Kar yağıyor ya

Her sorulana cevabı olanlar, kendilerine demirden bir zırh edinmişlerdir.
Yaşanan her yerde her toplumda, yaşayanların birliktelikleri hep aynı çizgide diye, bir basma kalıp yaşama biçiminde yaşamak zorunda değildir. Kabul edilmezliği, kişi kendi içinde yaşar sonra taşan eksik parçaları başkalarına sunar.

Düşünce ile seslendirme eğer yeri yoksa ki ;kişi mutlak önceden buluntu bir yer edinmiştir, onun fikirlerinin hayat bulmadığı yerde, pılını pırtısını olağan üstü bir çabayla, hatta hızla toparlar, yerleştirir. Heyecan içten gelen dürtüler kişiyi bir kaç varlık gibi sorgular. Durmadan soru cevap yöntemiyle çalışan beyin, kişiye dur derken, bu sıkıntıyı ya kişinin mutfağa yönelmesiyle heyecanı, kamçılanan düşünceleri istirahate çekilir, ya da kişi uyuşuk halde uyumayı tercih ederki , burda zihnin araştırma sorgulaması iştahını kapatır. Artık sorulara cevap vermeyip ortamı radyo düğmesini başka kanala çevirir gibi kendini kontrol eden , bir ele teslim eder.Her iki şekilde de insanın belli çalışmalar sonucunda beyin fonksiyonlarının iyi beslenemediği de bir gerçektir. Beslenme nin çok çeşitli nüveleri vardır .Hayat her kişiye aynı ikramı sunulmayabilir, ama telafisi kişi tarafından nasıl algılandığı , bu algılanmanın iyi kötü yanları kişinin gelişimi , fizyolojik gelişimi, sosyolojik davranışlarının psikolojik görünmeyen hissiyatlarının sonucunda; acaba kişiği üzerindeki etkileriyle belirlenmiş olur.

Kişi ya ayağını sağlam basar, az olumsuzlukları derinleştirmez, ya da bunların altında ezilir , arada bir güneşi görse de ;devamlı üşümektedir ısınmaya ısıya hasrettir.