Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '11

 
Kategori
Sinema
 

Kaybedenler Kulubu

Kaybedenler Kulubu
 

Resim Kaynak: Internet


Film : Kaybedenler Kulübü

Keyifli bir film izlemek istermisiniz, işte size keyifle izleyeceğiniz bir yapıt. Kaybedenler Kulübünü tanıtmak için adı bile yeter aslında, kaybetmek benim takintilarimdan biridir. Film kunyesini ismi ile ortaya koyduğu gibi bizlere yaşadığımız dünya da, ülke de, başka neler de oluyor sorusuna yanıt ta veriyor.

Oyuncu kadrosu bir film için çok önemli tabi ki, Nejat işler, Yiğit Özşener, Ahu Türkpençe, Serra Yılmaz ve diğer ekip filme çok yakismislar. Bu kadar bilgi ve giriş yeter. Bir de şimdiden ekleyelim, mutlaka izleyin.

Bizlere öğretilen, diretilen bir yaşam tarzı vardır, genellikle o sınırların içinde yaşarız. Umutlarımızı, ozlemlerimizi, kederlerimizi hep içimize atmak öğretilir bizlere, içinde milyonlarac normların olduğu normallerin içinde yaşamaktır normal olmak. Bu film bize normal olmayanların, hayatı bizlerden farklı görenlerin filmi olarak karşımıza çıkıyor. Aslında ilk başta kendi “entel’ dünyalarında yaşayan, bir kaç “kari” araklayip hayata devam eden tiplerin yaşamı gibi başlıyor her şey, sonra anlıyorsunuz ki, kişisel benliğin içinde ki gelişmiş duygular, arayışlar (cinsel arayışlardan bahsetmiyorum) kaybolanlar, kaybedenlerin de bir çizgisi, duruşu olabileceğini anlatıyor bize.

Filmin ortalarında fark ettiğiniz şey ise, kendileri için masum bir radyo programı yapan iki insanın, alışılmışın dışında geceyi koklayan ve gece insanlarının bile duymaya alışık olmadığı bir üslupla hayatı sorguluyor olmaları. Bu arada radyo dinleyicilerinin tepkileri, içinden ses çıkan makinanın başındaki mimikleri de izlemeye değer doğrusu.

Filmde konuşulanlar günlük Turkce’nin yanına bile yaklaşmıyor. Araya biraz aşk da girmiş ama sonunda aradan çıkacağını çok belli ediyor, ee duygusuz da yaşanmaz vaziyetleri.Ben film’den kendime çok şey aldım, bar köşelerinde ipsiz, sapsız gibi duran insanların da kendi eclerinde derin bir dünyaları olabileceğini anladım, hayatı serserilige vurmak, kişisel anarşizm bazen iyidir, sonunda nasıl olsa hayat sizi ezer, yoluna sokar.

Filmi ilk izlediğim de başka bir gözle izledim, tamamen kendi gozumdu, ikinci izlemem de yanımda ki arkadaşım Tekin’in yorumları ile acaba larla izledim, şimdi bir kez daha izlemeyi planlıyorum.Ben bir film eleştirmeni değilim, iyi bir izleyici olduğumu düşünüyorum, bu film kesiklikle bana bir şeyler kattı. Kaybetmekten korkmamak gerektiğini anladım, kaybedenlerinde ‘ biz beğenmesek de’ kendi dünyaları olduğunu ve onları eleştirmenin benim isim olmadığını anladım.

Biliyorum benim başka sorumluklarim var, çocuklarım, eşim, isim, yine biliyorum sizinde benzer ya da başka sorumluklariniz var, ama yine de vakit bulup izleyin, beğeneceksiniz.

20 Eylül 2011 Ali Sami

 
Toplam blog
: 45
: 453
Kayıt tarihi
: 24.12.10
 
 

Öncelikle merhaba. Bugün 24 Aralık 2010, ben de blog dünyasında yerimi aldım. Merhaba. Hepinize k..