Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '10

 
Kategori
Deneme
 

Kırık Kalpler

Kırık Kalpler
 

Yüreğini eline koyup yitirilmiş duygularla kapının önüne koydu. Söylenecek o an için hiçbir şey yoktu. Yalnızca dönüp gülümsedi her şeye rağmen sevginin, aşkın hatırına. Dünya dönüyordu insanlar yaşamaya devam ediyordu şehrin her bir köşesinde her dakika kalpler kırılıyordu. Yüreğini eline alıp sokakların yolunu tuttu. Bilmiyordu bulmaya çalışıyordu. Aklında nedensiz, bir terk edilişle yakıcı güneşin altında saatlerce yürüdü. Herkes gölgede otururken o güneşin bedenini yakmaya elverişli neresi varsa kullandı. Kendisini cezalandırıyordu. Ağlayamıyordu neden bulamıyordu. Birden olup biti vermişti hala şokundaydı aşkı kıvranıyor acı çekiyordu. Kalbine anlattıkça yalnızlığı kalbi sızlıyor şiddetli nöbetler geçiriyor ağrıyordu. O orda kıvranırken şehrin her bir köşesinde her dakika kalpler kırılıyordu insanlar nedensiz koşuşlarda terk edilişlerde aşkı, sevgiyi cezalandırıyordu. Oda sevmişti deli divane olmuştu, koşmuş emek harcamıştı ve sonunda kapının önüne konmuştu. Diğerleri gibi aşkın tılsımıyla olup bitenleri görememişti koştukça yorulmuştu. Yıllarca hiç durmamış her saniye yüreği onun için atmıştı. O ise sevgiyi hiçe sayarak onu kapının önüne koyup ölmesine neden olmuştu. Akşam çöküyordu gölün kıyısında sevdiğiyle geçirdiği zamanları düşlüyordu. Aklında olmamıştı, aslında hiç yoktu hiç düşünmemişti aşkı için ölümü göze alabileceğini sözde oysa hep söylüyordu. Dizleri titriyordu. Telefon çalsa belki her şey değişecekti ama suskundu denizler gibi rüzgarsız kalan denizler gibi suskunda. Gecenin geç saatlerine kadar bekledi kafasında büyüyen düşüncelerle oda aramadı bekledi. Ama çalmıyordu telefonu son bir mesaj yazdı “işte gidiyorum yüreğimde aşkınla. Söz verdiğim gibi gidiyorum sensizliğin içinde boğularak gidiyorum” bir umut mesaja cevap gelmesini bekledi ama çok geçti o uyumuştu. Gözlerinden dökülen yaşlar gölü coşturacak kadar akmaya başladı. Hıçkırıklara boğularak dizlerine kadar suyun içine battı. Son bir umut telefonuna baktı. Işıksızdı suskundu lanet yağdırdı ve son bir haykırdı “Seni seviyorum her şeye rağmen” diye. Ve kendisini koyu siyah suların altına bıraktı. Ardında çalan telefon ve pişmanlıklarla suyun içinde kayboldu.


Şehrin her bir köşesinde her dakika kalpler kırılıyor sevgi aşk değerini yitiriyor hüzünler insanları boğuyor yaşam mücadelesi aşkı, sevgiyi bastırıyor buna rağmen sevgi, aşk aşılanmayı bekliyor…

 
Toplam blog
: 43
: 603
Kayıt tarihi
: 12.06.10
 
 

1983 Adıyaman doğumluyum. Çukurova Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünde okuyorum. Adana y..