Kıyametin Kopmayacağı Şirince Köyünü Gezdik...

Ufak bir tatil gezintisi için ailece gittiğimiz Ege sahillerinden; denizi, güneşi, doğası, tarihi ve kültürel dokusuyla yerli ve yabancı misafirlerini ağırlayan bölgelerimizden İzmir'in Menderes ilçesi Gümüldür beldesinden, Dalyan’in karetta karettalar memleketi İztuzu plajına kadar dolaşma imkanımız oldu.

Kaldığımız yere yakın olması nedeniyle Selçuk ilçesinin, sizlerin de bildiği o meşhur Maya uygarlığı takvimine göre kıyametin kopacağı-dünyanın sonunun geleceği, sadece Fransa'nın Bugarach köyü ile Selçuk ilçesinin Şirince köyünün sağ kalacağı beklentisi ile 2012 yılının 21 Aralığında dünya medyasının akın ettiği Şirince köyüne bayram sonrası biz de uğradık.

İlçeye 8 km uaklıktaki Saklıkent vadisi tabir edilen vadinin yamacına konmuş adı gibi şirin köy. Bir zamanlar Rumların yaşadığı 1923’teki mübadele ile de Yunanlılarla Türklerin yer değiştirdiği köyde yetişen her çeşit meyveden üretilen ünlü şaraplarıyla ticaret merkezi haline gelen ve bir zamanlar yabancı turistten geçilmeyen Şirince, 5 bin nüfuslu ilçe iken, yol geçmesi sonucu gelişen ve 1942’de ilçe olan Selçuk’un köyü olmuş, bugünkü 500 nüfuslu bir mahalle olarak turizmdeki yerini korumuştu.

Çarşı esnafının yoğun olduğu daracık sokakları, butik otel, kafe, restaurant, pansiyon işletmeciliği, turistik eşya satan ve yöresel ürünlere ait tezgahları ile yarışan ve ziyarete açık 2 kilisesi olan köyde ilk göze çarpan şey; araçları harman yerlerine yönlendiren, ardarda dizilmiş otopark ücreti tabelaları oldu. ‘otomobil 10 TL, minibüs 20 TL, otobüs 30 TL' yazılı tabelalar kervanına Selçuk belediyesi de katılmıştı. İmkanları mı kısıtlıdır, neydi... Koca dağda otopark parasına verilen önem, alış veriş pazarının önüne geçmiş gibiydi.

Önceki yıllarda yabancı turistten geçilmeyen köyde, yabancı turist sayısı oldukça düşmesine rağmen, bayram ve tatil gibi özel günlerde, günde 10 bin kişinin girip çıktığı söylendi. Yerli ve gurbetçi turist de alışverişten çok, gezinip tarihi ve kültürel eserleri izlemeyi yeğliyordu. Biz de Şirince’yi gezip daha sonra birkaç hediyelik eşya alıp, kumda pişen kahvemizi içtikten sonra, 1 kilometre yakınındaki Nesin Matematik köyüne gittik. Doğa ile başbaşa, sessiz sakin Tarihi ve kültürel dokusu korunmuş mekanlarda yapılan dersler arasında pırıl pırıl lise öğrencilerini-geleceğin bilim adamlarını görünce mutlu olduk.

Gezmek istedikleri Efes Antik Kenti giriş ücreti kişi başı 40 TL olması nedeniyle, içeri girmeden geri dönen ailelerle karşılaşınca, bu tarifenin kalabalık aileleri tatmin etmediği görülüyor. Alternatif çözüm olarak şu anki 50 TL sınırsız müze kart abonelik uygulaması teşvik edilebilir.

Son yıllarda yaşanan bazı fay hatlarındaki kırılganlıklar nedeniyle yabancı turist sayısındaki azalmayı da dikkate alarak; gücü, tartışılmaz dev bir sektör haline gelen Turizme önemli yatırım yapan işletmeci, esnaf ve tüzel kişilikler; yerli ve gurbetçi turistin önemini hiç yabana atmadan, yolunacak kaz gözüyle bakmadan, eylül ayı gibi yaprak dökmeden, hizmet etmeliler kendi adına... diyorum.

Mustafa DURSUN