Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kimler geldi, geçti... Kalan ne?

Kimler geldi, geçti... Kalan ne?
 

Okuduğum bölüm gereği çok fazla kız arkadaşım olmadı benim... Bu en çok istediğim ya da eksikliğini çektiğim şeydir. Neden mi? Bazen bir kafeye gideriz arkadaşlarla -yanlış anlaşılmasın arkadaşım yok değil KIZ arkadaşım yok- herneyse orada toplanıp da kakara kikiri konuşan kız topluluklarına hep özenirim kimi zamanda kötü hissederim kendimi. Kendi kendimi sorgularım, "ben mi beceremiyorum kızlarla anlaşmayı?" diye hala cevabını bulamadım!

Aslında hikayenin başı taa hazırlık sınıfına başladığım günlere dayanıyor diyebilirim. Anne babamın öğretmen olmasının benim kabahatim olmadığı gibi, Malatya'da doğup ilkokulu orda bitirmek de benim suçum değildi ama Bursa'da başladığım hazırlık sınıfındakiler pek öle düşünmemiş olacaklar ki beni pek kabul edemediler. Ben ettiklerini sandığım her seferinde başka bir kazık yedim onlardan, aslında şimdi gülüyorum hem onların haline hem kendi halime. Ama hiç kabullenemedim üstüme yapışan şu nakil öğrenci etiketini, ben de inatla onlar gibi olduğumu ispat etme çabasına düştüm ve bazen çok üzüldüm, çünkü kimse yaşamadan bilemez okulda tek başına yemekhaneye inmenin ne demek olduğunu.. Uzaktan kolay gelir 'ya onlar istemiyorsa seni boşver, aldırma!!' demek.

Ortaokulda artık tamam dedim buldum yakın bir arkadaş ve yaklaşık 2-2.5 sene öle gitti. Annem hiç sevmedi Hilal'i.. 'O kız ikiyüzlü..' dedi durdu hep, sonunda haklı çıktı.. Hazırlık sınıfından gelen husumet yakamı hala bırakmamıştı, onlara uymayı tercih etti ve arkadaşlığımız lisenin başında bitti.

Sonra başka bir grup derken lise 2'ye başlamaya korkar bi duruma gelmiştim sene sonunda.. (şimdi bana çocukça gelen biçok şey yaşadım tüm sene boyunca) Ve sonunda anladım, "evet, annem haklıydı, onlar beni kıskanıyorlardı da neden?" Anneme göre başarılıydım, öğretmenlerimle aram iyiydi.. 'İyi de..' diyordum kendi kendime.. 'Onların notları belki benden de iyi nasıl bi kıskançlık bu peki?'

'Sen kararını kendin verebiliyorsun bize sormadan bizle herşeyini paylaşabiliyorsun ama onlar okulda karar verip sinemaya gitmeye akşam ben pek istemiyorum diye telefon açıyorlar sana öle değil mi?' diye sürdüyordu annem.. Haklıydı..

Öle böle ünversitenin sonuna geldim ama etrafımdaki kişiliği oturmamış, kendine güveni olmayan ve bunu bir eziklik, kişilik sorunu haline getiren insan yüzü değişti sadece:) Elde kalan yine aynı:SIFIR..

Eh arada uzun yıllar görüşceğim birkaç kişi oldu tabi, o kadar yılın hatırına.. Ama her seferinde "neden ben?" demek yordu beni ve her seferinde üzdü şu yada bu şekilde insanlardan yediğim kazıklar..

İşin iyi yanıysa onlar sayesinde birçok şeyi kendim aşmayı öğrendim ben ve belki de hiç istemeden de olsa bana iyilik yaptılar..

TEŞEKKÜRLER YİNE DE...

 
Toplam blog
: 11
: 1001
Kayıt tarihi
: 11.09.06
 
 

1984 doğumluyum. Henüz çiçeği burnunda sayılabilecek bir Makine Mühendisiyim. Karınca kararınca ..