Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kim için, ya da kime göre başarılı?

Kim için, ya da kime göre başarılı?
 

Başarı asla senden kaçamaz. Yeter ki, kendi başarı yolunu, kendin, doğru seç.


Başarı üzerine her düşünceye daldığımda, şu iki temel soruyu buldum karşımda ben güzel okuyucum:

1- Kim için başarılı olmak istiyorum?

2- Kime göre başarılı olmalıyım?

Daha genç yaşlarımda, ilk gençlik yıllarımda daha çok, beni sevenler, annem, babam, ailem, potansiyel kız arkadaşım! İçin başarılı olmayı istiyordum sanırım. Ya da sosyal kabulümün, kendimi içinde yaşadığım insan topluluğuna kabul ettirmemin, varlığımı anlamlı kılmamın, hak ettiğim bireysel değere ulaşmanın en kestirme yolunun bir an önce ve çok başarılı olmaktan geçtiğine inanmıştım; kendimce herhalde. Ne olursa olsun başarılı olmalı, başarılı olmak içinse çok, çok, daha çok çalışmalıydım. Öyle ya… Çok çalışmak, zeki, dürüst ve sorumluluk sahibi olmak başarılı olmak için yeter şart ve özelliklerdi benim için. Peki ya kime göre başarılı olmalıydım acaba? Bu soruya cevap bulurken de hiç zorlanmamıştım tabi ki o zamanlar… Öğretmenime, aileme, patronuma, iş arkadaşlarıma, sevgilime, sosyal çevreme göre başarılı olmalı, - başarılı insan - imajımı muhakkak bu saydığım insanlara tek tek onaylatmalıydım! O zamanlardaki bana göre, insan başarıdan başka ne için yaşayabilirdi ki?!!

Başarısız olmaksa, aklımdan bile geçirmek istemediğim, küçük kıyametimdi benim için. Öyle ya… Başarısız olursam ne yapardım ben?!! Gezmek için, insan yüzü görmek, hoş beş sohbette bulunup stres atmak için gittiği eğlencelere, düğün derneğe, pikniğe ya da mavi tura giderken bile çantasını yanından hiç eksik etmeyen, hatta edemeyen ben; başarısız olmayı nasıl düşünebilir?!! Ve böyle bir duruma nasıl dayanabilirdim ki?!! Öyleyse… Ya başarılı olmalı, ya başarılı olmalıydım! Sence de öyle değil midir durum güzel paşam? Tabi bu klişe düşüncelerden kurtulmam, hayatı, hayatımı başkaları için yaşamaktan yakamı sıyırmam, gerçek başarının, gerçek mutluluğun nereden geçtiğini anlamam, öyle hiç de kolay olmadı benim için; senin de kolayca tahmin edebileceğin gibi, güzel okuyucum. 38 yaşın verdiği deneyim ve olgunlukla sana artık şunları kolayca söyleyebilirim sanırım, benim güzel arkadaşım: Kendin için, kendine göre başarılı olmalısın. Başkaları için değil...

Kendi iç değerlerin, kendi hayat ideallerin için yaşamalısın. Başkalarının sana biçtiği hayat içinde değil... Seni mutlu edecek başarıların peşinde koşmalısın; başkalarını değil... Kendin için çıktığın başarı yolculuğunda, anlık, günlük, bazen de yıllık başarısızlıkların olabilir. Bunlara sakın takılma. Çünkü önemli olan, başarı sürecini nasıl yönettiğindir. kısa süreli başarısızlıkların değil... Yolun bittiğinde, vardığın liman, sana nasıl bir kaptan olduğunu nasıl olsa söyleyecek. Sakın korkma.Ne başarısız olmaktan kork, ne " el alem ne der? " diye tasalan. Bırak bazen anan baban, bazen kardeşin, bazen de komşun seni başarısız bilsin. Ne kardeşin, ne arkadaşın ne de sevgilin seni kendi hayat, kendi başarı yolundan çevirebilsin. Önce kendine sormalısın sen, güzel kardeşim: “ Benim hayat amacım, mutluluk kaynağım, varoluş sebebim ne? Nasıl bir insan olursam, sonsuz bir iç huzura kavuşabilirim? “ diye. Ve “ Dünya’da tek başıma kalsam bile yolumdan dönmem ben! “ diyebilecek kadar cesur, kendinden emin ve ne istediğini bilen olmalısın bence. Çünkü her başarılı insan, aslında yalnız olan insandır; kendi iç dünyasında. Ve başarılı insanın düşmanı dostundan kat kat fazladır. Bunu da asla unutma. Olur mu canım?

Yanlız ve yanlız kendin için, mutluluğun için başarılı olmayı iste. Ya da en azından dene.Çünkü bunu yapabildiğinde, başarısız olsan bile, kurallarını kendin koyduğun, kendi hayat oyununda, kendi hayat yolunda kaybedersin. Bence kurallarını başkalarının koyduğu, takdir hakkının başkalarında olduğu, oyun içindeyken bile kuralların keyfe keder değiştiği bir oyunda, debelenip durmaktansa; kendi oyununun efendisi olmak, çok daha onurlu, çok daha saygın ve çok daha kişilikli bir tercihtir bence. Tercihlerinden, kararlarından asla pişman olma.Tabi eğer sen de başkaları için değil; kendin için başarılı olmaya seçebilenlerdensen…  

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..