Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kasanın hesabı mahşere kaldı !

Yazılarıma dikkat ederseniz inançlarım  önceliklidir.  Çünkü bu dünya bir sınama dünyasıdır ve geçicidir. Son yıllar içinde bir dava açıldı  ve son yılların en büyük davası oldu. Ben davanın  bütününe bakmak istemiyorum.  Çünkü detayları bilmiyorum . Fakat bir konu var ki  vebal altında olduğumuzu düşünüyorum. Bu vebal nereden geliyor derseniz  bu kişiyi ben bilmez iken basın-yayın organları manşetten tanıttı. Ergenekon’un kasası Kuddusi Okkır.

Doğaş olarak dava devam ederken yıllar içinde bu davayı izledik. Bu davanın son savcılık mütalası okundu. Bunun tamamı 2000 sayfanın üzerinde bu nedenle bu konu çok derin. Lakin bunun içinden cımbızlayarak bir noktasını almak istedim.  Ülkemizin Müslüman olduğu ve bu ülkede yaşayanların % 90'nının müslüman olduğu iddiası vardır.  İslamiyete  mazlumun hakkı çok ama çok önemlidir.  Kul hakkı içinde çok önemli yeri işgal eder. Kuddusi Okkır  şu an bu dünyadan ahirete göç etmiş bir kuldur. Bu insanın inançları nedir hiç bilmem. Fakat bugün bu yaşamda değildir ve  konuşamadığı için mazlum konumundadır. Herhangi bir insan veya diğer canlı ve cansız varlıklar her biri yaradılan Allah(c.c)ın kuludur.  Bu kul inançsız bile olsa yine de Allah(c.c)ın kuludur. Bu temelde baktığımda Kuddusi Okkır’da  Allah(c.c)ın bir kuludur. İnanç kısmı ise onunla  Allah(c.c) arasındadır. Başka bir kulu bağlamaz. Ülkemde nedense müslüman olduğunu iddia eden kulların bakışıyla tam uyuşmadığımı görüyorum. Parasını kendisi vermiyorsa yanan fazladan bir lambanın israf olduğunu görür ve bilir fakat bunun önlenmesi için hiç  çaba sarf etmez. Karınca’nın hakkı için ne yaptığını düşünmez. Bu tespiti yaptıktan sonra tekrar Kuddusi Okkır’a dönelim.

Kuddusi Okkır  20 Haziran 2007 yılında tutuklanmış ve  6 Temmuz 2008 tarihinde  bu alemden ahiret hayatına göç etmiştir.  Ölüm nedeni metastatik akciğer kanseridir. Tutuklandığında basın ve yayın organlarından tanıtımı Ergenekon’un  Kasası olarak lanse edildi.Bir yıl 15 günlük bİr dönem.  Bu dönemde acaba savunma hakını ne kadar kullandı. Kasa olduğunu iddia eden basın bunu ispatla mevcuttur. Çamur at izi kalsın  şeklinde yaklaşım insanlık dışıdır. Ülkemde nedense suçsuz olduğunu kişiler etme durumundadır. 3 veya 5 kişi  yalancı şahitlikle kişiyi suçlaması mümkün görülüyor.  Yargıya düşen  görev ölen kişinin hakkını kamu davası olarak yürütmektir. Artık ülkemde kanıtsız suçlamaların yok olma zamanı çoktan geçti. Adaletin bir görevide suçsuzların hakkını savunmak olmalıdır. Günümüzde şayet şikayet varsa suç olmaktadır. Bir örnek mi mobesanın izlendiği saatlerde değil tüm kırmızı ışıkta geçenler cezalandırılmalıdır. Yoksa adaleti sağladığınızı sanırsınız fakat sağlayamazsınız.  Bu kişiye kasa diyenler ispata mecburdur. Adalette bunu takip etmelidir. Yürütme ve yasamada bu konuya bakmalıdır. Mahşerde ben yapmadım o yaptı demek  yetmeyecektir.

Şayet bu kişi denildiği gibi kasa değilse islami açıdan iftira olur ki o zaman kasa ifadesini bir kere dahi duyan tüm kişiler mahşerde “neden bu kulun hakkını savunmadın “diye hesap vereceğine inanıyorum. Bu kişi  bu dünyada başbakanda, cumhurbaşkanıda, valide,en üst yargıçta, eskici baba, bir  demircide olabilir mahşerde ise sadece kuldur.  Gelin bu kulun hakkını bu dünyada savunalım  yoksa mahşerde hesap bu dünyada olduğu kadar basit olmayacaktır. Gidiş böyle giderse iş mahşere kalacak.

Allah(c.c) ım sen şahit ol ki ben bu yazımla kulları uyardım. Gücüm buna yetiyor.  Mahşerde ki hesap ağır olacak . Bu dünyada bu davanın hakimi ve savcısı olmak istemezdim.  Biliyoruz ki bu dünyada amel var, hesap yok. Ahiret hayatında ise amel yok, hesap var. Sağlıcakla kalın.

 
Toplam blog
: 81
: 1191
Kayıt tarihi
: 13.02.11
 
 

Ben kimim? Ben 55 yaşında hekimlik sanatını icra eden bir kişiyim. Adım Selçuk Şensöz. Bugün için..