Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kim, hangi köşede?

Kim, hangi köşede?
 

Şu köşe yaz köşesi...


Yeni neslin akıl almaz teknoloji takibi ve bireysel mutluluk hevesi nasıl toplum gelişimi ve ortak değerlerin sağlamlaştırılmasına dönüştürülebilir?

Dikkat ediyor musunuz? Artık otobüse ya da diğer toplu taşım araçlarına bindiğinizde yaşlılara yer verenlerin sayısı her geçen gün daha da azalıyor, binerken verilen selamlar yok artık... Kulağında "i-pod", gözlerinde derinlik ve uzaklık olan dinamik vücutlar, kendisinin 30-40 yıl sonraki fiziksel karşılığını görmezden geliyor... Karşıdan karşıya hep bir gencin kollarında geçen Fatma Teyze, artık yolun hep diğer tarafında kalıyor. Yeni çıkan "trend" ler, giyim tarzları ve aksesuarlar artık her şeyden daha önemli. Ve bir dolu umursamazlık...

Bunlar toplum yaşamındaki değişiklikler... Bir de diğer konulara ve hatta en önemlilerinden birine bir bakalım...

Basın-yayın... Önce ne yapardı, şimdi neler yapıyor. Düşünce akımları oluşturmak, farkındalık yaratmak, bilinçlendirmek, uyarmak, uyandırmak, ortak değerlere sahip çıkmak, halkı savunmak, hakkını aramak, mazlumu korumak, hayırsızı yermek, deşifre etmek, çalanı bulmak, kaçanı kovalamak...

Şimdilerde ise daha çok hangi yeni yetme sinema oyuncusu nerde kimle görülmüş, bir başkası çocuğunu nasıl doğurmuş, evleneceği kişide aradığı özellikler neymiş, oyunculuk yanında şarkı da söylermiş, hangi marka giysiler giyermiş, daha bir çok lüzumsuz bilgiler...

Biliyorum, yine var Uğur Mumcu'lar, Abdi İpekçi'ler hatta onlarla aynı zamanda yazanlardan halen yazanlar... Ama onların da kalemleri durduğunda kim yazacak, kim uyaracak toplumu, kim savunacak doğruyu?.. Hangi genç kalem kitlelere ulaşacak?..

Biraz da basının görevi değil midir toplumu yönlendirmek? Hele de bu kadar kuvvetli olduğu günümüzde. Halka neyi sunarsanız o tüketilir. Biraz daha nitelikli olamaz mı sunulan bu malzeme, biraz daha bilinçli olmaya davet edilemez mi insanlar, biraz daha açılamaz mı ufuklar? Yetmez mi bu kadar dizi, yetmez mi her şeyi bir akşam yemeğinde karnının doymasına bağlayanların zulmü, açılan kutuların ızdırabı... İşinden evine dönen bir insanın yatıncaya kadar olan tüm zamanının çalınışı ve düşünmeye, gerçekleri görmeye yarayan ilahî uzuvlarının tatili ne zaman biter?

Basın-yayın ne yazarsa o okunur, ne gösterirse o izlenir, ne söylerse o dinlenir... Seçmeyi bilenlerin gücünün yetmediği noktada bu işin ustaları seçmeyi öğretmezlerse yanlış seçimler de kaçınılmaz olur. Doğrusu bu mu yoksa... "Halk bunu istiyor" mu herşey. Ya istemeyenler, yani azınlıklar nasıl çoğaltılır? Basın-yayın yapmazsa kim yapar?

Halen Reşat Nuri'nin, Kemal Tahir'in romanları, Necip Fazıl'ın, Nazım'ın şiirleri okunuyor. Buna itiraz olmasa da nerde bu listeye katılacak yeni isimler... Çıkar mı, olur mu bilinmez...

Saygıyla.

 
Toplam blog
: 2
: 648
Kayıt tarihi
: 10.08.08
 
 

Bir finans kurumunun kredi biriminde çalışmaktayım. E.Ü. KMYO Bilgisayar Programcılığı bölümünü biti..