Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Sakat ilişkiler

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Sakat ilişkiler
 

İnsan hâşâ Tanrı’nın yardımcısı değildir. Bu nedenle her konuşmada doğruyu savunması gerekmez. İnsanları sadece doğru söylemeleri ve doğruyu yapmaları konusunda baskı altında tutmak hayatı onlara zehir eder. Ey insanlar rahat olunuz; yalan söylemek, yanlış söylemek, eksik söylemek ve bunları bu şekilde yapmak hakkınız vardır. 

Bu yazı doğruluğu şüpheli düşünceleri savunan bir denemedir. Önyargıyla okuyabilir, okumadan reddedebilir ya da hiç okumayabilirsiniz. 

SSES evlilik ve arkadaşlık dışındaki kişiler arası ilişkileri sağlıklı görmediğimizi daha önceki yazılarımızda anlattık. Neydi bu ilişkiler? Başta bugünkü şekliyle evlilik. Akrabalık bağları bir yana, işte başka insanlara bağlılık anlatan ablalık, kardeşlik, ağabeylik, dost, kanka, kirve, manevi baba, manevi amca, büyüğümüz gibi bağ ve ilişkilerin modern toplumsal hayatta yeri olmamalıdır. 

Bunların amacı insanlar arasında sevgi bağlarını güçlendirmek ve toplumsal kaynaşmayı sağlamaktır. Toplumsal kaynaşmayı neden sağlayacaksınız? İlla birilerini sevmek istiyorsan abla, ağabey dediğin kimseleri değil herkesi sev. 

Türkiye gibi geri kalmış, sosyal hayatı bakımından kapalı ülkelerde insanlar özellikle de karşı cinsten kimselerle doğrudan iletişim kuramazlar. Aslında yukarıda saydığımız ilişki şekilleri kadın erkek arasındaki duvarı delmek için ortaya konmuştur. Tabii ki kadınla kadının, erkekle erkeğin arasında da duvarlar vardır. Cinsiyetler arası bu yaklaşımlar yasaktır ya da gizli olur. Açık olabilmesi için bağlantı kablolarının toplumun gözünü boyayan sevgi kalıplarıyla süslenmesi gerekir. 

Biz kabul etmesek de bu yapının özünde, derinliklerinde cinsellik eğilimi, duygusallık isteği, hiç değilse merak ya da ilgi yönelişi olabilir. Yani bu ilişkiler sandığımız gibi masum olmayabilir. Arkadaşlık da masum değildir. Ama biz arkadaşımızı reddeder, kolaylıkla kovabiliriz ve de istersek çizdiğimiz sınırların içine almayabiliriz. Yani bunlar illa gizli bir yakınlaşmaya gider demiyoruz ama bizleri üzen yanları mutlaka vardır. 

Çünkü ister erkek olalım isterse kadın bize yaklaşanlar sınırlara pek aldırmazlar. Ve dikkatle bakınız bunlar eşlerinden, sevgililerinden ve yakınlarından ilgi görmeyen kimselerdir. Sizle konuşurlar, yanınızdan ayrılmazlar, sıcak bir ilgi ve samimiyet gösterirler... 

Ayrıca bu ilişkiler manevi koruma altındadır. Bir insanın manevi babası gibi gördüğü kimse için söz söylemeniz yakışık almaz. İnsanlar bu şekilde kendilerine yakın olan kişilere toz kondurmazlar. 

Ama bu tür insan ilişkilerinin ne olduğunun da bilinmesi gerekir. Bir yabancı hanıma abla diyor hatta boynuna sarılıyorsunuz ama kendi ablanıza demiyorsunuz. Bu sevginin altında gizli bir hayranlık yatıyor olabilir. 

Kardeşlik uyduruk bir ilişkidir. Bütün insanların iyiliğini istemek zaten gereklidir. Bunun için onlarla kardeş olmanız gerekmez. Üstelik sanki kardeşler her zaman birbirlerini çok seviyorlarmış gibi bir yanlış algı da ortaya çıkar. Tarihte kardeşim dediği insanları katledenleri çok duyduk biz. 

Bunların hepsi sevgisiz bırakılan, duvarların ve kalın perdelerin arkasına hapsedilmiş insanların hayatın içine girme, toplumla bütünleşme çabalarıdır. Modern toplumlarda bunlar yoktur. Elin adamına ağabey dersiniz. Bu sadece kuru bir hitap değildir. Onlara sınır koymadığınız için özelinize girebilir, samimiyetinizi suiistimal ederek sizi üzebilirler. Bu kimselere gösterilen yakınlık bazen sevgiliye gösterilen ilgiyle karışır. Bunlar bazen sevgilinin önüne geçer. İki sevgiyi ayırmak gerekir. Biri damarınızdaki kandır, öteki gözlerinizdeki pırıltı. 

Güven duygusunun sınırı vardır, olmalıdır. İşte bu manevi yakınlarımıza karşı bu sınırlar aşılır. Onlara sonsuz güveniriz. Bu tedbirsizlik başımıza iş açabilir. Hitaplar da hoş değildir zaten. Eşek kadar adam genç bir hanıma herkeslerin içinde abla diye seslenir. Bu samimiyet iyi niyet ve sevgiye bağlanıp kişinin hoşuna gitse de muhatap gizliden gizliye rencide olur. Genç kadın hayalleri yıkılır. Şunu asla unutmayın hitap şekli çok önemlidir. Kişiye nasıl hitap ederseniz içsel olarak o kalıba girer. Dede dediğiniz birinin bu hitap ölünceye kadar aklından çıkmaz. 

Kanka çok sevdiğiniz arkadaşınızdır. Onunla aranızda sınır bile yoktur. Bu çok tehlikelidir. İnsanların arasında mutlaka sınır olmalıdır. Sırlarınızı, özel bilgilerinizi kankanızla paylaşırsınız. Oysa kankanız 50 yıllık arkadaşınız değil, üç günde sevdiğiniz çocuktur. Kankalar şımarıktır, tatlı dille yatak odanıza bile girebilirler. Bu nedenle yatak odanıza kadar girebilen sırnaşık ilişkilerin ve de uzun vadeli dostlukların mantığı yoktur. Arkadaşlık bile bıkıncaya kadar olmalı. Dünyada 7 milyar insan var; ömrümü 3–5 kişiyle dolduramam. 

Eğer, ben toplumsal ve töresel baskı altındayım, başka türlü diğer insanlarla ilişki kuramıyorum, bunları araç olarak kullanıyorum diyorsanız durumunuz gereği hakkınız olan hayatı yaşayabilmeniz için her türlü gizlilik, hile ve yalana hakkınız var. 

Büyüğümüz ise hakaret gibi bir hitaptır. Çünkü büyük aynı zamanda yaşlı olmak durumundadır. Genç bir dâhiye büyüğümüz denmez. Hem niye büyüğünüz oluyor? Daha fazla bilgi taşıyorsa kütüphane deyin kendisine. Büyük dediğiniz zaman sadece yaşlı ve moruk anlaşılır. 

Manevi amca, baba, kardeş nasıl oluyor bilmiyorum. Ama dikkat ediyor musunuz manevi annem demeyiz. Çünkü hiç kimseyi annemizin yerine koymayız. Seni annem gibi seviyorum bile demeyiz. 

Ailenizdeki fertleri diğer insanlardan daha çok sevmek zorunda değilsiniz. İnsanlara sevginizi göstermek için manevi babam deyip boynuna sarılmanız, kucağına oturmanız gerekmez. Onlara insan gibi davranın yeter. 

Bir erkek bir kadını asla kız kardeşi gibi sevemez. Aynen bir kadın da bir erkeği kardeşi gibi sevemez. Bu tür sevgiler eşyanın tabiatına aykırıdır. Belki daha fazla sever ama bu farklı bir sevgidir, kardeş sevgisi gibi olmaz. İçinde iradeyi zorlayan gizli hayranlık ve arzu olabilir. 

Biliyorum ki herkes bana karşı çıkacak ama ben bunlara sakat ilişkiler diyorum. Özellikle dostluk üzerinde durmak lazım. Size canını bile verecek bir insan arıyorsunuz. Sonra bulamadığınızı söylüyorsunuz. İnsanlar Azrail’e bile can vermek istemiyorlar; size niye versinler ki? İşte dostluk böylesine aptalca bir yaklaşımın ürünüdür. Aradığınızda yanınızda olacak, sesinize ses verecek, çağırınca iki eli kanda olsa koşup gelecek, sıkıştığınızda yardım edecek… Böyle birini tanıyorsanız bırakın dostu, söyleyin de babam olarak nüfusuma geçireyim hahahahahaha! 

Aradığınızda yanınızda olacak birini arıyorsanız Fizan’a gitmenize gerek yok. Hemen kapınızın dışında birini evinize buyur edin. İşte sizin dostunuz. Bütün insanları tanıyamazsınız. Tanımadığı insanlara yabancı diyenler kendileri bu âleme yabancıdırlar. Birisini dost edinmek için Tanrı’nın yarattığı varlık olması yeterlidir. İnsanları birbirlerine ayrılmaz bağlarla bağlayan ilişkiler sakattır. Evlilik de dâhil yaşamınızda bir kimseyle onu görmek istediğiniz süre kadar beraber olmalısınız. Ondan ötesi esarettir. Bu anlamda 30 yıldır yaptığımız araştırmalar sonucunda evlilik için, bizim geliştirdiğimiz SSES (sınırlı, süreli evlilik) ve diğer ilişkiler içinse “arkadaşlık” uygun ve yeterlidir. Her iki ilişkide de hiçbir mahkûmiyet yoktur. Mecburiyet yoktur. Akşam arkadaş olursunuz sabah ayrılırsınız. SSES evlilikte evliliği sona erdirmek için eşinizle kavga edip mahkeme kapılarında sürünmezsiniz. Süre dolunca beraberliğiniz kendiliğinden sona erer. Ya da taraflardan biri ben bu evliliği istemiyorum dediği anda mahkemesiz boşanmasız evlilik sona erer. 

Bu sadece bu konularda başlangıç yazısıdır. Daha sonra aynı konuda yazılarımız geniş olarak devam edecektir. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..