Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '13

 
Kategori
Kültürler
 

KonukYazar: Prof.Dr. Tamilla Abbashanlı

KonukYazar: Prof.Dr. Tamilla Abbashanlı
 

Azerbaycanlı yazar Prof.Dr. Tamilla Abashanlı Aliyeva.


Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Tamilla Abbashanlı Aliyeva  Gazeteci /  araştırmacı yazar İsa Kayacan'ı anlatıyor. Bugün  Prof.Dr. Tamilla Abbashanlı  Aliyeva Hanımı köşeme aldım, bakalm  Prof.Dr. İsa  Kayacan için  neler  diyecek.

Sözü  Azerbaycanlı  Prof. Dr. Tamilla Abashanlı Aliyeva'ya bırakıyorum: 
 
AZERBAYCAN SİZİ ÇOK ÖZLEMİŞ, İSA HOCAM…

Prof. Dr. Tamilla Abbashanlı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Öğretim Üyesi

Çok değerli İsa Hocam! Burdur’un Saz ve Söz Ustaları–2 kitabınızı elime aldım, okumaya başladım, yazı yazacaktım, ama birden dedim ki, bu günlerde Azerbaycan’da Bakı’da Kafkas Üniversitesinde düzenlenen  “Türk dünyasını Işıklandıranlar –Mehmet Akif Ersoy ve Hüseyin Cavit” toplantısına gedmiştim, orada her kes sizi sordu, neden onları unuttuğunuzu Bakı’ya gedmediğinizi söylediler. Ben de Size sormadan:-Mutlaka gelecektir-dedim.
          
Değerli Hocam! Bakı’da nereye geddimse Siz de benimle idiniz. Her yerde sizi gördüm, sözlerinizi hatırladım. Hatırlıyor musunuz, 2003’ün güzel bir Haziran günü idi. Elçin muallim, onun güzel kızları Ayşen ve Aydan’la H.Aliyev adına Hava Limanında Sizi karşıladık. Elçin muallim Sizlere takdim etmek için kızların kucağını çiçekle doldurmuştu. Heyecanla uçaktan indiniz, karşıladık Sizi, kızlar gülleri size takdim ettiler, heyecanla aldınız, kokladınız, gözlerinizden iki damla yaş aktı çiçeklerin üzerin, dudakların titreye titreye:- Çok şükür, Allah’ım. Azerbaycan’ı görmek, onun çiçeklerini, güllerini koklamağı bana nasip ettin. Şükürler olsun… Ömür boyu bu günü bekledim, annem- babam, akrabalarım bu günü arzuladılar, hep Azerbaycan’da kan kardeşlerimiz var, onları görmek istiyoruz-dediler, arzuları yüreklerinde fani dünyaya “elveda” dediler. Şükür Allah’ım bana nasip ettin…
          
Senin sözlerin hepimiz duygulandırdı, her kesin sözü boğazında düğümlendi, kaldı… Böyle hazin duygular içinde arabalara bindik. Her yanı dört gözle seyir ediyordun… Az kala Elçin Beye deyecektin ki, arabayı durdur, inim toprağı öpüyüm. Zaten Elçin Beyin evine ulaştığımızda sakin bahçenin içine gittin, çiçeklerin dibinden toprak aldın, öptün, en değerli, en kıymetli mücevher gibi yeniden yerine koydun… O zaman bir daha inandım ki, İsa Hocam Azerbaycan’ın vurgunudur, Azerbaycan fedaisi, Azerbaycan sevdalısıdır.
          
Gittiğimiz günün sabahı Fahri Hıyabana gittik, oradan Azerbaycan şehitliğine, oradan Nuru Paşanın askerlerinin simvolik mezarlarını ziyaret ettik. Bir gözünüz gülüyordu, Azerbaycan’a gelmiştin, Karabag şehitleri, 20 Ocak şehitleri ve Nuru Paşanın ordusunda şehit olanları – kardeşleri kucag kucağa uyuyan gördüğün için, Azerbaycan’a geldiğin için, onların ölmez ruhunu sevindirdiğin için bir gözün gülüyordu. Fahri Hıyabanda Azerbaycan’ın ünlü insanlarının mezarlarını ziyaret ettin, heykellerinin önünde susup durdun. Dilinde bu sözler süzüldü:-gerçekten Azerbaycan’a sanata, sanatkâra değer verilir.
 
Azerbaycan azatlık mücahidi Ebülfez Elçi Beyin, Azerbaycan’ın tanınmış siyasi hadimi H.Aliyev’in mezarlarını ziyaret ettin, mezarların üzerin güller bıraktın…
          
Azerbaycan Yazarlar Birliğindeki konuşmanızı unuta bilmiyorum Hocam… Her kes seni dinlemek yok, sözlerini su gibi içiyordular. Azerbaycan Türkiye kardeşliği hakkında ne güzel sözler söyledin. Her kes duygulandı. Televizyoncular, gazeteciler, dergilerde çalışanlar etrafınızı tuttular, sorgular, sualler… hiç bitmedi… Size fahri doktora, fahri profesör unvanı verilecekti… Ne kadar insan sizi kutlamaya geldi. Tebrik için size takdim olunan çiçekler, güller salonu gül bahçesine gönderdi… Sizin hakkınızda ne güzel konuşmalar yaptılar. “Vektör” Uluslar arası Bilim Merkezinin başkanı Prof.Dr.E.İsgenderzade, Asya Üniversitesinin rektörü Prof.Dr.C.Nagıyev, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkan yardımcısı R.Macit, “Mehseti” dergisinin başyazarı, “Mehseti” Şairler meclisi Başkanı Doç.Dr.F.Leman, Bakı Devlet Üniversitesinin muallimi Doç.Dr.T.Abbashanlı, Nail Tan, H.İvgin, “Kitap Evi” İçtimai Birliği Başkanı Doç.Dr.S.Ahmetli, “Yada Düştü” dergisinin başyazarı N.Memmetli ve başkaları…Onlar o kadar çok ki…Konuşmayanlar üzüldüler, size yaklaşıp yürek sözlerini ilettiler…
          
Sabahı gün Azerbaycan’ın eski başkenti güzel diyar Gence’ye gittik…Nizami Gencevi’nin ölmez ruhu Gence’de bizi bekliyordu..Trenden iner-inmez dünyaca ünlü, Türk dünyasının büyük şairi N.Gencevi’nin makberesini ziyaret ettik. Bakı’dan getirdiğimiz taze karanfilleri mezarın üstüne koydun ve dedin:-Ulu şair, ziyaretine geç geldik, ama onu bil ki, bir gün bile seni unutmadık, hep eserlerini okuduk, hep bura geleceğimiz günü düşünerek yaşadık. Şükürler olsun… Oradan Azerbaycan’ın en güzel gölü Gök göle gittik, Gence nehrinin kenarında yemek yedik. Oradan Karabag şehitlerinin mezarlarını ziyaret ettik. Defterin, kalemin elinden düşmedi. Hep notlar aldın, mezarların üstünü okudun, ağıtları yazdın…Sonra onları bir bir bana okudun, yine gözlerinde yaş damlaları..Üzüldün o gencecik canlara…Vatan toprağını al kanlarıyla suvaran yiğitlere üzüldün:
 
Azizim, soymayın,
Cellât derim soymayın,
Vatan deyip ölüyorum,
Beni mezara koymayın…
 
Azizim, diken oldu,
 
Diken de söken oldu.
Düğün elbisesi istedim,
Kefene büken oldu…
 
Bu ağıtlarda ne kadar derin felsefi anlam olduğu hakkında konuştun.
Gence’nin en ünlü parklarından birinde Azerbaycan’ın ünlü kadın şairi Nigar Refibeyli’nin heykeline güller koyduk, onun esrelerinden sohbet açtık. Nigar Beyin ailesinin üyeleri ilk demokratik (1918 yılında) Azerbaycan Cumhuriyeti döneminde üst düzeyde mesul işte çalışmıştır. Sen Nigar anımın “Ala gözlüm senden ayrı geceler”…şiirini ezbere söyledin. Bu şiirin sözlerine bestelenmiş şarkını da sevdiğini dile getridin…
          
Çok değerli İsa Hocam… Azerbaycan’daki günler kuş gibi uçup gitti. Ayrılık demi geldi… Seni ve dostlarını Azerbaycan Hava Limanına getirdik… Yolboyu dönüp senden uzaklaşana, ama senden ayrılmak istemeyen Bakı’ya bakıyordun. Bunu sadece ben his ediyordum, çünkü biliyordum ki, Bakı’nı çok seviyorsun, ondan ayrılmak istemiyorsun. Ona göre sakince kulağına fısıldadım:-üzülme, Hocam, inşallah, yine geleceksin. Ne Bakı sana doydu, ne sen ona…

Şimdi yeniden size diyorum:-Değerli İsa Hocam! Bakı, Bakı’daki kardeşleriniz, dostlarınız sizi çok özlemiş. Zamanınız olduğu zaman kısa bir kaçamak yapın Bakı’ya… Dostlarınız intizarda koymayın. Sizi seven Bakı’yı, sizi özlemiş Hazar’ı bir de ziyaret edin…Ben bu defa korkumdan Hazar’ın kıyısına gedmedim, çünkü Hazar Sizi getirmeği benden rica etmişti, ben ise sizsiz gedmiştim, mahcup idim hazar’ın yanında.. Hazar hep rüzgârlarını gönderdi yanıma, hep kulağıma: -Hazar İsa Beyi bekliyor –dediler. Ben bunu size iletiri, haberiniz olsun. Hazar’ı, Azerbaycan’ı üzmeyin..Azerbaycan sizi bekliyor, İsa Hocam…

*******************************************************

Not: Prof. Dr. İsa Kayacan'ın bir  ara ameliyat olduğunu  duydum, geçmiş olsun ve  acil şifalar diliyorum. Prof. Dr. Tamilya  Abashanlı'ya da İsa  Kayacan'ı  bizelere  çok güzel  anlamışlardır.  O'na da buradan selam ve saygılar gönderiyorum. A.Kadir Güler.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..