Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Kedileri sever misiniz?

Avrupa' da sokaklarda hiçbir zaman sahipsiz hayvan göremezsiniz. Sokaklarda köpeklerini gezdiren insanların ellerinde her zaman bir torba ve küçük bir süpürge vardır. Hayvanları yerlere pislediği zaman hemen dışkılarını ellerindeki torbalara koyarak, sokakların temiz kalmasını sağlarlar. Bazı yerlerde bu torbalar umuma açık yerlerde serbest olarak bulunur.

İngiltere'de genellikle bir çocuk doğduğu zaman eve yeni bir yavru hayvan alınarak, çocuğun o hayvanla beraber büyümesini ve bu şekilde çocuğa hayvan sevgisi aşıladıklarını duymuştum.

Amerika'daki uygulama ise daha değişiktir. Sokaklarda başıboş gezen hayvanlar bir merkezde toplanır, bir müddet sahiplendirilmek üzere bekletilir. O zaman içersinde, hayvanlar sahiplendirilemezse itlaf edilir. Dün, savaş harcamaları için senatodan 700 milyar dolar bütçe isteyen Başkan Bush, hayvanların bakım sürelerini 2 güne indirilerek, bu zaman içersinde sahiplendirilemeyen hayvanların itlaf edilmesini, bu suretle yüklü bir miktarda tasarruf sağlanacağı konusunda bir teklifte bulunmuştu. İnsan hayatına önem vermeyen Başkandan zaten başka bir şey beklenilemez. Bush adının bu kategoride anılmasının hayvanlara hakaret olduğu ayrıca düşünülebilir.

Yurdumuzda ise durum daha değişiktir. Son zamanlarda gerek belediyeler, gerek sivil toplum kuruluşlarının gayretlerine rağmen, sokaklarda hayvanlara karşı acımasızca katliam yapıldığını basın yayın kuruluşlarından izliyoruz. Son zamanlarda Bursa Osmaniye belediyesinin örnek davranışının yanında, İstanbul Yıldız Parkı girişindeki sokak hayvanlarını koruma derneğinin sahipli ve sahipsiz hayvanların tedavi, bakımı yanında, sahipsiz hayvanları sahiplendirme konusundaki çalışmaları takdirle karşılanmaktadır.

Yakın zamana kadar hayvanları uzaktan sevmeme rağmen, hayvanlarla yakınlaşmam bir cuma namazı çıkışında peşime küçük bir yavru kedinin takılmasıyla başladı. Defalarca çıktığı yere bırakmama rağmen caddelerde bile peşimden gelen küçücük kedi yavrusunu işyerinde beslemeye başladık. Yavru kedi kısa zamanda işyerine neşe getirmişti. Bir hafta sonu için kediyi eve getirdiğimde o zamana kadar evde kuştan başka hayvan görmeyen çocuklar başlangıçta ufacık kediden korktular. Ancak ikinci günün sonunda kedi kucaklarında uyumaya başlamıştı. Aileye ilk kedi sevgisi bu şekilde aşılanmıştı. Daha sonra işyerine geri götürdüğüm kedi, bahçeli olan yerde büyüdü ve bir gün bir erkek kedinin peşinden giderek bizi terketti.

Kendilerine kedi sevgisini aşıladığımı söyleyen eşim ve o zamanlar 18 yaşında olan oğlum eve ısrarla yavru bir kedi almak istiyorlardı. En sonunda veterinerden evde yavrulayan bir kedinin yavrularından birini getirttiler. Annesinden ilk defa ayrılan ve Minnoş adını verdiğimiz yavru kedi ilk gece bizimle beraber yatmıştı. İlerleyen günlerde ise Minnoş evin bir ferdi gibi olmuştu.

Kedi sahibi olanlar bilirler, kendi kedileri dışında, sokakta gördükleri kedilere de insancıl olarak bakarlar ve fırsat buldukça onların da karınlarını doyururlar. Bahçemizde bir kedi 3 tane yavrulamıştı. Biz ona dışarıda bir kulübe yaptık. Kedinin sabah, akşam karnını da doyuruyorduk. Bir gün baktığımızda kedinin yavrularının yanında, yavrularından biraz daha büyük bir kedi süt emiyordu. Bir ihtimal, yavru kediyi birisi o kedilerin yanına bırakmıştı. Kendi çocuğu olmamasına rağmen yavru kediyi emziren anne kedi, o kedi büyüyene kadar onu korumuştu.

5 yıl boyunca Minnoş yazları Yalova'da, kışları da İstanbul'da bizimle beraberdi. Bu zaman içersinde eş istemesine rağmen götürdüğümüz ve eve gelen cins kedileri beğenmiyordu. Bir defa anne olmadan kısırlaştırmak istemiyorduk. Geçen yıl yazlığa gittiğimizde doğaya alışsın diye bir müddet bahçeye bıraktık. Gündüz dışarıda kalıp, geceleri eve alacaktık. Ancak o akşam kendisini bulamadık. Devam eden günlerde de izine rastlayamadık. Kediyi devamlı rüyalarımızda görüyorduk. Aradan 40 gün geçmişti. Bir gece balkonda otururken tanıdık bir kedi sesi duyduk. Aşağıya baktığımızda Minnoş oradan geçiyordu. Adını seselenince yukarıya baktı ve bizi tanıdı. Aşağıya inip, karnını doyurduk, o zaman içersinde kuru mamayla beslenen kedi oldukça zayıflamıştı. Ancak bu arada doğaya da alışmış olmalıydı. Daha evvel et yemeyen kedi, şimdi tavuk etlerini iştahla yiyordu.

Ekim sonunda Minnoş da bizimle beraber İstanbul'a döndü ve evde yaşamaya devam etti. Bu arada aşırı yemek yemeye başlamıştı ve gittikçe şişmanlıyordu. Başlarda obez olabileceğini düşünürken, doğuma az bir zaman kala hamile olduğunu anlamıştık. Bir gece sancılanmaya başladı, o zamana kadar erkek kedi beğenmeyen Minnoş gece saat 3 de 5 tane kedi yavrulamıştı. Anneyi iyi beslemek için vitaminli mamalar, yavruları için yatak, tırmalama tahtası, oyuncak toplar alarak ve 2 ay boyunca değişik zamanlarda kameraya alarak yavruların büyümelerini izledik. Fotoğraf ve galeridekiler Minnoş ve yavrularının resimleridir. Ancak evde 6 kedinin bulunması mümkün değildi ve 2 aylık emzirme müddetinin bitiminde yavruları gerçekten kedi seven kişilere teker teker vermeğe başladık. Yavruları vermek aslında zor geliyordu, bahçeli müstakil bir evimiz olsaydı belki de hiçbirini vermeye kıyamazdık. Şu anda elimizde kalan 2 yavrudan birini bugün bir yere verip, anneyi de kısırlaştıracağız. Umarım o da öbür kardeşleri gibi sevgi dolu bir yuvaya gider.

Kedi seven insanlar yavru kedileri büyüdükten sonra sahipsiz bırakmasınlar veya baştan hiç almasınlar. Kediler temiz hayvanlardır. Dışkılarını sadece kumlarına yaparlar ve her yemekten sonra temizlenirler. Kediler insanların streslerini atmalarına yardımcı olur. Bu arada mevsimsel olarak tüy dökebilirler ve eşyaları tırmalayabilirler. Bunun için bazı eşyaların üstünün örtülmesi ve kedi tırmalama tahtası alınması gerekebilir. Yine de kedilerin sevgisi ve şirinliği size günün yorgunluğunu unutturur.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..