Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '11

 
Kategori
Dünya
 

Kıbrıs'ta "My Way..." gerekli!

Kıbrıs'ta "My Way..." gerekli!
 

Sami Kohen, Milliyet gazetesinin en değerli yazarlarından biri. 

Dış politika üzerinde “üzerine” yok denilecek tecrübelere sahip. 

1950’li yıllardan bugüne kadar dış politikanın içinde. 

Olayları, görüşmeleri yerinde izleyen bir yazar. 

Meslek hayatımda, tecrübelerinden sürekli yararlandığım, konuştuğum bir üstadım. 

“Sami Kohen Dünyanın Yazısı” adlı kitabını imzaladı, gönderdi. 

Kitabı yazan Özer Yelçe. 

Yelçe, Sami Bey’in ağzından “dünyayı” anlatmış. 

Kitapta Kohen’le ilgili önemli kesitlere yer veriliyor. 

Ancak başlangıç Kıbrıs’la yapılıyor. 

Çünkü Sami Kohen gazeteciliğe başladıktan sonra ilk “yurt dışı” habere Kıbrıs konusunda gidiyor. 

Londra’da yapılan konferansları izliyor. 

Kıbrıs konusunu yakından izleyen Kohen’in kitabından bazı alıntılar yapmak istedim. 

Bugüne bile ışık tutacak saptamalar var. 

Kıbrıs konusunda “uzman” kesilenlerin okuması gerektiğini düşündüğüm bölümler var. 

Mesela Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş’ın 1960 anlaşması sonrasında söylediği “önemli” saptamalar, Rumları ne kadar iyi tanıdığına işaret ediyor. 

Sami Kohen, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra Rauf Denktaş’la ilgili bölümde şunları yazıyor: 

“Ada bütünleşmiş gibi görünüyordu. İki cemaat yeni liderlerini bulmuştu. Türkler Rauf Denktaş’ı, Rumlar ise Klerides’ı cemaat başkanı seçmişlerdi. Denktaş’la görüşmem beni çok şaşırttı. İlk sözü ‘Bu iş yürümez’ oldu. Sonra nedenlerini şöyle anlattı, ‘Rumlar organize; bizimkiler ekonomide geri, onlar gelişmiş. Üstelik onlar Enosis peşinde. Ve bu uğurda her yolu mubah görüyorlar. Onlar yönetimde, bürokraside ve ticarette hâkim durumda’ diyerek özetledi.” 

Kohen, yazısının devamında, “Rauf Denktaş’ın dediklerinin gerçekleştiğine” işaret ediyor. 

Bu konu Rauf Bey’i evinde ziyaret etmemizde de gündeme gelmişti. 

Rauf Bey, “Kohen, ben Rumların ne olduğunu iyi biliyorum” gibi sözler söylemişti. 

O dönemlerde, yani 1960’larda bu iş yürümez diyen Rauf Bey’in “haklılığı” hala geçerliliğini koruyor. 

Yalpalamayan bir siyasetin örneği olsa gerek. 

Makarios’un Hayali! 

Kıbrıs’ta Makarios’la söyleşi yapan tek Türk olan Kohen, Enosis konusunda Makarios’un sözlerine de yer veriyor. 

Mesela bir röportajında Makarios, “Enosis is desirable, but not feasible” diyor. 

Yani, “Enosis arzu edilebilir, ama gerçekleşmesi imkânsız…” 

Makarios, bunu belki de Kıbrıslı Türklerin “halk” olduğunu dünyaya haykırmasından, egemenliğinden vazgeçmemesinden anlamıştır diye düşünüyorum. 

Nereden Nereye Gelindi, Unutulmamalı 

Sami Kohen, “Nereden nereye gelindiği ile ilgili, “Nereden nereye gelindi. Bunun değerini bilmek lazım. Kıbrıs’ta bunun bilincinde olan çok Türk tanıyorum. Çünkü unutulmamalı ki, 1960’larda ve 1970’lerde büyük sıkıntı yaşayanlar, gerçekten acı çekenler onlar. Ben onların o kötü günleri nasıl geçirdiklerini gördüm ve bunları Türk ve dünya kamuoyuna yansıtmaya çalıştım. Bunlar şimdi çok geride kaldı. Ama Kıbrıs Türkü’nün de nereden nereye geldiğini anlamak açısından o günleri hatırlamakta yarar var.” 

Dünyada saygın bir yere sahip bir kalem Sami Bey, bunları yazıyor. 

Sonunda ise, “birleşme olmamasına” da işaret ediyor ve Kıbrıs’la ilgili, Frank Sinatra’nın meşhur şarkısının başlığını söylüyor, “My way…” 

Yani herkes kendi yoluna! 

Son not: ‘Rumların kafasında Enosis çivisi çakılıdır. Bunun için sürekli olarak tehlikeli oyunlar içinde olacaklardır. Bunu böyle bilelim ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de el ele verelim. Dr. Fazıl KÜÇÜK’ 

 
Toplam blog
: 40
: 708
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

SEFA KARAHASAN, 1997’den beri gazeteci milletinin aktif üyesi. Gazeteciliğe halen Milliyet gazete..