Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Kimlere aşık oluyorsunuz?

Kimlere aşık oluyorsunuz?
 

Genelde kimlere âşık olursunuz?

Fiziksel anlamda değil.

Huy, karakter ve yaradılış anlamında, kimlere âşık oluyorsunuz?

Hiç dikkat ettiniz mi?

Ben ettim.

Mesela ben kendimi bildim bileli, istisnasız hep aynı karaktere sahip erkeklere âşık oluyorum!

Bu senelerden beri hep kafama takılan bir konuydu. Neden aynı yaradılışta erkeklere âşık oluyordum?

Çevreme baktığımda arkadaşlarımda da durum aynı. Mesela kaybetme korkusu olan arkadaşım, sürekli onu terk edecek, onunla ilgilenmeyecek erkekleri hayatına çekiyordu. Aldatılma korkusu olan bir arkadaşım, daima onu aldatan erkekleri hayatına çekiyordu.

Seda Diker’in son kitabını okuyunca eksik parçalar tamamlandı.

Kime âşık olacağımıza bilinçaltımız karar veriyor.

Seda Diker, “Aslında Giden Erkek Yoktur” kitabında bu konuya o kadar güzel anlatmış ki, ben de sizlerle paylaşmak istedim.

Kime âşık olacağımıza bilinçli zihnimiz değil, bilinçaltımız karar veriyor.

Ve bunu her zaman içinde bulunduğu eksiklik duygusuyla yapıyor. Karşımızdaki insandan bu eksikliği tamamlamasını istiyoruz.

Beni sevsin, bana ilgi göstersin, beni değerli hissettirsin, bana şunu alsın, bunu alsın, bana ait olsun... v.s.

Karşımızdaki kadın/erkek bunları yapmadığı zaman aşk bitiyor zannediyoruz. Bizi sevmiyor sanıyoruz ve aşkımız azalıyor. Acı çekiyoruz. Sonra hop, bir başka aşkın peşinden koşmaya başlıyoruz.

Sonra, bilinçaltımız aynı eksiklik duygumuzu bize yaşatacak birini daha hayatımıza getiriyor… Bu döngü devam edip duruyor.

Oysa kendimize değer vermediğimiz için bunca beklentiye giriyoruz.

Kendimizi sevebilsek, başkasından bunu ille de talep etmeyi bırakacağız. İşte o zaman mucizevî bir şey yaşayacağız ve sadece karşımızdakini sevmek bize yetecek.

Duygularımıza karşılık ne kadar geliyor diye hesaplamayı bırakıp sevmekten sadece haz alacağız. İnsanlar bize daha fazla ilgi ve sevgi gösterecek. Tam da buna ihtiyacımız kalmadığında...

Ve işte o zaman şunu fark edeceğiz: Gerçek aşk, Yaradan'a duyduğumuz aşk, ilahi aşk. Bu duygumuz bilinçaltımızda hâlâ kayıtlı. Ve insanlar bu duyguyu hatırlayabiliyor.

Ayrılık acısının bu kadar büyük olma sebebi de ruhun Yaradan'dan ayrılarak ilk kez bedene girdiği andaki ayrılık acısını hatırlatmasından.

Karşımızdaki kişiden hep bu duyguyu talep ediyoruz aslında ve bulamıyoruz... Ve Yaradan'dan ayrılıp bedene girince, değersiz olduğumuzu düşünüyoruz.

Kaybettiğimiz değeri, bize âşık olduğumuz kişi versin diye uğraşıp duruyoruz.

Aşka âşık olmak demek, devamlı sevilmek istemek, pohpoh istemek, onay istemek demek.

Bunu yeterince veremeyen biri varsa ya onu bırakıyoruz ya da öyle bir kafamızı takıyoruz ki hayatımızı yaşayamaz hale geliyoruz.

Kendi içimizde Yaradan'ın varlığını fark ettiğimizde bu da geçecek.

Sadece sevmenin hazzına varacağız...

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..