Karanlık bir geceydi

Karanlık Bir Geceydi, 12 Eylül 1980…

Ülkemizde 12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbe üzerine birçok öykü, roman ve şiir kitabı yazıldı, filmler çekildi. O gün, o 12 Eylül günü, Türk tarihinde bir dönüm noktasıydı. O tarihlerde genç olanlar talihsiz bir yazgının kurbanı oldular.

“Karanlık Bir Geceydi” isimli roman da işte o günü anlatıyor. 12 Eylül 1980’nın 24 saatlik fotoğrafını yansıtıyor. Bu yönüyle dikkatte alınması gereken, ilginç bir kitap…

Sevim Korkmaz Dinç’in bu ilk romanı İlya yayınları arasından çıktı. 210 sayfa.

Roman, 11 Eylül 1980 günü saat 23.00’da başlayıp 12 Eylül günü saat 23.30’da bitiyor. O yirmi dört saatlik kesiti sunuyor bizlere. O günleri yaşayanları, merak edenleri alıyor adım adım, ürperterek, titreterek çekiyor atmosferine. Leyla, Zeynep, Neslihan ve Mehmet, karanlık bir gecede, sokakta evlerin duvarlarına yazılar yazıyorlar… Gece karanlıktır ama sessiz değildir bir sokak ötede çatışmalar vardır. Silah sesleri susmak bilmemektedir. Roman böyle bir ortamda başlıyor… Sonra tank sesleriyle, polis sirenleriyle devam ediyor. Yitirilen umutların, bittirilen düşlerin, şaşkınlıkların, çırpınışların romanı oluyor Karanlık Bir Geceydi.

Karanlık sokaklarda yazılan yazılar, sıkılan kurşunlar, polis sirenleri, kaçışmalar yüreğini ürpertiyor insanın. Ve birden bire duran, soluksuz kalan yaşamlar… Özel izinlerle açılan işyerleri… Gün boyu okunan demeçler… Hastalar… Ekmek kavgaları. Direniş senaryoları, soluk soluğa kaçışlar. Neye uğradıklarını anlayamayan, yalnızlıklarıyla baş başa bırakılan, sonra da evlerinden birer birer alınıp meçhule götürülen gençler. Bir dönem Türkiye’sinin yaşanmışlıklarına ayna tutuyor Karanlık Bir Geceydi.

“O dönemi yaşayanlar kadar, o dönemi tarih öncesiymiş gibi bilmeyen gençlerin de okuması gereken bir anlatı. Çünkü aşkların, düşlerin, umutların bir karadelik gibi yutulduğu bu karanlık dönemi içinden anlatıyor yazar…”

Olay örgüsü başarılı, yazar kahramanlarının yaşantılarına geri dönüş tekniğiyle girip çıkıyor. Onları tek tek konuk ediyor duygularımıza. Merak unsuru baştan sona kadar hep okuyucuyu kışkırtıyor. Bu yönden bakıldığında kolay okunan bir roman Karanlık Bir Geceydi. Kitap bittiğinde, “Acaba sonra neler oldu?” sorusu gelip takılıveriyor usuna okuyucunun.

O dönemi, okuyucu hep karanlık bir gece olarak anımsıyor… Karanlık gecede bir sokak, sabaha doğru tutulan köşe başları, yakın sokaklardan duyulan silah sesleri, koşmalar… Soluk soluğa gizlenilen evler. Sonra aniden duran yaşamlar… Bir ülkenin soluksuz kalması.

Sevim Korkmaz Dinç bu anlatısını yalın, abartısız bir dille sunuyor. O dönemin içinden gelen bir yazar olarak; o gecenin nabzını iyi tutuyor. Bir dönem tarihimizin tanığı oluyor bu yüzden Karanlık Bir Geceydi. Şu cümleler o geceyi ne de güzel anlatıyor değil mi? “Gökteki yıldızlar, uzakta yanıp sönen ışıklar… Yavaşça kapattı gözlerini… Şimdi sadece akıp giden düşünceleri ve etrafında koyu bir sessizlik vardı…”