Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kırgın gönüllere

Kırgın gönüllere
 

Bazen yorulduğumuzu hissederiz yaşamaktan, telaşlardan, insanlardan, dur durak bilmeyen koşturmalardan. Önceden zevk veren uğraşlar, insanlar, telaşlar, tatlar, artık zevk vermez olur, gıpta ederek baktığınız değerler gözünüzde bir bir değerini kaybetmeye başlar kimi zaman.

Anlamaya çalışırsınız değişen siz misiniz yoksa çevrenizde olan biten mi?

Uğraş verdiğiniz, emek verdiğiniz çalışmalar, elde ettiğiniz farklılıklar, bunun yanında haksızlıklar sıkmaya başlar sizi… Birçok olumlu eleştirilerin yanı sıra, her fırsatta köstek olmaya çalışanların olduğunu görmek üzer insanı. Neden bu hazmedemezlik acaba diye iç geçirirsiniz.

İnsanların kendi çaplarındaki çabalarının amacı ne olabilir, kime karşı, neye karşı düşünmek gerek... Sanırım insanoğlu unutuyor sırası geldiğinde bunu, bardağın dolu tarafını görmesi gerekirken, boş tarafından manalar çıkarmaya çalışanlar çok oluyor.


Bazen bu anlamsız olumsuzluklar boğuyor beni.


O anlarda ne istiyorum biliyor musunuz? Belki kolay bir yol bu tercih ettiğim ama engel olamıyorum bu düşüncelerime. Kimsenin olmadığı, çok uzak bir yerlere gidip tek başıma kalmayı, dinlenmeyi, havayı yalnız solumayı istiyorum.

Yorgunum çünkü!


Ruhum yorgun!

Gönlüm yorgun!


İnsanlar hayatları boyunca güzellik ve başarı için çabalar uğraşırlar en azından bunu ben kendim adına söyleyebilirim. Belki bu uğraşınızı, etrafınızdakilerin anlama kapasitesi veya anlayışı yetmese bile, siz kendinize ait dünyanızda, büyük işler başardığınızın sevinciyle ve sizi takdir edenlerle mutlu olmuşunuzdur.


Fakat önemli değildir etrafınızdaki insanların ne düşündüğü, çünkü sizin felsefeniz, hiçbir işe yaramadan anlamsız vakitler öldürmekten, sağa sola sataşmaktan, bir başkasının emek harcayarak ortaya koyduğu eserine laf olsun diye sataşmalar yapmaktan, daha kalitelidir sizin yaptığınız işler, yaşadığınız hayat tarzı. Size sadece tebessüm etmek kalır etrafınızda olan biten için. Kişi bazen yalnız kalıp sorgulama yapmalıdır kendi kendine.


Yorgunum dedim ya gönlüm yorgun, ruhum yorgun dinlendirmek istiyorum… Aslında alışkın değil ruhum öyle boş durup dinlenmeye. Alışkın sürekli bir şeyler üretmeye, düşünmeye, yorulmaya, okumaya. Ruhumun bu şekilde mücadelesiz kalmasını düşünemiyorum bile ben, kalsa da sıkılacaktır en kısa zamanda. Hangi konu olursa olsun merak etmeye, fikir üretmeye, düşünmeye devam eder o.


Siz ne kadar olan bitenden kaçmaya da çalışsanız da, üretmeye, düşünmeye alışkın, yorulmuş, kırılmış gönül, hiçbir olumsuzluğa aldırmadan gelir yine sizi bulur…Kutluyorum ben böyle yürekleri.Hangi konuda olursa olsun çalışmak, üretmek, kendine özgü bir çizgide emek harcamak başarıların en büyüğüdür..

Çevremizdekilerin gönlünü, yüreğini yormaya çalışacağımıza, zorlayıp kendimizi, kendimiz bir şeyler yaratmaya çalışmalıyız, tıpkı benim şuan da kendimi zorlayıp bu konuda yazdığım gibi.

 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..