Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '11

 
Kategori
Futbol
 

Kod adı: GS-FB (7 Aralık’da TT Arena’da tek gösterim)

Kod adı: GS-FB (7 Aralık’da TT Arena’da tek gösterim)
 

Çankaya’nın “Şike Yasası”nı veto ettiği, “Şike İddianamesi”nin mahkemeye sunulduğu, TFF Başkanı’nın UEFA’ya ve Cornu’ya laf söyleyemediği, ama programın elemanı gibi özel bir televizyon kanalında Fenerbahçe’yi suçladığı, 7 Aralık’taki derbiye katkı olsun niyetiyle Ünal Aysal’ın vetoya sevindiğini belirttiği, yasaya destek veren partilerin, başta AKP’nin yasayı olduğu gibi Çankaya’ya göndereceğiz dediği, veto edilen yasanın pazar gün Meclis’ten olduğu gibi çıkma olasılığının bulunduğu.... bir ortamda, TT Arena’da, işte, size film misali bir derbi galası/ ilk ve tek gösterimi:

Kod adı: GS-FB

Gösterime sadece Galatasaraylı taraftarlar davetlidir. Fenerbahçeli taraftarlar, renklerini belli etmeden tribünlerdeki yerlerini alabilirler.

*****

Fenerbahçe-Galatasaray maçları, ortamın rengi ne olursa olsun, farklı bir tattadır.

Kimi futbolseverler, her ne kadar, şike iddialarıyla  maçlardan soğuduklarını söyleseler de, Fenerbahçe-Galatasaray maçları söz konusu olunca, “Ah bir yensek”, “Bu kez de yensek...” gibisinden yaklaşımlarla maçın havasına girilir.

Maçın havasına girmek kolay da, ya maç sonra girilecek hava ne olacak?

Fenerbahçe’nin beklediği doğrultuda alınacak sonuç, Galatasaray için, Kadıköy korkusunu/ tedirginliğini artıracak. Sanıyorum, özellikle Hasan Şaş, anılardan yola çıkarak futbolcularına moral aşılamaya çalışacak.

Ya Fenerbahçe?

Yenerse keyiflerine diyecek yoktur! Berabere kalmak da aradaki farkı koruyacağına göre, o da hiç yoktan iyidir!

Yenilirse, “Bu kez de böyle olsun”la geleceğe bakılır!

*****

Fenerbahçe-Galatasaray derbilerini Kadıköy dışında tahmin etmek o kadar kolay değil. Hele, futbolda her şeyin arapsaçına döndüğü, futbolu döndürmekle yükümlü TFF’nin ve başkanının başının iyice döndüğü, kimi sorumluların sorumsuzca/ keyfi davranışlarıyla takım kayırdığı/ törpülediği bir ortamda, ibrenin, kimden yana olacağını kestirmek de zor. Galatasaraylı taraftarlar için ortada “kötü” örnekler de var.

Anımsayalım, en iyisi Galatasaraylı blogdaşımız Bekir Gümüş’ün son yazısından bir alıntıya yer verelim:

“Ben Fenerbahçe’nin neredeyse orta sahayı bile geçemediği, Samuel Johnson’un serbest vuruşu yaratana sığınarak kullandığı ve Emre’nin bi tarafına çarparak Taffarel’i ters köşeye bırakıp kaleye girdiği o maçtan beri derbilerinin favorisinin olmadığına inananlardanım.”

Bu ortamda, gel de Bekir Gümüş’e hak verme!

Bu derbinin favorisi yok, ama kimin ne yapacağı/ yapması gerekeceği/ yapamayacağı var.

Özetle ne diyor Bekir Gümüş?

“Ancak gölü atsa bile, ikinci golü atma gibi isteği ve kabiliyeti konusunda fakir olan Galatasaray’ın, hızlı adamları formda bir Fenerbahçe karşısında işinin çok zor olduğunu söyleyebilirim.”

*****

Galatasaray’da hakemi aldatmaya yönelik hareketleri çok iyi bilinen futbolcular var. Baros, topu eliyle önüne almayı, bu yolla avantaj sağlamayı huy edinmiş. Gerekli gördüğü yerlerde de, kendini yere bırakmayı, futbolunun bir parçası olarak görüyor.

Baros’a bu yıl bir de Eboue eklendi. Beşiktaş maçında kıçına gelen plastik su şişesi kafasına gelmiş gibi kıvrandı. Gençlerbirliği maçında ise rakibi dokunmadı bile, kendini yere attı, hakem de faul yapıldı diye rakibe sarı kart gösterdi.

7 Aralık’ta, maç TT Arena’da olduğuna göre, Baros ve ona özenenlerin söz konusu ettiğimiz hareketlerine tanık olmak, büyük bir olasılık.

Galatasaray’da Fenerbahçe’yi zorlayacak futbolcuların başında, her ne kadar eleştirsek de, Baros gelecektir. İyi gününde olan Selçuk İnan, orta alanı denetimi altına alır, iyi paslar atar, ortalar yaparsa... Kazım, çocuksu hareketleri bırakır, oynar mı, bilemeyiz.

Gol umudu görülen, bir hafta zorunlu dinlenen Elmander, gol kaçırmaya devam mı der, gol mü atar?

Ya geridekiler, ağır kalacaklar?

Fenerbahçe’nin “hızlı adamları” Galatasaray savunmasını zorlayacağı gibi, savunma da “kart”lara açık...

*****

Fenerbahçe, son maçlarda iyi görünmese de, savunması açıksa verse de, bu sezonu “onur mücadelesi” olarak adlandırıldığı için, Galatasaray karşı daha bir diri çıkacaklardır sahaya. Fenerbahçe’de gözler, özellikle Alex’te ve oynarsa, Caner ile Stoch’ta olacaktır.

Dia, oynar mı, oynarsa, Galatasaray savunmasını çok zorlayacaktır.

Ya Emre?

Islıklar altında nasıl oynayacak?

Milli maçlarda Emre’nin protesto edildmesi ne kadar yanlışsa, bu maçta o kadar doğru olacaktır.

Emre, bu maçın kahramanı olabilir.

Gökhan Gönül, çoktandır gönülsüz oynuyor, bu maçta gönülden oynarsa, Fenerbahçe rahatlar...

Galatasaray savunmasını zorlayacak hızlı futbolcuların olması, Galatasaray’ın işini zorlaştıracağı gibi, kart görme olasılığını artırabilir.

*****

Kuşkusuz maç öncesi söylenenler, çoğu kez, niyetin tahmin olarak sunulması...

Teknik adamların taktiklerinin ne ölçüde sahaya yansıyacağını göreceğiz. Galatasaray da, Fenerbahçe kazanmak, Fenerbahçe, hiç olmazsa berabere kalmak için oynayacaktır.

Hiç beklenmedik pozisyonlar golle sonuçlanabilir.

Bakarsınız oynayan kazanır.

Bakarsınız, oynamayan....

Volkan ile Muslera “kahraman” olursalar, buna şaşmam!

Bekir Gümüş, bir futbolsever olarak “Galatasaray taraftarlarının centilmen olmalarını diliyorum.” diyor.

“Centilmenlik” sözcüğün anlamı çok derin.

Keşke, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal da, aralık bulduğu kapıdan içeri dalacağına, hiçbir kulüp başkanı veto konusunda görüş açıklamazken alkışçılar safında yer alarak “Cumhurbaşkanı'mız Abdullah Gül'ün yasayı veto etmesi doğru bir hareketti.” demeseydi.

İyi seyirler!...

TURGUT ÇELİK/ Mersin
 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..