Kayıp gül neden bu kadar değerliydi?

Serdar ÖZKAN'ın Dünya'yı kendine hayran bırakan, haftalarca "bestseller" listelerinin baş köşesine yerleşen, otuzaltıdan fazla dile çevrilip, kırkı aşkın ülkede basılan roman "Kayıp Gül".. 

Ne kendisinin beklediği bir başarıydı bu, ne de yayın evi olan Timaş'ın ! Basıldı, okundu..Türlü yorumlar yapıldı hakkında..Beğenenler, beğenmeyenler..Eleştirenler, övenler..! İster istemez merak ediyor insan.. 

Gittiğim bir kitap fuarında sadece ve sadece Serdar ÖZKAN'ın kitabına ait olan pembelere bürünmüş bir stand gördüm..İçimdeki merak iyice artınca bir de kalabalığı görünce dayanamadım standa aldım soluğu..On liralık ücretini ödedikten sonra kitabı alıp sıyrıldım kalabalıktan..Diğer kitaplara göz attım..Alacaklarımı aldım ama aklım pembe kapaklı kitaptaydı.. 

Eve gidene kadar dayanamadım ve daha yoldayken kitabın kapağını açıp sayfalara göz attım..Gördüklerim ilgimi çekince eve gider gitmez başladım okumaya..Başımı kitaptan kaldırdığımda gece yarısı olmuş, sessizliğe bürünmüştü her yer.. 

Kitabı okurken sıradan bir hikaye ile karşılacağımı sanırken kendimi esaslı bir bilmecenin ortasında buldum..Bilmece cevabını anca son satırları okuduğum da anladım..Aslında herşey kendini bulma oyunuydu...Yani bu bilmecenin tek bir cevabı değil yaklaşık yedi milyar tane cevabı var.. 

Okurken satır aralarına saklanmış gizler ya da aslında hayatınızda defalarca karşılaşıp fark etmediğiniz detaylar var... Ve o detayları gördüğünüz de içinizde, hayatınızda, çevrenizde ve aslında tüm dünya da ne kadar çok şeyi değiştirebileceğini fark ediyorsunuz.. 

Kitapta Yunan mitolojisinden Sokrates'e; Meryem ana'dan Yunus Emre'ye kadar tahmin edemeyeceğiniz bir çok konu içinden geçerek uzun bir yola çıkıyorsunuz.. Her durakta çantanıza binen yükün ağırlığı artıyor... 

Kitabın asıl karakteri olan Diana'ya yeri geldiğinde kızıp yeri geldiğinde üzüleceksiniz.. Belki göz yaşı dökenler olur aranızda... Ama unutmamalısınız ki aslında kızdığınız o değil kendiniz olacaksınız.. 

Kimsenin tahmin edemeyeceğini, bazılarının yıllarca uğraşıp kazanamadığı başarıyı, ünü şöhreti bir anda yakalayan Serdar ÖZKAN doğu ve batılı öylesine güzel birbirine katıp karıştırmış ki bir röportaj sırasında kendisine şöyle bir soru yöneltilmiş... 

"Siz, batı hakkında yazan doğulu bir yazar mısınız, yoksa doğu hakkında yazan batılı bir yazar mısınız ? " 

Kendisinin bu soruya verdiği cevap ise şöyle.. 

"Ben bir insanım.." 

Bu cevaptan da anlaşıldığı üzere insanın evrenselleştiğini ve artık herkesin ortak bir payda da buluştuğu noktaları ön plana çıkaran bir yazar o ! 

Uzun lafın kısası şudur ki; okunupta pişman olunmayacak nadir kitaplardan biridir Kayıp Gül... Farkına varmadan bütün yolların sonunu size getiren sayfaları tek tek çevirirken zamanın nasıl akıp gittiğini anlamayacaksınız...