Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel Gelişim : Baba sözü dinlemek …

Kişisel Gelişim : Baba sözü dinlemek …
 

explocrete.com


 Çocuklar, mutlaka anne-babalarının sözünü dinlemeli midirler? Bu oldukça tartışmalı bir konudur. Dünyaya geleneksel  açıdan bakanlar, anne-baba sözü dinlemeyenin sonra çok pişman olacağını , tekrarlar dururlar. Bu, ne kadar doğrudur?

Sayın Ersin Kabaoğlu’nun  şiirini yorumlarken naklettiği hikaye şöyle:

“İkarus ile babası bilge mimar Daidalos'a ait efsaneyi bilirsiniz. Daidalos Sürgüne gönderildiği Girit Adası’nda yanında çalıştığı Kral Minos’un isteği üzerine acaip bir canavar olan Minotauras’ın bir daha çıkmamacasına içine kapatılacağı Labirent’i inşa eder. Ancak bir süre sonra kral Minos’un emri ile, Labirentin gizini iki kişiye daha öğrettiği gerekçesi ile oğlu İkarus’la birlikte kendisi Labirent’e hapsedilir. Buradan kaçmak amacıyla kendisi ve oğlu için kanatlar yapar. Bu kanatları bal mumuyla bedenlerine, omuz başlarına yapıştırır. Fakat İkarus takma kanatları ile havalandıktan sonra, aydınlığı, güneş ışınlarını ve bunların ardındaki gerçeği yakından görmek, öğrenmek ve daha çok özgürleşmek düşüne kapılır. Ancak, güneşe yaklaştıkça, yapıştırıcı bal mumları erimeye başlar. Ve İkarus, Ege Denizi’ne düşüp yitip gider… “

Burada  Sayın Kabaoğlu , İkarus’un encamını hikaye eder de niçin, böyle bir sona düçar kaldığını yazmaz. Aslında hikayenin sonu şöyledir.:

“Daidalos, oğlu  İkarus'a uçarken çok alçalırsa denize düşeceğini, çok yükselirse de güneşin tüyleri birbirine bağlayan balmumlarını eriteceğini tembihler. Ancak uçmanın cazibesine iyice kapılan İkarus, babasının uyarılarına kulak asmaz, bu uyarılara uygun davranmaz ve yükseldikçe yükselir. Ancak güneş balmumlarını eritir ve İkarus artık uçamayarak denize düşer, ardından da boğularak ölür…”

Demek ki neymiş, İkarus, baba nasihatı dinlemediğinden ölmüş gitmiş. Babasının öğütünü tutsaydı, güneşe bu kadar yaklaşmaz  ve balmumundan yapılmış kanatları erimezdi… Gerçi hikayeyi herkes bilir de , sonunu  da biz ekleyelim.

İnsan her zaman anasının-babasının sözünü dinlemeli midir?

Geleneksel toplumlarda, yaşlıların bilge olduklarına, ve dağarcıklarında çok önemli bilgiler sakladıklarına , inanılır. Bu yüzden evlatlar, ciddi bir işe atılmadan önce büyüklerinden icazet alırlar; izin isterler. Büyükler de çoğu kez karşı gelirler ve kendi zamanlarındaki yolları, davranış biçimlerini salık verirler. Fakat onların söylediği şeyler en aşağı yüz yıllık “ritüel”lerdir. Yani, köprülerin altından çok su geçmiş, dünya değişmiş ve insanların sorunları çözme yöntem ve teknikleri çok daha değişmiştir, gelişmiştir.

Dünya durmadan bir akış içindedir ve dünkü sorunlar bugünkü sorunlara benzese bile, çözüm yolları çok değişmiştir.

Aslında sorunların boyutları da çok değişmiş, adeta devleşmiştir. Bu sorunları o zamanki kurallara, tekniklere göre çözmek bazen olanaksız hale bile gelmiştir. Ama bunları anne-baba’ya anlatamazsanız; onlar kendi bildikleri yoldan şaşmazlar. Çocuklar da çoğu kez bunu bildikleri için, anne-babalarını dinlerler fakat yine de kendi bildiklerini yaparlar. Bu durum anne- babayı delirtir ve “Bırak sarhoşu yıkılana kadar gitsin…” derler. Çocuklarının yeni yollar denemeleri onları deli eder.

Ama yapacak başka şey yoktur: dünya değişmiştir ve yeni akıllar ortaya çıkmıştır. Hem de daha karmaşık, hem de çok yeni ve anlaşılmaz. Ama anlamak gerekir, uygulamak gerekir.

Gerçek uğruna hayatını kaybeden nice bilim adamını hatırlarız. Gerçeği ortaya koymak, kanıtlamak için;  hatta kelleyi koltuğa alarak , ispat peşinde hayatlarını bu amaç uğruna vermişlerdir:
İkarus belki babasını dinleseydi, yaşayacaktı… Ama arzu ettiği, kanıtlamak istediği bir denemeyi yapamayacaktı. Denemeyi yaptı, fakat hayatını kaybetti.

Bunlar arasında öncelikle, Galileo Galilei (1564 - 1642); Marie Curie (1867 - 1934) ve nice bilim adamı, buluşlarını yaparken nice tehlikeli badireler atlatmışlardır. Ama her şeye karşın; arama; araştırma , bulma azimlerini kaybetmemişlerdir.

Bazı sorunların annemizin- babamızın yöntemleriyle çözümlenmesi artık imkansızdır. O bakımdan, yeni yöntemleri ve teknikleri gözden geçirmenin yollarını mutlaka denemeliyiz.

Bilim adamlarının kendi hayatlarını ortaya koyarak, yeni şeyler bulma azimleri sürüp gidecektir. Bazı dikkatli gözler de hep onları izleyecektir.

Annemizi –babamızı elbette dinleyeceğiz; ama hayat yeni şeyler getiriyor, onları da gözden kaçırmayacağız.

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..