Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kısaca hayat karşı kıyıya geçmek…

Kısaca hayat karşı kıyıya geçmek…
 

ŞİMDİ……
 
Yaşadığın Günü Kavra Ve Anı Dolu Dolu Yaşa…
“Şimdi”; eylemin, düşüncenin tek yeridir. Hayat “şu anda” var olmanın kalbindedir. Denilebilir ki: "Dün geçti! Yarın henüz doğmadı! Bugün eyleme geçip, düşüncelerimizi gerçekleştirebileceğimiz gündür. Bekleme. Erteleme. Şimdi değilse ne zaman?”
Hayatımızı değiştirmek, iyi, doğru ve güzele yönelmek için asla geç değildir. Değişim için ayak sürüyen ve bahane bulanlar, çoğunlukla suçu yetersiz eğitim, kötü geçirilmiş çocukluk, sorunlu aile, işyeri problemleri, maddi zorluklar, adalet, haksızlık, vs... gibi birçok kavrama bağlarlar. Bir tek yapamadıkları aynanın karşısına geçip yüzleşemedikleri öz benlikleridir. Tüm harici etkiler söz konusudur ve kendi bir kurbandır. Kişi artık bu sarmaldan sıyrılmalı, kendini tanımalı ve sorunu tespit edip, ona çözüm aramalıdır. Hayatındaki her şeyi değiştirme gücünün bireyin elinde olduğunu ve bunun için de şimdiden daha iyi bir zaman olmadığını da yine “Carpe Diem” hatırlatır.
Hayat bir bumeranga benzetilebilinir. Ona ne verirsen, verdiğin ölçüde sana geri döner. Zaten tüm hayatımıza ve ilişkilerimize ne alacağız bakış açısı ile değil; “Ben nasıl bir katkıda bulunabilirim?” şeklinde yaklaşırsak; hasat yasasını yaşamlarımızda da işletebiliriz.
Kısaca... "Carpe Diem"
Dünden ders alın, yarını düşünün ama en önemlisi bugünü size verilen en önemli hazine olan zamanın kıymetini bilerek yaşamayı unutmayın. Doğruyu sadece bilmekle yetinmeyin, aynı zamanda uygulayın. Hedef belli ise, ona ulaşmanın yolları da bulunacaktır.
 
KISACA  HAYAT KARŞI KIYIYA GEÇMEK…
 
Karşı kıyıya geçmek için nehrin durulmasını beklerseniz, nehir durulduğunda kayık orada olmayabilir. Bu sefer kayığın gelmesini beklersiniz. Kayık geldiğinde kürekler orada olmayabilir, yine bekleyecek bir şeyiniz vardır, küreğin gelmesini beklersiniz. Olmaz ya, hani olur da bütün engeller kalkıp, şartlar tamamen olgunlaşırsa bir gün, yine de bir şey yapamazsınız artık. Çünkü beklemeye o kadar alışmışsınızdır ki bu sefer de karşıya geçecek gücü bulamazsınız kendinizde. Zaten geçseniz de bir anlamı olmaz. Bir şey başarmış, bir zafer kazanmış sayılmazsınız. Hiçbir engel yokken karşıya geçmek, bir aktiviteden başka anlam taşımaz. Niyetiniz aktivite yapmaksa bunu yerinizde zıplayarak da yapabilirsiniz. Yok ben “kendi zaferimi kazanıp yaşam standardımı yükseltmek istiyorum” diyorsanız, o zaman, o nehre şimdi atlamalısınız. Hiç beklemeden şimdi. Sihir “ŞİMDİ”dedir. Ne geçmişte ne de gelecekte…
 
İçinizden birkaç kere ŞİMDİ, ŞİMDİ diye tekrar edip bağırın
. İç sesinizi duyun. Ne hissettiniz? 
Tedirgin olup, bir adım geri çekilmek mi istediniz?
Yoksa heyecanlanıp, ileri doğru bir hamle mi yapmak istediniz?
Eğer tedirgin olduysanız nehir kenarlarında daha çok bekleyeceksiniz demektir. Heyecanlandıysanız, aklınızdan şimdi yapılacak birkaç şey geçmiştir bile. Belki can yeleğinizi taktınız, belki de ayaklarınızı suya soktunuz. Devam edin arkası gelecektir, nehrin karşısına geçip zafer kazanacaksınız, kulvar atlayıp yaşam standardınızı bir üst seviyeye taşıyacaksınız...
Seneca şöyle der: “Hayatta en büyük engel, beklemektir; daha sonra gelecek olan her şey belirsizliğin alanına girer. Şu andan itibaren yaşa.”
 
Toplam blog
: 8
: 953
Kayıt tarihi
: 04.11.14
 
 

Ege'nin incisi Muğla'da doğdu.Sakarya Üniversitesi İşletme Yönetimi Bölümü'ndeki eğitim hayatında..