Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '11

 
Kategori
Futbol
 

Kim neyin peşinde?

Kim neyin peşinde?
 

İnsanlar toplumsal ve çevresel statüleri gereği bazen istemedikleri davranışlar göstermek zorunda kalabilirler. Bu tür davranışlar genel olarak "doğal" karşılansa da; kimi zaman ahlak ve hukuk sınırlarını zorlayınca insanlar da çileden çıkıp öfkelenebiliyor. Bu öfke; neyse ki bizde "yazı" olarak patlayıveriyor ve oturup yazıyorum.

Nihat Özdemir Fenerbahçe'nin yıllardan beri yöneticiliğini yapan bir insan. Bu kadar önemli bir konumdaki bir insanın; kalkıp da düşünmeden (ki umarım düşünülmeden söylenmiş bir sözdür; aksi kendisinin ruh dünyasındaki felaketin habercisidir) bu kadar sokak ağzıyla konuşması insanın aklına bin türlü şey getiriyor.

Malum şike olayı patladığından beri aynı şeyleri söylüyorum. Ya sevgili Fenerbahçeliler beni anlamamakta direniyorlar; ya da benim yazımı okumuyorlar. Hoş onlara dert anlatmak gibi bir niyetim de yok zaten; ama bugüne kadar konuştuğum hiçbir fenerli; bana şikeye inanmadığını söylemedi. Hep şunu söyledim: "Ben suçluysam benden öncekiler de suçlu" mantığı ile savunma yapılmaz! Ayrıca Fenerbahçe'nin gerek medya; gerekse Galatasaray dışındaki kulüpler üzerindeki etkisi hepimizin malumu. Eğer geçmişin de irdelenmesi isteniyorsa, yasada küçük bir değişiklik yapılır; böylece geçmiş yıllarda şike iddia edilen maçlar incelemeye alınır; tanıklar dinlenir vs.  Ayrıca bu teklifle birlikte Galatasaray kulübü yöneticilerinin samimiyeti de test edilmiş olur.

Ancak sayın Fenerbahçeli yöneticiler ille de 58. madde diye tutturmuşlar. Bu arada ne garip tesadüftür ki; 58 Sivas'ın plaka kodu! Sivaslı kardeşlerimi tenzih ederim!

Açık açık "şike yaptık" anlamına gelen "şike yapanın küme düşme cezası olmasın" teklifi; sanki "kutsal" bir düzenleme gibi empoze edilmeye çalışılıyor. Buna ister komedi; ister dram; ya da ne isterseniz o adı koyun! Ancak özü; Türk futbolunun katledilmesi önerisidir. Nasıl katledilecek diye soracak olursanız aklım yettiğince görüşlerimi anlatmaya çalışayım..

Bir defa; böyle bir düzenlemenin, diğer 6 kulübü kurtarmayla falan hiçbir ilgisi yoktur! Amaç Fenerbahçe'yi kurtarmaktan ibarettir. Nitekim Beyefendi de açıklamasında "kredi alamadıklarını" beyan etmiştir. Diğer 6 kulübün yaşadıklarından bahsetmemiştir.

Bir diğeri; Milli Takımı katletmektir. İddianamede Aziz Yıldırım'ın eski TFF başkanı hakkındaki konuşmalarını okuyun. TFF üzerinde bu kadar etkili olması en çok Milli Takım'ı etkileyecektir. Ta Galatasaray'dan ayrılmadan önce "bir daha Milli Takıma alınmamalı" dediğim Emre; bugün Milli Takımın kaptanı! Ne kadar savaşçı; ne kadar iyi bir futbolcu olursa olsun; basına kol çeken, taraftara küfür eden, hatta kendi taraftarıyla yumruk yumruğa kavga edecek seviyeye gelen bir futbolcu; benim Milli Takımımda kaptan olamaz! Oysa "Fenerbahçe" etiketi ve kendisine çekilen "kol"a rağmen medya desteği bu adamı hala milli takımda tutabiliyor. Yıllardır milli takımda yardımcı antrenörlük yapan Oğuz kendisini bir zerre geliştirmediği halde; o görevde yıllarca kalmaya devam edebiliyor. Bu da gösteriyor ki; eğer ispatlanırsa şike yaptığı; sırf "şike yapan Fenerbahçe olduğu için" küme düşme cezasının kaldırılması sonucu; Fenerbahçe futbol yönetiminin her kademesinde yine etkili olacaktır. Bu Milli Takım antrenöründen futbolcusuna kadar kendini hissettirecek; sırf "etiketi" uğruna bazı futbolcu ve antrenörler "torpilli" kadrosundan Milli Takımda bulunabileceklerdir.

Asıl büyük sorunu ise Anadolu kulüpleri yaşayacaktır! İddia ediyorum; hiçbir takım Fenerbahçe maçına "gerçekten motive" olamayacaktır. Rakip takımın her futbolcusunun kafasında korkular dolaşacaktır. İyi oynasa "teşvik aldı" denilecek; kötü oynasa "Fenere sattı kendini" denilecek, aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyığa denk gelecek! Ya da; "Nasıl olsa adamlar istediğini yapıyor" düşüncesiyle boşverecek! Oysa futbolcunun emeği, Anadolu kulüplerinin -şike yapanlar hariç- ne zorluklarla mücadele ettikleri; futbolcusundan malzemecisine kadar, aylarca para almadıkları halde canla başla mücadeleleri takdir gerektirirken görmezden gelinecek! 3 ya da 4 büyük takımdan birine giden futbolcunun hayatı kurtulacak; diğerleri futbol hayatları boyunca "fedakarlıklarla" ayakta kalmaya; ekmek parası kazanmaya çalışacak.

Sonuç olarak; bu maddenin değişmesi; 3 ya da 4 büyük takımın her istediklerini yaptırması; Anadolu kulüplerinin yönetimine bir şekilde girmiş insanların da etkisiyle bu takımların ya sesinin kesilmesi ya da "manda ve himayeyi" kabul etmesi anlamına gelecektir.

Gelelim tehdit olayının boyutlarına. Aylar önce Denizli maçına ait "1 milyon dolarlık belge" diye uydurulan kağıt parçası çıktığında yazmıştım. Milyonlarca Galatasaray taraftarının da benim gibi düşündüğüne eminim. Bir defa baştan şunu söyleyeyim; eğer böyle bir olay olduysa, biz taraftar olarak yasanın değişmesini; hatta herkesin hiçbirşey bilmeden diline doladığı meşhur Ankaragücü maçını da kapsayacak şekilde genişletilerek tüm maçlarımızın incelenmesini istiyoruz. Bu incelemeler sonucunda herhangi bir şike olayına karışmışlığı varsa; küme düşürülmeyi de kabul ediyoruz. Bunun için de "vay bizi düşürdün; Fener'i niye düşürmüyorsun" gibi saçma suçluluk psikolojisi zırvalarına girmemeyi de taahhüt ediyoruz.

Ancak Fenerbahçeli duayen yöneticinin "Ahlaksız Teklif" aşamasını geçip "Ahlaksız Tehdit" moduna girmesini de çok çok iyi anlıyoruz. Hem de sebepleriyle birlikte. Sayın yönetici insanları tehdit edeceğine; önce 2006 yılından beri var olduğu söylenen ve "belge" diye yutturulan kağıt parçasının neden bugüne kadar ortaya çıkarılmadığını bir araştırsın. Üstelik tam da o günlerde; İtalya'da Juventus'un küme düşürülmesi için "biz de bu cezaları verebilmeliyiz" deyip de ellerinde olan belgelerin neden açıklanmadığını bi zahmet herkesin anlayacağı bir lisan-ı münasiple anlatıversin. Aziz Yıldırım'ın 2007'den beri "konuşursam yer yerinden oynar" mealindeki açıklamalarının günü bugün değil de ne zamandır? Terörist bile İmralı'dan talimat verebiliyorken; kendisi avukatına bu açıklamaları neden yaptırmıyor? Zaten yer yerinden oynamış. Bundan sonra daha büyük zarar gelmez futbola (58. madde değişmedikçe). Herkes eteğindekileri döksün. Ak şike kara şike kimdeymiş görelim. Biz de tavrımızı ona göre alalım. Ancak uçsuz bucaksız tehditlere bir yere varılmıyor.

Sayın Özdemir ve yönetici arkadaşları; Aziz Yıldırım'ı kaç defa ziyaret ettiklerini; kimlerin ziyaretine gittiklerini anlatsınlar tehdit etmeden önce. "Şekip Mosturoğlu ziyaretçin var" anonsunun Metris koridorlarında neden artık duyulmadığını; neden kendi takımlarının yöneticisi olduğu halde Metris'e kadar gitmişken onu da ziyaret etmediklerini anlatsınlar.

58. madde deyip de kelimenin tam anlamıyla "zırva" dolu tehditler savurmanın zamanı değildir artık. Futbol bu pislikten temizlenmelidir. Sırf Fenerbahçe'nin (m)ali menfaatleri uğruna cezayı değiştirmek futbolumuzu daha da çok batırır. Eğer Sayın Özdemir'in dediği gibiyse; Galatasaray da diğerleri de düşsün. Bu pisliği üstünü kapatarak temizleyemediğimiz ortada. Biz temizlemezsek UEFA ve FIFA bu temizliği gayet güzel bir şekilde yapacaklardır. Nitekim; pisliğe ellerini bile değdirmeden nasıl "temizlik" yaptıklarını hep beraber gördük. Sen burda 58 değil; 58bin madde değiştirsen de UEFA orda armut toplamıyor. Kim neyin peşinde hepsini biliyor.

Şimdi buyrun meydan sizin. Galatasaray'ın tavrı net! Küme düşme kaldırılmamalı! Siz de aynı tavrı takının. İspatlayın Galatasaray'ın şike yaptığını; ben değil Bank Asya'da; 3. ligde bile izlemeye razıyım Galatasaray'ı.

Size düşen samimi olmak. Şike yaptıysanız yaptık deyin. Günü kurtarmak adına "Ahlaksız Tehdit"ler savurup; futbolu kurtarmaya çalıştığınızı iddia etmeyin. Çünkü yemiyorlar efendim; yemiyorlar.

 
Toplam blog
: 93
: 585
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

Elektronik ve haberleşme mühendisiyim. Galatasaray taraftarı; evli; 1 erkek çocuk babasıyım. ..