Kartvizitlerindeki İsimlerinin Önünde "Uzman" Sıfatı Var

Tecavüz suç mudur?
Komik bir soru değil mi?
Olsun efendim, komik olsun. Ben tekrar bu soruyu soracağım.
Tecavüz suç mudur?

Bu soruyu tekrar ve tekrar sormak ahd olmuştur. Bu topraklarda feci bir skandal yaşanmaktadır. Feci demek belki yeterli değil, tam anlamı ile trajik bir durum yaşanmaktadır.

Hani şu kendisine gazete diyen ve yine kendisine yazar sıfatı yakıştırdıkları ve kendi bünyelerinde çalıştırdıkları zevatın, 14 yaşında bir kıza neler neler yaptığını geçtiğimiz yıl bütün komuoyu takip etmişti. Malumunuz, sonraki gelişmeler daha bir rezillikler abidesi olarak memleket tarihine kara bir leke olarak geçti.

O gelişmelerin detaylarına tekrar dönmeyelim ve bu konuda o dönemde Adli Tıp tarafından verilmiş olan raporun içeriğini hatırlayalım. Ne diyordu o dönemde Adli Tıp tarafından düzenlenen rapor?

“14 yaşındaki B.Ç.’nin beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır.”

Aynen böyle bir ifade geçmişti ve bu rapor sonrasında kamuoyunda bir infial ortaya çıkmıştı. 14 yaşındaki B.Ç. bu zaman dilimi içerisinde tamı tamına üç kez daha muayene ediliyor ve aynı Adli Tıp bu defa B.Ç.’nin beden ve ruh sağlığının bozulduğuna kanaat getiren rapor düzenliyor.

E tabi bu duruma pes denir. Pes demek yetmez efendim, daha daha çok laf söylenmesi gerekir bu rapor üzerine.

O halde hemen bir kaç soru daha soralım.

B.Ç.’nin beden ve ruh sağlığının bozulmadığına dair verilen ilk rapor kim ve kimler tarafından düzenlenip, verilmiştir?

İlk raporu düzenleyen kurul üyeleri kimlerdir ve kart vizitlerindeki isimlerinin önünde hangi sıfat bulunmaktadır?

İlk rapor ile son rapor arasındaki zıtlık ciddi bir hukuki sorun yaratmıyor mu?
Yalan, sahte ve gerçeği gizleyen rapor düzenlemek suç değil mi?

İlk raporu da düzenleyenler uzmandı, şimdiki raporu düzenleyenler de uzman, o halde bu denli farklı içeriklere sahip olan raporlardan birisi sahte ve düzmece. Ne olacak bu durumda?

Her neyse efendim, şimdi geçelim bu noktayı. Mağdur durumda bulunan 14 yaşındaki B.Ç. skandallar eşliğinde defalarca mağdur haline getirilmiştir. Şu son raporun ortaya çıkması için B.Ç tam üç kez Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesi tarafından muayene edilmiş. Komik olduğu kadar trajik bir durum. Ne tuhaf bir durum. 14 yaşındaki bir çocuğun istismardan etkilenip etkilenmediğini sorgulamak durumunda kalıyoruz hukuk adına. Etkilenmeyeceğini söylemek için insanın akli dengesini yitirmiş olması gerekir.

Bakınız bu konuda Türkiye Psikiyatri Derneğinden Prof. Şahika Yüksel ne diyor?
"'Çocuk istismardan etkilenmez' diye bir şey yok, etkilenirler. Türkiye'de çok sayıda cinsel istismar yaşamış, yaşmakta olan çocuk ve erişkin var. 'İstismar hasar bırakmamıştır' diyerek cinsel istismarı yok sayan bu rapor, o insanlara adaletin olmadığı, kendilerinin istismar edenle baş başa bırakıldığı, zararların önemsenmediği duygusunu vererek, onların da sağlığının bozulmasına etki eden bir rapor."

En başta sorduğumuz soruya dönelim ve tekrar hatırlayalım sorumuzu
Tecavüz suç mudur?

Cevabı belli olmayan bir şey değil bu soru. Tabiî ki suçtur tecavüz. O halde rapora ne hacet? Ne gerek vardır Adli Tıp Kurumunun vereceği rapora? Raporun içeriği, beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır dediği zaman, sanığın alacağı cezanın indirimine neden olmaktadır. Ne tuhaf bir durum değil mi? Ne kadar saçma bir neden. Sanığın alacağı cezayı hafifletmek adına olmadık taklalar atılan bir ibare.
Mağdurun beden ve ruh sağlığı bozulsa ne, bozulmasa ne? Bu durumun sanığın alacağı ceza ile ilişkisi nedir? Doğrusu anlayamadığım nokta burası. Sanık suçu işlemiştir ve suçun sabit olduğu ortadadır. Ne yapacaksın mağdurun ruh sağlığının ne olduğunu? Neresinden bakarsanız bakın tam bir saçmalık abidesi bir durum.

Her neyse efendim, umarım ilk raporu düzenleyenler hakkında da bir soruşturma başlatılır.

Ne diyelim?