Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Deneme
 

Kardan ağaç masalı

Yaşam yol almalarında, susadığın ve acıktığın en olur zaman dilimlerinde, kendi kendine sayıkla ve bağışlama olan hiçbir şeyi, buz keserek…

Büyüklerin, erkleri için tahtlar, silahlar ve ölüm avuntuları kurgularken henüz beşiğindeyken sen, unutma ve her boş bulunduğunda haykır, yaşam senden kırılan çocukluğun darağacına asılıdır.

Diline hakim kılınan kelepçeleri itibar ve adam olmanın şartı sayarken birileri, büyümek susmakmış meğerse…

Yüreğini kızgın bir demir gibi döven varoluş, yüreğinin aralıklarından zemheri estirir.

Üşüyen teselli, sırtına battaniyesini alıp kırsala düşer. Kardan halı, kardan ağaç olan yurdunda.

Düşleriyle cebelleşmesi, ateşini kardan ağaçlara sıçratır. Kalabalık bir başına didinmelerini besledikçe, battaniyesi bomba düşmüş ateş altındaki sığınağa dönüşür. Fazla düşlemekten düşer yaya olarak bozkıra…

Bozkır, karıyla kışıyla can yakar mezar eşer ona. Bozkır, kar kaplamış bir uğultudur. Bozkır, bir başına kalkışmanın eksik kurulmuş mekanıdır. Sürer ıssızlığını karın tipinin üstüne üstüne, yakar kar donmuş belleğini aydınlansın diye önün oysa…

Bozkır, uçsuz bucaksız bir inkara dönüşür. Bacaklarını kurtlar, ciğerini leş kuşları parçalar. Kanıyla kayıp yarın resimleri çizilir kara, karanın rengi karadır.

Ahırın buğusunun ısıttığı kondularında uslarına sığmaz bir düş görünce çarıkla eşarp, apar topar çökelek, yoğurt ve süt sunarlar düş kanamalarına, kendilerinden geçerek…

Dağlardan esen sert rüzgarı koynuna dolduran kardan ağaç, koynunda gelecek ihtimallerini avutur. Avuntusu dağdan ovaya ayak izi olurken, yaşama karşı eksik mevzilenmiştir.

Kardan ağaç köküne kibrit suyu döken yanlış anlaşılmalar ve ihmaller, soğuk terler döker ovadaki kardan ağaçlarda…

Ovada, sınırlı alanda biriken kardan ağaçlar, kökünden koparılan ve asi esintilere maruz kalan kaç kardan ağaçla yalan yanlış hesaplaşır, en olur olmaz zamanlarda…

Kayakları yolda kalan çırpınışlar, bedeli havanda dövülen kardan ağaçlarla kartopu oynarlar.

Dalları kırılmış, gövdesi oyulmuş, kökünden söküldü sökülecek kardan ağaçlar, ovada sınırlarında kalan ormandaki kardan ağaçlarla bir olma düşleri kurar. Daha dün kökünden koparılıp yapay yanılgılara sunulmuşlardır oysa…

Ellerinde kardan ağaçların kırık dalları sokaklarda oyunlar oynayan çocuklar, sobada tutuşturulan kırık dallara haksızlık yapmazlar ama…

Bir gece don olunca kardan ağaçların dibinde akan sularda, donakalır düşler…

Sanki bir daha bahar gelmeyecek ve kardan ağaçların kök salarak barındığı, sığındığı dağların karı erimeyecekmiş ve dona kalan su dünyada bir daha gümbürdeyerek, çağlayarak düşe akmayacakmış gibi…

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..