Köpek tartışması üzerine

Hazır olayın üstünden 3 gün geçmişken sakin kafayla yazayım. Açıkçası hiç bir şey yazasım yok. Hem de hiçbir konuda. Ancak şurda akıllı uslu bir yazı görememek, bu yöndeki inadımı kırmama yardımcı oldu. 

Çok şükür ki; birkaç gündür Lig Radyo'da canlı yayına bağlanan gerçek "taraftar"lar içimi biraz rahatlattı. Gerek GS, gerekse FB taraftarı içinde, kendi tuttuğu takımdaki "fubolcu-yönetici-taraftar" üçgeninin her bir kenarını ve açısını eleştirebilecek olgunluktaki insanların, sandığımdan fazla olduğunu görerek bir parça mutluluk duydum. 

Son yıllarda alışkanlık olduğu üzere her maçta; yukarda "koyu harflerle" zikredilen, düne kadar sandığımdan daha az sayıdaki güruhun, maç öncesi ve/veya sonrasında oluşturdukları tablo hemen hemen aynı. Kimisinde renklerin biri kırmızı, kimisinde lacivert. Diğeri ortak: Sarı.

Olaya "taraftar" gözüyle bakmak en doğrusu aslında! Ben, bu sayfalarda, her zaman "ben tarafım" diye ısrarla söyledim. Ancak, görüyorum ki; benim anladığım / anlattığım "taraf" ya da "taraftar" olmakla, burdaki koca koca adamların anladığı "taraf" olmak aynı değilmiş! Ne yazık?

Beklerdim ki; herkes değilse bile; en azından yarısı kalksın, "şu bizim futbolcunun bu hareketi yanlıştı" diyebilecek kadar cesur olabilsin. Kendisine doğruyu söylemekten korkan insanların yazılarını okumaktan; o yazıların buralarda yer bulmasından açıkçası utanıyorum! Bu "köpek" olayı; Melo ya da Volkan ile ilgili değildir. Onların terbiyesizliklerini besleyen "yönetim-taraftar-medya" üçlüsünün olayıdır. 

Hele hele; es-kaza edebiyat öğretmeni olmuş, "kelime oyunu" yaptığını zannedip, aslında ilkokul seviyesinde şark kurnazlığı yaparak sevimli görünmeye çalışan; ama gel gör ki; kendisini eleştiren bir yorumu bile yayınlayamayacak kadar korkak olanlar. Hele hele; hiç utanıp sıkılmadan "kumpas kurulduğunu, linç kampanyası" olduğunu iddia edenler.. Siz zaten hiç yayınlayamazsınız yazdığım yorumu. Korkarsınız. Yazık size.. Gerçekten acınası haldesiniz. Ama benden korkmanıza gerek yok; ne Melo gibi "köpek"lik yaparım, ne de o çok sevdiğiniz Volkan gibi "köpekle tay" olurum.. Doğruyu, önce kendinize, sonra satırlarınıza yakıştırdığınız zaman da ilk elinizden öpen ben olurum! 

Ama ilk önce kendinize, yazdıklarınıza bir bakın. Öyle resimde gülümsemekle olmuyor beyler. Yazdığınız yazılara baktığımda, içinizde binlerce Melo, binlerce Volkan görüyorum ben. Tamam, belli bir yaştan sonra insanın değişmesi zor ama, imkansız değil. 

Naçizane ricamdır sizden;

Kulübünüzü sevin, ölesiye sevinin galibiyetlerinde, kupalarında.. Ama başkanına-futbolcusuna-antrenörüne tapmayın! Her söylediğini emme-basma tulumba gibi kabullenmeyin. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten çekinmeyin. Uunutmayın ki; başkanlar, teknik direktörler, futbolcular geçicidir. Bakın; Hagi, Alex, Zico, Terim, Kocaman, Yanal, Mancini...Ve de başkanlar.. Hepsi gitti; kulübünüz baki kaldı. Öyleyse, baki kalacak olan kulübünüzse, asıl sevginiz "renk"lere ise... Peşini bırakın bu pis çapulcu tayfasının. Yanlışlarına "yanlış" deyin. Ben kendi kulübümün başkanının yanlışını söylersem dikkate alınır. Senin kulübünün yanlışını söylersem "hasedinden yapıyor" dersiniz.

Son Dakika: Haber doğru ise FB kulübü, Volkan'ı savunmak için "bu adam kendisine zaten köpek denmesini seviyor" şeklinde bir dosya hazırlamış. Eğer gerçekten böyle birşey olursa; disiplin kurullarının Volkan'a değil; bu savunmayı getiren adamlara ceza vermesi gerekir! Hem de ömür boyu bütün spor dallarından men etmesi gerekir. Zira bu şekilde sözüm ona "savunma" vermek; bütün spor severler ile alay etmekten başka bir anlam içermez benim gözümde..