- Kategori
- Kişisel Gelişim
- Okunma Sayısı
- 1365
Kendine ihanet etmek

Hoyratça harcıyoruz her şeyi...
Zamanımızı harcıyoruz; yerine koyamayacağımızı bildiğimiz halde...
Sözlerimizi, kelimelerimizi harcıyoruz; karşımızdakileri lime lime edercesine...
Nefesimizi harcıyoruz; neye yaradığını düşünmeden...
Sevenlerimizi üzüyoruz; sevginin ne olduğunu bulmaya çalışırken....
Aşkı tüketiyoruz; aşkın her an bizde olmasını isterken...
Sağlığımızı tehdit eden herşeyi kullanıyoruz; katlettiğimizin kendi bedenimiz olduğunu fark etmeden...
Uzaktan sevmeyi marifet sanıyoruz; kendimiz de sevilmek isterken...
“Bana ne?” demek kolay geliyor; bir gün bize de en yakınlarımızın “Aman, bana ne?" diyebileceğini düşünmeden....
Barış isterken, huzur isterken, daha iyi bir dünya isterken; zulm ediyoruz, küfrediyoruz, aşağılıyoruz, yakıyoruz, yıkıyoruz ; çoluk, çocuk, kadın, erkek , büyük, küçük, yaşlı, hasta demeden...
Yola getirmeye çalışıyoruz insanları kendimizce; kendi yolumuzda doğruluk ve dürüstlükten uzak bir şekilde yürürken...
Bilginin paylaşılarak çoğalacağını bildiğimiz halde, bizden fazla bilgi sahibi olana tahammül edemiyoruz; bizi küçümseyeceklerini düşündüğümüzden...
Koltuk, mevki, ünvan sahibi olduğumuzda kendimizi güçlü sanıyoruz; bu gücün gelip geçici olduğunu görmeden...
Üzüldüğümüzde, kızdığımızda en büyük tepkileri en yakınlarımıza gösteriyoruz; bizi koşulsuz sevdiklerini bildiğimizden...
Şefkat göstermeyi ayıp sanıyoruz; saçımızın okşanmasına, sevgi dolu bir kucaklaşmaya bu kadar hasretken....
Mutsuz ve tatminsiz geçen bir hayat için kendi dışımızdaki herkesi suçluyoruz; aslında kendi yaptıklarımızla savaştığımızı farketmeden...
Herşeyi çok çabuk tüketiyoruz, kendimizi de tükettiğimizi bilmeden....
Hay Allah .... Niçin bunları yazmış olabilirim ki? Sanrılarımızla oluşturduğumuz kendi dünyamızda Tanrıcılık oynamaya bu kadar kendimizi kaptırmışken...
Ayşegül Tekfidan
10 Mayıs 2007 Nakkaştepe
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

siz hatalarınızı görüp, insani ilişkiler boyutunda mutlumusunuz??? yani sadece insanın kendini bu şiirsel boyutta algılaması ne kadar mutlu olmaya yetiyor??? hepimizin aradığı bir olgunluk düzeyi mi?? yoksa çok az kimsenin önemsediği bir özlem mi?? çoğunun farkedemediği.........
yprkck 09.08.2007 9:20Yazınızda duygu yoğunluğu hissettim. Değindiğiniz herşey insan olarak bizlere ait kusur ve iyi yanlarımızla. Ben hiç duymadım kusursuz olduğunu söyleyen bir insanı, siz duydunuz mu ? Son cümlenize katılmıyorum. Sahte peygamber diye ortaya çıkanları kastediyorsanız haklısınız.
Özkan Salman 13.07.2007 15:52Su gibi okudum,şiir gibi dinledim gözlerimle monitörden.Eski klasikler eflatun,ezop mas. doğruyu eğip bükmeden insanlığa arz ederlerdi. Şimdi öylemi,ekranlardan kitaplara ,sinemaya kadar bir doğruyu söylemek için bin yanlış öğretiyorlar. Kulağı sizin gibi yakından göstermek varken ,eli boyundan dolandıranların niyetlerini biraz düşünmek lazım. Güzel İstanbul günleri dileği ile.
Nariçi 12.07.2007 22:42- Cevap :
- Çok teşekkür ederim cesaretlendirici yorumunuz için. "Aklın yolu bir." demiş atalarımız ama, hep birlikte bir akıl tutulması yaşıyoruz; yanlış yaparak doğruyu bulmak gibi... 13.07.2007 9:07