Kimera Laneti (Kimerik İnsanlar)

Mitolojiye meraklı mısınız? Biraz meraklısı bilecektir, hiçbir fikri olmayan ise şimdi okuyacak. Mitolojide ‘’Kimera’’ adı verilen efsanevi bir yaratık vardır. İnanışa göre Kimera, Antik dönemde Anadolu’da Likya bölgesinde yaşar ve tek bedende birden çok kimlik barındırır. Kimera, başı aslan başlı, gövdesi keçi kafalı ve kuyruğu yılan şeklinde olarak tasvir edilir. Biyolojide oldukça nadir görülen bir duruma, kimerizm olayına, bu yaratıktan esinlenilerek isim konulmuştur.

Kimerizm, aynı bedende birbirinden tamamen farklı iki genomun bulunması durumudur. Döllenmiş iki yumurtanın birleşmesi sonucunda meydana gelir. Normalde ikiz çocuk doğması gerekirken, yumurtalar zarlarının erimesiyle birbirine temas eder sonra ise birleşerek sayıyı bire indirir ve tek çocuk doğar. Bu nedenle de doğan çocuk, doğmamış ikizinin DNA’sını taşır. Yani tek bedende birden fazla DNA materyali bulunur. Aynı bedende birden fazla DNA bulunmasına, kan veya kemik iliği nakli yapılmasından sonra da rastlanılabilir.

Bu durum beraberinde birçok sorunu getiriyor aslında. Bu sorunlardan en önemlisi de suçla mücadelede yaşanıyor. Biliyoruz ki, çeşitli suçlarda zanlının tespit edilmesi için kan, tükürük gibi vücut sıvısı ya da parmak izi gibi kişiye özgü özelliklerden yararlanılıyor. Ancak kimera insanlar birden fazla genom taşıdığı için, araştırılan örneklerde eşleşme saptanamıyor. Yani adli bilimler için en temel şey olan DNA testlerinden ilk etapta sonuç alınamıyor ne yazık ki.

Daha da ilginç olan bir durum var. Bazı kadınların, daha doğrusu annelerin, çocuklarıyla bağ kuramamasında kimerizmin etkisi olduğu düşünülüyor. Nasıl mı? Örneğin annenin rahim genleri diğer yumurtadan gelişmişse, dünyaya gelen bebek doğmayan ikizinin DNA’sını taşır. Dolayısıyla anne doğurduğu çocuğun biyolojik annesi olur ama gerçek genetik annesi olmaz. DNA farkı da annenin psikolojik ve içgüdüsel olarak çocukla yakınlık kurmasına engel olur.

Dünyada kimerizm ile ilgili birçok deneysel çalışma yapılmakta. Bunlardan en çok ses getireni ise insan ve domuz karışımı olan canlı. Kaliforniya’da yapılan bu çalışma, domuz embriyolarının içine insan kök hücrelerinin konulmasıyla gerçekleşti. Elde edilen embriyo birkaç hafta geliştirildikten sonra imha edildi. Bu çalışmaların amacının ise, başarılması halinde organ nakilleri için verici sorununu ortadan kaldıracak olması şeklinde açıklanıyor.