- Kategori
- Pazarlama
- Okunma Sayısı
- 893
Kör yazılar...

Can Dündar’ın sitesinde “Sahte yazılar” başlıklı bir bölüm var..
“Bu bölüm için yıllardır internette dolaşan fakat bana ait olmayan yazılar” demiş Can Dündar.
Başkasından alıntı yapmayı, yazının alıntı olduğunun altını çizmemeyi bir şeklide anlıyorum da!
Kendi yazdığı yazıya neden başka bir yazarın imzasını atar insan?
Nasıl bir ruh hali bunu yaptırır?
“ Bak oğlum Can Dündar'ın bir yazısı, ben bayıldım. Oku bakalım beğenecek misin?”
Yazı muhataba okutulur.
“ Valla harika, adam müthiş be kardeşim, ne yazsa okunuyor”
“ Ben yazdığım oğlum o yazıyı”
“ Yeme lan beni!”
“ Vallahi ya!”
“ Anladım ben yazının Can Dündar’a ait olmadığını ama belli etmedim”
“ Nereden anladın?”
“ Tarzından……Bir de konu bütünlüğü yok yazıda….. Başı sonu belli değil…
***
Üç yıl bir bira firmasında yöneticilik yaptım…
Pazar payı belli, insanlar bizim şişenin içine ne koyarsan koy içmiyor..
Meyhaneleri dolaşıp tattırma yapıyoruz..
En büyük silahımız; kör test…
“ Merhabalar afiyet olsun.”
“ Sağ ol kardeşim buyur.”
Meyhanelerin raconunda vardır bu, hangi masaya selam verirseniz o masaya davet edilirsiniz.
“ Ağabey kaç senedir bira içiyorsun?”
“ Ben diyeyim yirmi sen de yirmi beş”
“ Ağır içicisin yani?”
“ Sapına kadar”
“ Ben şimdi beş tane bardağa farklı biralar koysam sen hangisinin yıllardır içtiğin bira olduğunu anlayabilir misin?”
“ Anlamam mı hiç! Anlarım tabii, ömrüm buralarda geçti benim kardeşim”
Ben hemen meyhanenin mutfağın geçiyorum. Beş bardağın hepsini bizim biradan dolduruyorum..
İşin püf noktası, biraların hepsinin buz gibi olması...
Bardakları masanın üzerine koyuyorum..
O esnada Ağabey değişiyor “gurme” oluyor..
Biraz da biz onu havaya sokuyoruz, ağzındaki tat değişsin diye bir parça ekmek yemesini tavsiye ediyoruz..
Fırsat bu fırsat deyip köfte ekmek isteyenlerde oldu ya, konumuz o değil..
Ağabey başlıyor sıra ile bardakları yarıya indirmeye, her yudum alışta duraklıyor, birayı ağzında çalkalıyor.
Sonra içlerinden bir tanesini seçiyor..
“ İşte bu”
Aferin sana koca çocuğum…
Üç yılda yüze yakın meyhane dolaştım bu dolmayı yemeyenine rastlamadım…
***
Kıssadan hisse; marka olmak zor..
Markalarla mücadele etmek çok daha zor…
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Kolay olan dolmaları yemek:)kim işine hangisi gelirse veya canı ne olmak isterse o dolmayı yiyip,o markanın dayanılmaz hafifliğine tav oluyor ... dermişim:)
A1b2c3 23.10.2007 14:14- Cevap :
- “Deeermişim” değil, öyle zaten.. 23.10.2007 17:50
Doğru bir yaklaşım olmuş, bir şeyleri ispatlamak çabası içindeyken gerçek doğruları ıskalıyoruz, sonrada dolmayı yiyoruz...Sevgiler
Meyman 17.10.2007 12:53- Cevap :
- Doğruları ıskalamanın altında yatan nedenlerden biri, ön plana çıkma isteğimiz. “Bilirim” deyip de bilemeyenlerin yüzündeki ifade, çizilecek, anlatılacak gibi değil..Ardından itirazlar...Teşekkürler.. 17.10.2007 13:36
Gülümsetirken de nadiren düşündürebilenlerdensin. Yüreğine sağlık. İçinde ne olursa olsun, öyle markalar var ki üstüne vurunca gerisi yalan oluyor...
A y s a n c a 16.10.2007 0:14- Cevap :
- Haklısınız çok teşekkür ederim.. 16.10.2007 12:50
Ey Ali; Ekmeğimi kazandım da yedim:-) ağzımın tadı yerinde, söyle şu biraları tatmaya geliyorum:-) Kesinlikle anlarım benim biranın hangisi olduğunu:-) Ne güzel bir dünyaymış bu:-) Sevgiler sana... seni okumak keyif...
yeşilsoğan 15.10.2007 11:06- Cevap :
- Ayrıldım ki ben o işten, sen istediğin zaman gel ama ! Bardak bol, birada ...Selamlar.. 15.10.2007 14:41