Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/KATİLLERE ÖĞÜTLER

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/KATİLLERE ÖĞÜTLER
 

Nasılsa öldürüyorlar, engel olamıyoruz; hiç değilse bulaştıkları eylemi daha az zararla atlatma adına katilleri yönlendirebiliriz.

Ya şimdi sayın katiller, sizler her ne kadar gözü dönmüş olsanız da kendi faydanızı düşünecek kadar akıl kalmıştır herhalde. Kendim için ya da kamunun yararına bir şey istesem biliyorum ki yapmayacaksınız çünkü o kadar salak değilsiniz. Hem zaten bilirim ki tek taraflı talepler sadece Tanrıya yapılır. İnsanlardan hele de katillerden bir şey istiyorsak bu işte onların da karı olmalı.

Sizi, bizi, hepimizi ilgilendiren, eylemlerinizle alakalı bir önerimi dile getirmek istiyorum.

Şu öldürdüğünüz kimseleri öldürmeseniz de başka şey yapsanız mesela. Dövseniz, parasını alsanız, evini arabasını yaksanız falan… 

Şaka gibi değil mi? Oysa o kadar önemli ki…

Eyleminizin formatında yapacağınız küçük bir değişiklikle hapishane günlerinizin sayısı azalacak, vicdan azabı yüreğinizi daha az yakacak.

Biliyorum, öldürmenin zevkini vermez ama çoğunuz bu işi hırsla yapıyorsunuz ve sonra pişman oluyorsunuz. Yani bazen başlangıçta öldürme amacınız olmuyor ama öldürüyorsunuz işte.

Sayın katiller burada üzerinde durduğumuz nokta öldürdüğünüz zaman hayatın yok olması. Kişinin varlığı sona eriyor. Yeniden yaratılması için dilekçe versek ihtimal ki kabul edilmeyecek. Nasılsa ölecekti, biraz öne aldık diyemezsiniz çünkü hayatın uzatılması ve ölümsüzlük söylentileri aldı yürüdü.

Öldürme nedenleri üzerinde de durmak lazım. Öyle ya, insan bir başkasını neden öldürür? Terör/savaş konumuz dışında olduğuna göre mal/para için, namus için ve kişisel kavgalar öldürme nedenleri. İnsanlar en çok olayı bildiği/şahidi olduğu için öldürülüyorlar. Bir de belli bazı kişiler ortada namus varsa affetmiyorlar.

Katilimiz önerimiz üzerine kurbanını zaten öldürmeyecekse bunları niye yazıyoruz? Hem sonra böyle şeyler bir yazının konusu olabilir mi? Kahvede konuşsan döverler.

İnsanlarımız böyle şeyleri konuşmazlar. Katile lanet okur, götürür gömerler. Hiç kimse kusura bakmayacak, Kerim Korkut bu topraklarda böyle hilkatül garip anlayışların kökünü kazıyacak. Böyle şey mi olur ya! Ölüyor, neden öldüğünü bilmiyorsun. 100 lira için insanlar öldürülüyor kılını kımıldatmıyorsun. Yeter ki sıra sana gelmesin; pis canın yerinde kalsın! Nesin sen ya, nesin! İnsan mısın ulan!

Katilimiz kurbanını öldürmeyecek ama nasıl yapsın?

Öldürülmeyi hak ettiğini düşündüğünüz kişiyi hırsınız geçinceye kadar dövünüz ya da başka bir şey yapınız. Sakın ola ki affetmeyiniz. Dövülme sırasında ölen insanlar olduğu için dikkatli olmak gerekiyor. Siz döveceksiniz, bir yerleri acıyacak ama ölmeyecekler.

Öldürülmeyi hak ettiğini düşündüğünüz kimseyi affetmeyin. Kanun cezasını verir hiç demeyin. “Boş ver elini kana bulama” demode bir laf üstelik.

Hırslandığın, sana etmediğini koymayan, hak ettiğini düşündüğün ya da öldürmekten zevk alacağın her kimse onu bırak evine gitsin demiyoruz. Dünyanın aptalları sana duvarları yumrukla, hırsın geçer derlerse aldırma. Onlar hayatı bilmiyorlar. Her cinayette ortada çözülmesi gereken bir sorun vardır. Zevk için öldürmekte bile.

Bir diğer konu öldürmelerin çoğu hırsla yapılıyor. O anda katil öldürmeyim de işte dövüp bırakayım diye mi düşünecek. Bazen her şey birden oluyor ve insan kendini kontrol edemiyor ama bazen de hırsa kapıldığınız anla ölümün gerçekleştiği an arasında zaman, mesafe ve mekân farkı olabiliyor. İnsan çişini yaparken bile kararını değiştirebilir.

Sayın katil, öncelikle Ahmet olarak Mehmet’e gidiyorsun. Ya paran ya canın diyorsun. Elbette seni tanıyacak bilecek. Komşunun çöplüğünde niye eşiniyorsun?

Bizim önerimiz kurban gerçekten kurbansa yani avucunun içindeyse geçerli. Silahsız git diyeceğiz mesela. Sopa filam olacak tabii ki,  sen malkoçum oğlu değilsin ki.

Örneğin öldürme nedenlerinden namus zor bir olay. Bu utançla yaşayamazsın. Öldürme dışında ne yapılabilir? Alır koynuna yatarsın! Kimse bilmiyorsa sen de üstünü örtersin. Belki de öldürüp namus kahramanı olacaksın! Sana alkış tutan eller dilerim kara toprağı tırmalar. Unuttum bak! Sen katildin değil mi? Herkesler duyarsa zor. Boşanmak da kesmez, entel değilsen. Zaten parayla entel olunuyor, bir de bilgiyle; bilgi de parayla. Aptal iyiler için her şey kolay; yerinizde olmak istemezdim doğrusu. Ben entelim, boşanırım olur biter; ama siz?

Bunlar bir yazının konusu olamaz; kahvehane sohbetinde bile konuşulamaz. Ölürsün, öldürürsün o kadar! Ouuouu Turkia!

Duyunca, görünce ilk hırs anı çok önemli. Çelo’nun köpeğine takılırsın hav hav! Boğuşmada pantolonun yırtılır. Terzi dikerken kıçına iğne batar. Belki aklın başına gelir. Yine eve gitme. Lan adam karının koynunda be! Olsun, zaten koynundaydı; artık koynunda! Hotel Pişkar’a dalıver ansızın, parası benden. Malum uyuyamazsın ama belki düşünceni değiştirir karanlık odada sabaha kadar volta atmak.

Sana olayı muştuluyanı ve seni kiştileyeni gönül rahatlığıyla dövebilirsin. Hiçbir kanun sana ceza vermez. Kadını gönderemezsin, sen gideceksin. Seni tanımayanların bulunduğu bir yer kesinlikle vardır. Ve namussuz da olsa kızanları düşünerek meçhul hesaba para yatırırsın! Bu arada ayrılmak zorundasın; seni lekelemiş bir kadınla/erkekle nikâhlı kalamazsın.

Bu düşüncelerin hepsi de yanlışmış; beyler/bayanlar öyle hükmetmiş; vınnığımda bile değil! Alçak dağları aşmam, hak bildiğimden şaşmam.

Sayın katil kardeşlerim, özellikle mal/para için öldürdüğünüzde önceden bir küçük hesap yapabilseydiniz çoğunuz vazgeçerdiniz. Banka soyuyorsun iki gün plan yapıyorsun, adam soyacaksın bir saat düşünmüyorsun. Yaşlı bir koca karının kaç parası olabilir ki? Alacağınız paraya değil işin kolaylığına bakıyorsunuz. Kadın ölüyor, bin lirası çıkıyor ve siz hapislerde çürüyorsunuz.

Ölümle biten gasp olaylarını medya vasıtasıyla en küçük ayrıntısına kadar öğreniyoruz. Yarıdan çoğunda maktulü öldürmeniz gerekmiyor. Görmeden bilmeden çalacaksınız, olmadı tehdit, direnirse darp, yüzünüzde maske, kameradan uzak(artık bu çok zor da) alıp kaçacaksınız. Hiçbirini denemeden, ya canın ya paran,  ama sonra, hem canın hem paran. Veeee affet bizi Rahşan! Bu kadar aptallık olamaz ya!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..