Konut satışı için 1453 tarihini istismar etmek

Son beş yıl içerisinde ünlenen A.A. adlı bir müteahhidin Maslak semti alanı içerisindeki gerçek bir ormanlık alanı göstererek hayali bir konut projesi tanıtımını yaklaşık yirmi günden bu yana seyrediyoruz. Maketini gördüğümüz konut alanı en az on beş gökdelenden oluşuyor. Yıllardan beri usul usul imara açılmış olan ormanlık ağaçlık alanda satışa sunulan konutların ‘metrekare birim fiyatları 3 bin 900 TL'den başlıyor’ muş!

Maslak 1453 İstanbul Türkçe, İngilizce ve  Arapça olarak pazarlanıyor. (55) metre karelik bir 1+0’lık bir konutun (268.000) TL’den başladığını öğrendim az önce. Dev kuleleri, teras konutları, meydanları, cafe’leri, sanat ve moda merkezleri ile 1453 metre uzunluğundaki (!) 1453 Caddesi  şimdilik ‘hayal’ de olsa göz kamaştırıyor gerçekten. İstanbul'un 1453 tarihindeki fethine vurgu yapıldığını anladığım bu yaklaşım bana çok yanlış geliyor. Konut alanının neden 1453 olarak adlandırıldığının anlatılmadığı bir durum var ortada. Birileri birilerine tarihe ne kadar düşkün olduğunu mu anlatmak istiyor acaba? Bu çakma tarihçilik tutkusunu kim kime aşılıyor sanırım bunun da sorgulanması gerekiyor.

1453 gibi kutlu bir tarihin arkasına sığınarak neler yapıyor A.A. adındaki bu müteahhid? Sermaye birikimi bakımından arkasında kimler var? Ortakları kimlerdir? Yeni bir müteahhit olarak bugüne kadar gerçekleştirdiği satışlardan ne kadar vergi ödemiştir bilen var mı? Her bir konutun satış bedeli; bir sanayi üreticisinin mallarından belki  iki bin kadarının bedeli ile ölçülebileceğine göre kazanılan paranın miktarını umarım Maliye Bakanlığı’ndan birileri hesaplamıştır. Bence söz konusu vergi ödemeleri ile A. A. bugün Türkiye’nin En Çok Vergi Ödeyen (EÇVÖ) adamı  olmalı idi. Bunu ne gördük ne de duyduk!

Konut satışı için tarih içerikli böyle bir reklam tanıtım kalkışması sanırım bir tek bizde vardır dünyada. Türk tarihi kadar Avrupa tarihi için de 1453 tarihi çok önemli.  Batı’daki aydınlanma be reform hareketleri için Avrupalılar bu tarihi pek abartmasalar bile 1453 önemli bir dönüşümü vurgular. Çünkü Avrupa tarihi için Doğu Roma'nın yıkılışı bir felakettir, bu da unutulmaması gereken bir konudur bence. Sorunun bugün 1453 ile yeniden gündeme getiriliyor olması bakımından bir konut yap satçısı ya da müteahhidi için ‘tarihi istismar etmek’ de nereden çıktı, anlamak gerçekten zor. Özellikle söz konusu ormanlık alanın 29 Mayıs 1453 gününden sonra Osmanlı atalarımızın eline geçmiş olmasından dolayı çok büyük sevinç duysak bile bir bakıma Doğu Roma İmparatorluğu’nun da mirası olan söz konusu ormanlık alan nasıl olur da konut yapımı için birilerine satılabilir?

Atalar mirası ormanlık alana 1453 konut mu yapılıyor yoksa konutların sıralanışı görsel olarak FATİH olarak mı okunuyor? Nedir bu 1453!? AB Bakanlığı AB için tam üyelik yolunda sözüm ona ilerlenirken Constantinople'un  Osmanlı Sultanı II. Mehmet Han tarafından alınışının yeniden belleklere kazınmasına ne der acep!? Küresel ısınma tehlikelerinin üretimden çevrefelaketlerine kadar sık sık görüldüğü günümüzde orman ya da ağaç ‘kıyımı’ kadar ürpertici bir konu var mı bilemiyorum. Bu alanda çok karlı bir alan olan konut pazarında kıran kırana bir 'orman kıyımı' akımı başlar ise bunu vebalinden hiç bir yetkili kurtulamaz. Ben A.A. adındaki bu müteahhit ‘tarihi istismar etmek’ gibi bir yanlış içinde bulunduğundan bir an önce durdurulmalıdır! Şehircilik Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlıkları ne yapıyor bu orman kesimi için onların belgelerini gören var mı!? Öyle olmasa bile bazı ‘duygusal’ ilişkilerin varlığına dönük kuşkularımızı nasıl silip atabiliriz ki?

Bence bu tür resmi 'orman kesimi'  ya da bazı alanların imara açılması sarmalında kimi karanlık işler yok mudur?  Ülkemizdeki bürokrasinin özellikle toprak konusunda hak arayanlar için ne kadar çetrefil olduğunu düşündükçe Maslak Ormanları içerisine büyük bir konut alanı açılmasına bir türlü aklım ermiyor. Eğer bu olay geçen yıl yasalaştırılan (2B)  uygulamalarının (ki bana göre bu yasa bir an önce yürürlükten kaldırılmalıdır) bir sonucu ise ülke çapında daha nice tarihi olaylar talanı ve ormanlık alanların konut yapımına açılması gibi acı olaylar göreceğiz.

Söz konusu müteahhidin orman içerisindeki bir at üstünde gezinerek tanıtımını yapmaya çalıştığı konutları bakalım hangi tuzu kurular ile yeni zenginler ve bazı yabancılar satın alacak. İnşallah bir gün bunları da öğreniriz. Şu an için böyle bir öğrenme şansımız yok; çünkü henüz ülkemizde hiç bir konuda olduğu gibi ‘şeffaflık’ konusunda da emredici bir yasa bulunmuyor. Kaldı ki nereden buldun konulu bir yasa da olmadığından na savcılar ne de her hangi bir kişi mal varlıklarından kuşkulanarak hiç kimse için dava açamıyor.

İşte bu yüzden İnşallah bir gün bunları da öğreniriz, diye yazmak zorundayım. Bu konuyu da umarım başta anlı şanlı hukukçular ile TBMM çatısı altında önlerine gelen kimi yasa tasarılarını onaylamak için kurgulanmış çoğu milletvekilleri bir tarafa yazacaklardır. Bence ormanlık ve ağaçlık alanların konut yapımına açılması bu kadar kolay olmamalı. Hiç kimse de kendi satışları için, hiç bir gerçekçi neden olmadan tarihi olayları istismar etmemelidir. Para kazanmak için her şeyin mübah görülmeye başladığı günümüzde ‘1453’ vurgulu konut satış dalgası bir son olur umarım. Bence konut satışı için 1453 tarihini istismar etmek hiç de güzel olmamıştır!