Kılıçdaroğlu Özenle mi Seçilmiş?

Muharrem İnce'ye gelmeden önce Kılıçdaroğlu'nu biraz sorgulamaya çalışalım isterseniz sevgili okurlarım.

Kılıçdaroğlu Baykal'a yapılan kaset komplosu sonrasında hatta kaset öncesinde özenle seçilerek CHP'nin başına adeta devlet memuru gibi tayin edilerek görevlendirilmiştir.

Kılıçdaroğlu son derece dürüst bir poltikacı olmakla birlikte liderlik konusunda yetersiz olduğunu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza çıkmamasından anlayabiliyoruz.

Şunu anlıyoruz ki, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesi başta "Ekmelettin" formatıyla Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak seçilmesine dolaylı şekilde destek verdiğini ve referandumda da sol göstererek sağ vurduğunu gördük "kontrollü darbe" söylemiyle. Kontrollü darbe dosyasını seçmene gösterebilseydi yaklaşık yüzde 10 kararsız seçmeni pozitif yönde etkileyecek ve referandumda "Hayır" sonucu çıkacaktı!

Baykal döneminden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinde ülke ve ülke dışında ne kadar olumsuz şey yaşandıysa, bunun Kılıçdaroğlu'nun payı büyük olduğunu düşünüyorum.

Şunu demek istiyorum; Sistem yani küresel sermaye gücü Türkiye'deki siyasal oluşum çizgisini üç aşağı beş yukarı belli bir standartta tutmak istemekte ve CHP'nin yüzde 25 oranının korunmasını hedeflemetedir.

Günümüzdeki CHP öyle bir CHP ki; cumhurbaşkanı adayı olarak Gül'ün gösterilmesi için on günden fazla sürede tartışıldı konuşuldu.

"Ama aday gösterilmedi ya, sonuca bak sen" dediğinizi duyar gibiyim.

Bırakınız demagoji yapmayı..

Gül'ün adı geçti mi?

Geçti.

Olay bitmiştir!

Neden bugüne kadar sandığa gitmediğimi daha iyi anlaşılsın için yazıyorum bunları. Tekrar edeyim isterseniz, bütün partileri sistemin birer ekipmanı olarak gördüğümden ve insan odaklı siyaset geliştiremediklerinden.

Ama Muharrem İnce'ye oyumu vereceğim!

Doğaldır İnce..

Olduğu gibidir.

Pragmaktis, hazırcevap, ironi yapmasını bilen ve mizah uslübüne sahip bir kişilik, herşeyden önce bizden biri gibidir.

Ülke sorunları çözme noktasında köklü çözümlere imza atacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Sağ Sol demeden (zaten çoktan çökmüş her ikisi de) herkes İnce'ye oyunu vermeli ülke yeni bir günle uyanmalı 25 Hazranda!