Kitaplarım

Yaşadığım dünya içerisinde bir dünyam daha var. Beni ben yapan, bana değer katan bambaşka bir dünya. İçinde olduğum yaşam gerçek. Öbür dünyam kitaplarımın içinde saklı. Sözcükleri sihirli olan. İçlerinde masallar diyarında bir prens ve bir prensesin aşk hikâyesini, ekmek parası kazanmak için çalışmak zorunda kalan küçük yaştaki bir çocuğun yaşam dramını, hayallerine kavuşmak isteyen bir kızın babasının engel olmasının altında yatan gizli işleri anlatıyorum. Bazen de güncel olaylara değiniyorum. Medyada uzun süre yer alan konuları işliyorum. Bunlar insan doğasında geçinmeye çalışan konular. Tıpkı biz insanlar gibi. Bu yüzden samimiyetim çok. Hep onların içindeyim. Hep onların diliyim. Şikâyetleri yok. Aksine gideceğim yolda gözüme çarparlar. Elime kalem, kâğıt alırım başlarım yazmaya. Taze yazdıklarım sıcaktır, fırından yeni çıkmıştır, tadılmaya ihtiyacı vardır. Hemen koşarım matbaaya gereken düzenlemeleri yaptıktan sonra. Bekleyiş içerisindeyim. Her şey tamam sonuç beklerim. Ben kendimi iyi ifade ettikten sonra gerisi mühim değil. Türkçe yazdıktan sonra hiç problem değil. Kazanmak için yapmıyorum. Okunmak için yapıyorum yazarlığı. Bunu için yazıyorum kitaplarımı. Bu yüzden benim için önemliler. Çünkü onlar benim sabah çayım, öğle yemeğim, akşamsefam, gece huzurum. Yazdığım, anlatmak istediklerim benim karakterim benim dilim, benim yolum, ulaşmak istediğim hedefi belirliyor. Ben sadece yolumdan gitmek istiyorum. Başkalarına da örnek olmak istiyorum. Bir insanın haritası olmazsa o insan yürüyemez yürüdüğü yolda kalır. Bu yüzden açtığım kapıdan girmek isteyenler var. Onlara sözüm buyursunlar, kalacak yer çok fakat önce raflarda kalıcı olmaktır amaç.