Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '09

 
Kategori
Kitap
 

Karanlık çökerken neredeydiniz?

Karanlık çökerken neredeydiniz?
 

KARANLIK ÇÖKERKEN NEREDEYDİNİZ


Olmasın o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gün gelip ayrılsak da
Seninle arkadaş

Bir kıvılcım düşer önce
Büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş
Yanmışsın arkadaş

Dolduramaz boşluğunu
Ne ana ne kardaş
Bu en güzel bu en sıcak
Duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince
Her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu
Beraberce el ele

Olmayacak o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gun gelir ayrılsak da
Seninle arkadaş


KARANLIK ÇÖKERKEN NEREDEYDİNİZ.


12 Eylül faşizminin panzerleriyle ezip geçtiği, işkenceden geçirdiği, idam ettiği, sakat bıraktığı 78 kuşağının öyküsü. Çok örselenmiş, doğup büyüdükleri sokaklardan okul arkadaşlarından, yaşadığı kentlerden koparılan bir kuşağın öyküsü. İşkence tezgahlarında onurluca direnen gençlerin öyküsü. Umutları ve sevdaları olan gençler.

Kitabı baştan sona gözyaşlarımla okudum. 12 Eylül öncesi ve 12 Eylül faşizminin işkeceleri bir bir film şeriti gibi geçti gözümün önünden.

Yer yer beynim uyuştu, ürperdim tüylerim diken diken oldu. Bir kez daha hayran oldum devrimcilere Onur duydum. Kaybettiklerimize saygılarımı sunarım. Mücadeleleri yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Okuyanlar kendilerine, anılarına, dostluklarına ait bir şey bulacaktır. Ve soluk soluğa okuyacaksınız. Ve insana dair sevdaların umutların yok edilemediğine tanık olacaksınız.

Kitaptan bazı alıntılar aktarıyorum.

-“Elektrikli cop daha çok acıtıyor….Hem vücudun kapkara oluyor, hem de kendini çok aşağılanmış hissediyorsun…” Çözülmedim. En azından direncimi kazanacaktım. Vakti geldiğinde ölümle daha kolay barışabilmek…O günlerde ölümle çok oynamıştık… Bir keresinde çırılçıplaktım. Hava buz gibi soğuktu. Üstüme soğuk su dökmüşlerdi. Titriyordum.Tek başınaydım. O gün ilk kez sol ayak başparmağıma o elekrot bağlandığında ölmekten, bir kalp krizinden gitmekten korkmuştum.

Böyle zamanlarda insan hayata nasıl bağlanıyor, bir bilsen…Nasıl katılaşıyor, nasıl sertleşiyor…bir bilsen…Nasıl katılaşıyor, nasıl sertleşiyor…Yine susmayı seçtim.

Bir keresinde çok yumuşak tarafımdan vuruldum ve ağlamaya başladım. Sağmalcılar’da kalıyordum, anneme haber ulaştırabilmiştim. İlk ziyaretinde herkesin önünde “Seninle gurur duyuyorum oğlum!...” Seninle gurur duyuyorum!... diye bağırdı. Birlikte ağlamıştık.


“yıllardır tek istediğim ne biliyor musun işkencede bana yumruğu atan ve gözümü kör eden adamla karşılaşmayı.”


“Onlar, o büyük gücü elinde bulunduranlar, pijamalarıyla hepimiz gibi aynanın karşısına geçtikleri gecelerde, sabahlarda kendilerini nasıl görüyorlar şimdi? Kendilerine aslında ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını sorduklarında. Tabii sorabiliyorlarsa eğer, ne yanıt veriyorlar. Onca idam kararını altına imzalarını attıktan, onca işkenceden ölüm açığa çıktıktan, sürgüne gönderilen, vatandaşlıkları kaybettirilen binlerce insandan sonra, o aynada ne görüyorlar, kimi görüyorlar?...Darağacına yaşı büyütülerek gönderilenler bile vardı.
Soru oldukça insani , ya yanıtlanması o kadar zor ki.


Devrimciler duyarlı insanlardır. Devrimci mücadelenin kuralları vardı. Mücadele için kendilerini katılaştırmak zorundadırlar. Onlar haksızlıklara karşı çıkmaktan başkasını yapamazlar. Hayatlarını bile koyabilirler hiç çekinmeden mücadele için. Onlar da herkesin bildiği o merdivenlerin basamaklarından çıkarak yükselmeyi seçebilirlerdi. Ama seçmediler…”


Onlar insan kalmayı seçtiler, onlar her sabah, her gece aynanın karşısına geçip kendilerine bakabilmeyi başardılar.

KARANLIK ÇÖKERKEN NEREDEYDİNİZ !

Mario LEVİ

 
Toplam blog
: 221
: 1905
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

Evli bir kız çocuğu babasıyım. Yüksekokul mezunuyum. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.16.03.2017 ta..