Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Kayıp Çocuklar

Kayıp Çocuklar
 

21 Nisan 2014 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gerçekleştirilen 'Kayıp Çocuklar Çalıştayı 'bugünkü yazımın konusu oldu. Bu çalıştayda Türkiye genelinde Jandarma bölgesinde son beş yılda yaklaşık 14 bin çocuğun kaybolduğu ve bunların 13 binin bulunduğu, halen 834 çocuğun aranmakta olduğu açıklandı. Kayıp çocuklar için ayrı bir birim de kuran Jandarma Komutanlığı, özellikle aileleri çocuklarına karşı daha hassasiyetle sahip çıkmaları karşısında uyardı.

Son günlerde üst üste çocuk kaçırmalarına , çocuklara cinsel istismara ve çocuk cinayetlerine basında sık sık rastlıyoruz. Hepimizin içimizi yakan, büyük infial duyduğumuz bu olaylar ne yazık ki azalacağına artıyor.

Jandarma Genel Komutanı Orgenaral Servet Yörük'ün de çocukların kaçırılmasında en büyük etkenin organ nakli, çocuk işçiliği ve terörizm olduğunu belirtiyor. Çocuk kaçırılması ile ilgili en fazla ihbarın Ankara'da yapıldığı da Çalıştayda tesbit edilen açıklamalar arasında. Çocukları kaybolan ailelere nasıl hareket etmeleri veya kayıp bir çocuk görüldüğünde nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda eğitim gerçekleştirilmesi konusunda çalışmalar da yapan Jandarma Komutanlığına bu hassa konuya değindikleri için müteşekkiriz.

Gelelim olayın duygusal yanına. Bir evlat sahibi oluyorsunuz. Yıllardır beklediğiniz, günlerce yolunu gözlediğiniz bir canınız dünyaya geliyor. Onu kendiniz yemeden yedirip, canınızdan öte bakıyorsunuz. Sonra bir gün bir an sokakta oynarken, veya okula giderken evladınız kayboluyor. Düşünmek, o ebeveynlerin yerine bir an bile kendimi koymak istemiyorum. Evladınızın kaybolabileceğini önce düşünmüyorsunuz. Zaman ilerleyip çocuğunuz hala gelmeyince yavaş yavaş acı gerçek kafanıza dank etmeğe başlıyor. Aramalar sonuç vermiyor çoğu kere. Zira ortalık kötü niyetli insan kaynıyor. Şanslı iseniz yavrunuz bir yerlerde bulunuyor. Ama bazen de bir ormanda, metruk bir evde onun hurdahaş olmuş cansız bedenini buluyor güvenlik güçleri. O an evladınızın öldüğüne mi yanasınız, yoksa o küçücük yavrunun  ölene kadar çektiği acılara mı yanasınız bilemiyorsunuz.

Bu olaylarda fail neyse ki çoğu kere bulunuyor. Ya bulunmayan vakalara ne demeli. Bir de yavrunun cansız bedenin bile bulunamadığı vakalar var. Aylarca, yıllarca belki gelir diye bekliyorsunuz. Siz onu ümitle beklerken belki o bir sokak köşesinde bir gözü kör edilmiş, bir kolu kesilmiş dileniyor. Siz bile görseniz tanıyamazsınız artık onu. Veya böbrekleri alınmış cesedi bir ormanda kurda kuşa yem oluyor. Bazen de kadın tüccarlarının elinde bar bar dolaşan bir zavallı oluyor. Ya teröre kurban edilen çocuklar.

Bir evladın kaybolmasının, bu kaybın aranmasının, sonuçta karşılaşılan kötü olayların dikkat çekildiği diziler bile tüylerimizi ürpertmeye yetiyor.

Ben yazımı Çalıştayda önerilen önlemlerle bitirmek istiyorum. Kayıp çocukların bulunabilmesi için kurumlararası tam işbirliği sağlanması, toplumsal duyarlılığın arttırılması, cezai yaptırımların gözden geçirilip tekrar düzenlenmesi gerektiği öneriler arasında.

Ne diyelim hiçbir ebeveyn bu acıyı yaşamasın.

Ne acı değil mi. Düşünmesi, yazması bile çok acı bu olayların başımıza gelebileceğini düşünün. Bu olaylara ne kadar isyan edersek edelim yok sayamıyoruz.

  

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..