Kapılar

Tak tak tak!
Kim o?
Kapı

Kapılar ne büyük bir kültürdür düşünmesini bilene!

Tasavvufta!

''Dört Kapı Kırk Makam'' mutasavvıfların insan-ı kâmil olma yolunda katettikleri dört kapıyı ve bu kapıların her birine açılan kırk makamı ifade ettiğini.. Ayrıca yapılan araştırmalar, Türk tasavvufunun lider şahsiyetleri konumunda bulunan Ahmed Yesevî, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal’ın ''Dört Kapı Kırk Makam Anlayışı'' içinde düşünüldüğünü gösteriyor..

Osmanlı döneminde kapının önemi

O zamanki toplumunun ahlâk ve mahremiyet anlayışı çerçevesinde, ev sahibinden izinsiz, kapıdan giremezlermiş. Kapıdaki tokmaklar da, ayrı bir kültür ve medeniyet örneğidir. Kapıdaki iç içe iki demir halkadan büyüğü, daha tok ses çıkarır, eve gelen kişi erkek ise, bu halkayı çalar; içte olan halka ise, daha ince bir ses çıkarır, bu eve gelen kadın ziyaretçiler içinmiş. Çalan tokmağın sesine göre ev sahibi gelenin cinsiyetini anlar kapıyı açmaya ona göre birisi gider evdekiler gelene göre kendilerine çeki-düzen verirlermiş..

''Gönül kapım sana her an açık
Ne olur çalmadan gir içeri''

Bazen bir şarkı oluruz kapalı kapılar ardında.. Kapının altından sızsın da sesimiz, sevdiğimizin kulağından duyulsun isteriz. Kapılarda tıpkı biz insanlar gibi çeşit çeşittir.. Onların da kendi hallerinde türlü, türlü kaderleri ve nasipleri vardır.. Çünkü; ''Hayattır sadece dünyada yaşanan.'' onlar içinde..

Dünyadaki kapılardan örnekler düşündüğümüzde aklımıza gelenler:

*Ev kapısı - Oda kapısı - Bahçe kapısı - Cümle kapısı - Sokak kapısı - Komşu kapısı - Hükümet kapısı - Sınır kapısı
El kapısı - Cami kapısı - Okul kapısı - Karakol Kapısı - Gümrük kapısı - Hastane kapısı - Fabrika kapısı - İş kapısı
Ekmek kapısı - Kul kapısı - Çaresizlik kapısı - Dert kapısı - Dost kapısı - Şans kapısı - Huzur kapısı *

Hangi kapı açılsın istemez ki sağlık, huzur, mutluluk ve umutla, ''doğacak yeni yarınlara?'' Bir de ''kulpu kırık'' kapılar vardır.. Kilitleri pas tutmuş, sebebi yüreğinde gizli kalmış o yüzden de kendiliğinden açılmayan..

Dünyada var olan ''gerçek'' iki kapı vardır..
Bunlar ''doğduğumuz gün ve öldüğümüz gün'' ilk kez girip, son kez çıktığımız kapılar.

Bundan sonraki hayatımızda bizleri iki kapının daha beklediğini söylerler biri ''cennet kapısı,'' diğeri de ''cehennem kapısı''

İşte!

Bu kapılardan birini açacak olan anahtar da bizler ölmeden önce ki hayatımızda hangi kapılardan iyi niyet, sabır, hoşgörü ve güler yüzle, girip çıkmışsak, yine o kapıların kilitlerinde gizliymiş..

Hatırladık değil mi?

Bir de gönlümüzün ''göz evi'' var.
Kapısı kapanmayan hep açık olan...

Oradan sadece Allah'ın huzuruna yol vardır.. (huzur kapısı)

''Melekler yüreğinizden öpsün''

Okuyanlara saygılarımla.

Sabiha Rana

Fotoğraflar:Eski İstanbul evlerinin kapılarından örnekler..