Karanlık ve gerçekçi bir James Bond

YÖNETMEN: SAM MENDES
OYUNCULAR: DANIEL CRAIG, JAVİER BARDEM, BERENICE MARLOHE, JUDI DENCH,RALPH FIENNE,NAOMI HARRIS.
SÜRE: 143 dakika

Elli yılda 23 filmle James Bond’un tüm zamanların en başarılı film kahramanı olduğu tartışılmaz. Elli yıldır izlenen bir kahramanın değişen dünya içinde varlığı ne kadar sürebilir ? Bu değişimi kendi bünyesinde de yaşadığı sürece demode olmayacağı kesin. “Skyfall” bu konuda Bond serisinin geçirdiği evrimi net bir şekilde ortaya koyuyor. Daniel Craig ile daha sertleşen Bond karakteri yanında artık filmde daha karanlık bir atmosfere sahip. Son on yılın başarılı ajanı “Jason Bourne” serisinin veya soğuk savaş yıllarını anlatan casusluk filmlerinin havasını taşıyor. Roger Moore veya Pierce Brosnan yıllarının şık, havalı süper ajanı yerini mesleğine devam etmesi bile tartışılır hale gelmiş bir anti kahramana bırakmış durumda. Onun imajını sarsan sorun, kontrol edilemez duruma gelmiş terör belası karşısında gizli servisin de başarısızlık yaşamasıdır. Kendisi de bu durumdan sorumlu tutulmaktadır.

Bond filmlerinin kötü adam kadrosunda bu kez sararmış saçlarıyla Javier Bardem’in oyunculuğu gövde gösterisi yapıyor.  Silva olarak anılan bir teröristi canlandıran Bardem,  terk edilmiş bir adada kurduğu siber ağ ile Londra’da terör rüzgarı estirmektedir. Bond ile aynı zamanda ajan olarak yetiştirilmiş olduğunu sonradan öğreniyoruz. Büyük patron M güvenmediği bu elemanı devre dışı bırakarak Bond ile yoluna devam etmiş. Silva yüzüstü bırakılmasının acısını terörle almaya çalışmakta, kendisi için anne figürü olan Bayan M (Judi Dench) ile karşılaşacağı daha doğrusu intikamını alacağı günü iple çekmektedir. Gizli servis M16’nın karargahını havaya uçuracak kadar gözü dönmüştür.

Bond kızı kadrosunda ise güzel Fransız oyuncu Berenice Marlohe, Sévérine’i canlandırıyor. TV dizilerinden gelen Marlohe gizemli ve seksi havayı bir Bond kızına yakışır şekilde yansıtıyor. Naomi Harris ise Bond’a hayran saha ajanı Eve Moneypenny olarak karşımıza çıkıyor.

İlk kez James Bond’un geçmişi hakkında detaylı bir pencere açılıyor. Onun çocukluğunu yaşadığı eve gidiyoruz. İrlanda’da dağlık ve çorak bir arazinin ortasındaki ev, görüntü yönetmeni Roger Deakins’in kamerasıyla karanlık ve tekinsiz bir mekana dönüşüyor. Coen Kardeşlerin değişmez kameramanı Deakins her kare ile klasını gösteriyor. Finalde evde olan silahlı çatışma gereğinden fazla uzun tutulmuş.  

Üzerinde çok konuşulan İstanbul sahneleri Kapalıçarşı ve pazaryeri aksiyonlarıyla sınırlı kalıyor.  İstanbul’u özellikle yansıtmaktan uzak, sadece aksiyon sahneleri olarak anımsanabilir. Şangay ise olağanüstü güzellikte panoramik karelerle hafızalara kazınıyor.

Bond filmlerinin yeni karanlık ve hatta klostrofobik atmosferine alışmak gerekiyor. Eskinin neşeli, sosyetik ajanı artık işini kaybetmemeye çalışıyor, diğer taraftan yaptığı işin doğru olup olmadığından şüphe ediyor . Günümüz insanının depresif tonu artık Bond'a da yansıyor.  Dozu azalan aksiyon yerini uzun diyaloglara bırakıyor. “Amerikan Güzeli” ile Oscar kazanan İngiliz yönetmen Sam Mendes yeni ve daha gerçekçi Bond ile seriyi güncelliyor.  Adele’in söylediği tema şarkısı ise tek kelimeyle muhteşem.