Kara Lastik Anadolu’nun simgesi gibi, kaderi gibi, kara ve sağlam ...

Mehmet Uslu ile İfsak’ta açılan “ Fırat’ın Ötesinde Yaşam” başlıklı Fotoğraf Sergisi Üzerine Söyleşi

Zeliha Demirel : Öncelikle kutluyorum sevgili Mehmet Uslu. Fotoğraf serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Mehmet Uslu : Merhabalar hoş geldiniz.ilköğretim çağlarında elde ettiğim bir makineyle birlikte fotoğraf serüvenim başlamış oldu.12 yaşından sonra uzun bir süre tüm köy düğünlerini ben çekiyordum. Fotoğrafın genelde herkes özelde köy halkı için çok lüks olduğu dönemlerdi. o günden bugüne fotoğraf makinesini elimden düşürmedim. Ve hala bir çok proje kapsamında fotoğraf çalışıyorum.

Zeliha Demirel :  Sergide iki farklı fotoğraftan söz etmek mümkün; bir grup o anın tespiti gibi, duran bekleyen ya da objektife bakan ya da objektifin gördüğü. Diğer grup bir hikayenin aktarılışı ve hareketin fotoğrafı. Sohbetimizde hikayeden biraz söz ettiniz bunu da anlatır mısınız?

Mehmet  Uslu : Aslında ilk etapta öyle gibi görünüyor fakat yaklaşık 10 yılda ve  farklı mevsimlerde çekilen fotoğrafları kapsıyor. İlk bakıldığında çok farklı fakat bir bütün olan iki hikayeden oluşan fotoğraflardan oluşuyor. Birinci anıları donduran ve kırsal yaşamı tüm ayrıntılarıyla anlatan fotoğraflar. İkincisinin atlarla yaşam hikayesi var.

İki farklı hikayenin içinde birden çok hikaye var. Her bir hikaye başka bir hikayeye kapı acıyor. Atlarla yaşam hikayesi Fırat’ın ötesinde yaşamda çok da görülmeyen bir hikaye -20 derece bir metreye bulan karın altında atlarla birlikte sıcak suyun tadını çıkarıyor. Bu tarz hikayeleri ya da görüntüleri daha çok İskandinav ülkelerinde ancak görebiliyoruz.

Zeliha Demirel :Tamamen doğal ortama plastiğin girmiş olduğu fotoğraflar var. Mavi leğenin olduğu fotoğraf doğanın katledilişine vurgu gibi yüzümüze çarpıyor. Bu çok önemli.

Mehmet Uslu :  Evet görsel anlamda da rahatsız edici maalesef plastik hayatımızın her alanında ve doğanın tam kalbinde. Şehirde, köyde, mezrada, yaylada ve adem oğlunun nefes aldığı her yerde.

Zeliha Demirel :  Bir de o çamur içinde ayaklar var ya o kare çok art okumaları olan bir kare, bu fotoğrafın dışında kalan hayatı merak ediyor insan bu fotoğraf bence serginin bana göre en etkileyici fotoğrafı. Bunu duygusal bir bakış içinde söylemiyorum.

Mehmet Uslu :  Evet size katılıyorum. Tüm fotoğraflarımın arasında bana göre en sade, en net ve hikayesi en uzun olandır. Kara lastik Anadolu’nun simgesi gibi, kaderi gibi, kara ve sağlam ve neredeyse Anadolu’da yaşayan herkesin yaşamının bir parçası olmuş ve olmaya devam ediyor.

Zeliha Demirel :  Sizce gerçeklik fotoğrafa ne kadar aktarılabilir?

Mehmet Uslu :  Belgesel fotoğrafçısıyım.  Tüm fotoğraflarımda çok derin ve uzun bir  hikaye vardır. Baktığınız her fotoğraf size kendisini anlatır. Olduğu gibi müdahale etmeden kurgu yapmadan çekiyorum. Dolayısıyla  gerçeklik ön plana çıkıyor. Bazen tek bir kare bile oradaki yaşam hakkında çokça bilgi verebiliyor.

Zeliha Demirel :   Bu sergi ne kadar süreçte oluştu?

Mehmet Uslu :  Fırat’ın ötesinde yaşam on yılda çekilen yüz bin fotoğraf  arasında seçilen 41 seçkiyle oluşuyor. Yaklaşık on ile ait fotoğraf ve onlara ait hikaye var.

Zeliha Demirel :  Fotoğraflarda insanlar ürkek, çekingen ama yüzlerinde mutlu ifadeler var biraz da buradan gidelim…

Mehmet Uslu :Her şeye rağmen gülen yüzler var. Uzun zamandır çekilen acılar dramlar var. Buna bir de yoksulluk eklenince o korkuyu çekingenliği görebiliyorsunuz. Ama her şeye rağmen mutlu kalmayı becerebilmişler. Sergideki fotoğrafların bir çoğuna baktığınızda gülen bir çok insanı görmeniz mümkün.

Zeliha Demirel :  Eklemek istedikleriniz var mı?

Mehmet Uslu :  Genellikle orijinal ve daha önce işlenmemiş mekanlarda fotoğraflar çekiyorum. Gezdiğim bir çok köy ve mezralarda bir çok insanın fotoğraf makinesini ilk defa gördüğüne şahit oluyorum. Oralarda fotoğraf çekmek daha zahmetli olabilir ama kesinlikle şehirde fotoğraf çekmekten daha keyifli.

Zeliha Demirel :  Çalışmalarınızın devamını dileyerek tekrar kutluyorum ve teşekkür ediyorum.

Mehmet Uslu :İlginiz için ben de teşekkür ederim.