sesini dinlemek için. Çölün sesi sessizlikti.

 

Bazen kum fırtınasına yakalandım. Kaçacak, saklanacak yer yoktu. Fırtınanın ortasında, dinmesini bekledim. Ağzım, burnum kumla doldu. Kumdan Adam’a döndüm. Fırtına dinince, yine temiz hava. İçimde biriken kumlar, öksürüklerim eşliğinde dışarı çıktı. Su gibi, kumunda beni temizlediğini düşünüp, yoluma devam ettim.

 

Nice zaman sonra, bir çöl böceğine rastadım. Yarenlik etti bana. Konuştum. Kapıyı bulana kadar neler yaşadığımı, bir tek ona anlattım. Dinledi. Sözlerim bitince, gitti.

 

Kumları, ayaklarımın altında  hissede hissede yürüdüm. Odayı ve çölü düşündüm. Karanlıkla aydınlığı. İkisinin içindeki sessizliği. Uyumu. Her koşula uyum sağlayan bedenimi. İçimdeki ve dışımdaki ahengi. Ahengin ahengini.

 

Bu sefer bir şeyler olacak diye beklemedim. Hayalkırıklığı, üzüntü ya da kızgınlık yaşamadım. Çölün, kumun, güneşin içinde aktım. Yol aldım. Her anımın tadını çıkarttım.

 

Ölçemediğim bir zaman sonra, ufukta bir beyazlık gördüm. Serap olasılığına karşılık heyecan etmedim. Yaklaştıkça gerçek olduğunu anladım. Yanına gelince, yine dokundum kapıya. Bu sefer, kalp atışının yanında nefes alışını da duydum.

 

Öylece O’na dokunarak kaldım. Sonra açtım. Yeşil ve mavi denizi gördüm  önce. Sonra kumsalı. Bu sefer denizin ıslattığı kuma gönderilmiştim...

 

Çimen Erengezgin

 
Toplam blog
: 164
: 608
Kayıt tarihi
: 08.09.11
 
 

Yazar ve Yoga Eğitmeni ..