Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '10

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Kendi İyiliği gibi başkalarının iyiliğini de isteyen oğlum

Ben yaparsam iyi sen yaparsan kötü anlayışında olmayan oğlum

Canım oğlum,

Hayatta gerçekler bir tanedir aslında ama kişiden kişiye de gerçekler değişebilir. Ama geçerli olan gerçekler bir tanedir. Mesela iyi bir eğitim alan insanın hayatı güzel olur tabii ki eğitimi boyunca edindikleri bilgileri güzel kullanırsa , hayatında azami olarak uygularsa hayatı da güzel olur. Bunun istisnaları da vardır.

Canım oğlum,

İnsanoğlu genelde bencildir. Ne kadar eğitimli olursa olsun, hatta eğitimci bile olsa eğitimi boyunca edindiği bilgileri insanların faydasına değil de sadece kendisine servet yığmak için harcarsa, sadece çocuklarının da servet yığmasını sağlarsa o zaman onun mutlu olup olmadığını da bilemeyiz.

Aynı insan kendisi servet yığarken nedense kıskandığı insanların az maaşını da dedikodu vesilesi yaparak sanki insanlara yardım ediyormuş havasına girerler. Başkalarına faydası olmayacak servet ve bilgi insana sıkıntı verir. Bunu bilmediklerinden sıkıntıdan kurtulamazlar

Canım oğlum,

Bir olayı insanlar kendi lehlerine döndürmek için kendileri yaparsa iyi olarak algılar ve öyle anlatırlar, ama başkaları yaparsa yanlı olur onlara göre. Mesela kendileri 3 ev alsalar az olur ama başkalarının tek evlerinde mutlu olmasını çekemezler ve haram para ile o evi aldığını bile iddia ederler. Ben bunlara da şahit olmuş insanım. İşte insanlar bu kadar bencildir Hayatım boyunca “ ben yaparsam iyi, başkaları yaparsa kötü” mantığı ile hareket edenleri anlayamadım. Halbuki bir şey iyi ise iyi, kötü işse kötüdür.

Canım oğlum,

Kendisi için istediği bir şeyi sevdiğini söylediği insanlar için de istemeyen insan , hakiki manada kamil (bilinçli, farkındalığı yüksek, sevgi dolu) insan olamaz bana göre. İnsan kendisi için sevdiğini kardeşi için istemekteyse o zaman kamil olur.

Canım oğlum,

Bir yakınım vardı kendi çocuklarını okutmadığı gibi babamıza ve annemize de çevresine de çocukların okumakla ahlaklarının bozulacağını, en iyisinin çocukların tarlada çalışması olduğunu iddia eder, Kur’an-I okumasını bilen insanların okumuş olarak algılanacağını iddia ederdi. Kendi çocuklarının Kur’an okuması ile gurur duyardı. Ona “ peki çocukların okuduklarını anlıyor ve anladıklarını da hayatlarına uyguluyor, iyi insan oluyorlar mı? “dediğimiz zaman öküzün trene bakması gibi bakardı. Halbuki okumanın , eğitimin hikmetini anlasa çocuklarını güzel eğitim almaları konusunda uyarır ve desteklerdi.

Canım oğlum,

Başka bir tanıdığım vardı, hep kendi çocukları okusun, gelişsin, mevki makam sahibi olsun, hattat tek evleri değil, birkaç tane evleri olsun istedi. Ama bizim okumamızı istemez, okumamızla alay ederdi. Çocukları servet sahibi olsun ama isterse amcasını , halasını tanımasın umurunda bile değildi. Bunu da işte iyilik sayardı.

Canım oğlum,

Bir başka yakınım daha vardı ki, hem kendi çocuklarının okumasını ister, hem de kendi çocuklarının okumasını isterdi. Hatta bizlerin kendi çocukları geçmesi onu kesinlikle kıskandırmaz ve buna çok sevinirdi. Kendisi için istediğinden fazlasını bizim için de isterdi. İşte ben en çok bu yakınımızı sever, onun da gerçek manada bizi sevdiğine inanırdım. İnanır mısın o yakınımı anne ve babam kadar severdim. İşte bu kendisi için istediğini kardeşi için de isteyenler gerçek manada kardeşlerdir ve yıllar sonra, on yıllar sonra böyle hatırlanırlar.

Canım oğlum,

Ben sana üç tanıdığım insan portresi çizdim ve en sevdiğim ve ideal olduğuna inandığım portreyi sana anlattım. Senin de aynı sevgiyi aynı insana gösterdiğini bilmekteyim ve bundan memnunluk duymaktayım. O insanı da zaten çevresinde herkes severdi. O tür insanların toplumumuzda çok olması da zaten ülkemizin eğitimli insanlarla dolmasını ve gelişmesini sağlar . Ama öyle insanları az buldum hayatta ve ne yazık ki gene erken kaybettim ona yanarım.

Canım oğlum,

Bencil insanlar, her şeyi kendini haklı gösterecek kadar çarpıtan ve sadece kendinin haklı olduğunu zanneden insanlar , belki insanlarla muhatap olurken muhatap bulurlar ama ne yazık ki o insanın arkasından güzel şeyler konuşulmaz. Sen hakkında yüzüne karşı güzel arkandan başka konuşulmasını istemiyorsan herkes için iyi şeyler düşünmeye bakarsın. Yani “ ben kendim için istediğimi kardeşim içinde isterim, kendi çocuklarımın okumasını gelişmesini istersem, kardeşimin çocuklarının da iyi şekilde okumasını gelişmesini isterim “ diyerek bu yolda bir hayat kılavuzu hazırlarsan sıkıntı çekmezsin hayatta.

Canım oğlum,

Mutlu olmak için bencillikte en az seviyede olmamız lazım. Egomuzu sıfırlayamazsak da en azına indirmek bence en çok mutlu olmamızı sağlar. Egosu güçlü insanlara baktığımız zaman güçsüz insanları sevmeyen , onları küçümseyen ve baştan savan ama kendi içlerinde çok zaman mutsuz insan olduklarını hemen anlarız. O yüzden senin egosu fazla şişkin olmayan insan olmanı candan isterim.

Canım oğlum,

Biz insanları sevmiyorsak, daha doğrusu çok kötü alışkanlıkları olan insanlara karşı tavır takınamıyor, güçsüz gördüğümüz engelli , kadın, köylü, eğitimsiz insanları ciddiye almıyorsak buna rağmen güçlü zannettiğimiz sadece mevki ve makamından güç alan insanları sevmediğimiz halde sırf güçlerinden dolayı bize zarar vermesinler diye seviyor gibi yapıyorsak , bizlerde kendimiz ile barışık değiliz ve kendimizi sevmiyoruz demektir.

Canım oğlum,

Zaman zaman insanlara rastlarız, bizim hakkımızda sık sık “ O şunu sevmez, yok bunu sevmez, yok şöyle yapmayı sevmez” gibi durmadan onu bunu sevmediğimiz vehmine kapılarak orada burada dedikodumuzu yapar, ama bizim karşımızda ise bir şey demezler ama onları sevmemizi beklerler. Sen olsan onları sever misin? Madem bizi seviyorlar da o kadar hakkımızda neden iyi şeyler konuşmuyorlar. Bizim kimi sevip sevmediğimizi hem nereden bilmekteler ki? Onlar bizim kalbimizin atar damarı mı ki , toplar damarı mı ki , bizim neyi sevip sevmediğimizi hemencecik anlıyorlar? Onlar anlıyor da biz anlamıyoruz? Ya onlar çok akıllı, ya da biz çok aptalız.

Canım oğlum,

İnsanlar hakkında “ O şunu sevmez, yok bunu sevmez” diyerek boş konuşacağımıza, insanları sevmeye çalışmak , onlar anlamaya çalışmak ve onlarla güzel geçinmenin yollarını arasak daha iyi olmaz mı ? Bu tutum, insanlar hakkında olumsuz konuşmamızdan daha sevimli olmaz mı bize?

Canım oğlum,

Hayatımıza olumsuzlukları sokmamaya gayret edelim, insanları da bizim gibi olumlu düşünmeleri konusunda uyaralım, uyaramazsak , bizi dinlemezlerse bizlerde hiç olmazsa onlar hakkında kötü konuşmadan yaptıkları yanlışları onlara anlatalım. Anlatamazsak susalım ki , sonrasında da pişmanlıkları yaşamayalım.

Canım oğlum, sevgili prensim,

Hayatta başarılı oldukça, başkalarından farklı oldukça, başkalarından daha iyi olmaya gayret ettikçe, başkalarından daha bilgili oldukça, başkalarından daha çok sevdikçe, başkalarına daha çok mutluluk verdikçe, başkalarının içinden seni de seven insanlar bulunacağı gibi onlardan çok daha fazla, hatta bir ordu gibi senin olumsuzluklarını gören insanlarda çoğalmaya başlayacaklar. Bu durumda sen “ savaşçı” gibi kötülüklerle savaşmaya ve insanları bir “barışçı” gibi barışa davet etmeye devam edeceksin ve tarihte iz bırakacaksın inşallah

Muhabbetle kucaklarım seni.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..