Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Kestane kebap!

Kestane kebap!
 

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

Mekandan yeni çıkmıştık. Arkadaşlarla konuşuyor, provayı değerlendiriyorduk. Her zaman yapılan bir şeydi, yani gayet olağandı.

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

Çoğu ses birbirine karışır, çığlığın sesini bile örtebilir. Kaos yaşanıyordur belki iç dünyanızda ama her şey oldukça olağan ve sıradandır. O sıradanlığın içinde, ortama uyum sağlamanızda gayet normal gözükür.

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

“Kestane kebap! Kestane kebap!”

Bayılırdım sobanın üzerinde pişen kestaneye. Demli bir bardak çayın da varsa off ki off!... Artık soba yok, üstünde pişen kestanelerde…

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

Yaklaştım kestanelerin görüntüsüne kapılarak. Soğuk ve ayaz bir gece olacağına işaret, nefesimin duman olarak havaya sızması… Arkadaş aklı sıra bana centilmenlik yapmak istiyor, üstelemedim. Madem ödemek istiyor, bırak ödesin demiştim içimden.

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

Kısa hayat dilimlerinde paylaşılan arkadaşlıklar ve dostluklar, zor anlarınızda paylaşıldıysa kesinlikle unutulmuyordu. Sarılmalar ve “Vay tertip” sesleri. Gülümsedim, tesadüflere inanmıyordum ki ben… Meğerse kestaneci, centilmen arkadaşımın askerlik arkadaşıymış.

Şehrin kalabalığı, gürültünün sesi…

Ve ortak olmak, paylaşmak. Hayat paylaşılan güzellikler sayesinde güzel. “Kestane kebap! Kestane kebap!” Hayatımda kestane satacağım kimin aklına gelirdi ki bir gün!

Şehrin kalabalığı ve gürültünün sesi…

Çoğu satıldı ve artık biz izin istedik. Güzel bir gece olmuştu üçümüz içinde. Tesadüf müydü? Dedim ya tesadüflere inanmam… Gülümsemenin yüzümüze yansımasına neden olansa sadece ufak, dumanı üzerinde tüten, lezzetli kestaneciklerdi. Off!...

Şehrin kalabalığı ve gürültünün sesi…

Ve merak ettiğim kaç satıcının yüzüne bakıyoruz bir şey alırken. İletişim kuruyoruz gerçekten. Monopolleşen şehrimiz mi engel buna? Yoksa şehir hep aynı da monopolleşen biz miyiz?

Şehrin kalabalığı ve gürültünün sesi…

Sattığını yemez esnaf. Ekmeğidir onun emeğidir. Alın teridir. Ama biz sattığımız için ekstradan bir büyük torba kestane yemeyi hak etmiştik. En çoğu da bana düştü sanırım. Uğurlu gelmişim diyerekten…

Şehrin kalabalığı ve gürültünün sesi mi? Immm düşünmek gerek. Keyifle kestane yemekte…

 
Toplam blog
: 128
: 1145
Kayıt tarihi
: 23.11.07
 
 

Herkes gibi yazar, çizerim. Dünyamı boyarım hepsi bu!..