Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
Deneme
 

Korkma, yaşamaktan!

Korkma, yaşamaktan!
 

manzararesimleri.net


Her şeyi bir anda bir kenara savurup yeniden başlamak hayata. Hayal kırıklıklarını, yanılgıları, kırgınlıkları ve hayatın en onulmaz yerinde çıkan yanlışları. Tuz buz edip bir anda savurmak dört bir yana.

Hintlilerin ölülerini yakıp, küllerini savurdukları gibi belki de. Biz de yok edebilsek her şeyi bir anda, ruhları kalsa bize ders verircesine. Bir daha aynı yanılgılara düşmemek adına.

Yeni bir hayat! diyebilmek. Yeni bir sen eder mi?

Kim bilir belki de yeni bir sende doğar yeni bir hayat. Aynı manzaraya başka bir yönden bakmak gibi.

Uzun zamandır biriktirmiyorsun eskileri. Onları gerektiğinde atmayı öğretti hayat çekmecen. Öylesine doldurmuştun ki içini ite kaka kapatıp açıyordun artık. Yenileri de koyamaz olmuştun, aradığını bulamaz olmuştun. Hala tıkmaya uğraşıyordun eline geçen ne varsa ama bir gün elinde kalıverdi çekmece dağılmıştı. Hayatın çivisi çıkıvermişti işte.

Lüzumsuz ne varsa atmayı öğrendin böylece. Eski ama nadide parçalar kaldı geriye. Baş köşeni ayırdın onlara, başucu kitabın gibi hemen yanı başında. Tozlanmamışlardı da zamanın onlara hükmü yok gibiydi. Uzun bir süre yanlarına hiçbir şeyi yakıştıramadın.

Ama bir gün kaybettiğini sandığın küçük sandığını buldun depoda. Çok uzun zamanlardan beri ilk defa, gözlerinin içinin güldüğünü gördüm o gün aynada. Seneler sonra ben de ilk kez görür gibiydim seni, öylesine değişmiştin ki o eski ayakları yere basan, duygusallaştığında ise göklere kanatlanan insan oluvermiştin.

Mutluluğun eline, yüzüne, hareketlerine hatta mimiklerine bile yansımıştı. Durup durup gülümsemelerin, bir türlü bir yerde duramayışların sanki yılları geri almıştın hayattan. Dondurmasını eline alan bir çocuk iştahı ile öyle bir sarılmıştın ki hayata bir anda. Ne kerametli sandıkmış o ki. Geri verdi sana gerçek benliğini.

Pas tutmuşluğundan sıyrıldın ya , görmeye de başladın etrafındaki her bir şeyi gerçekliğiyle. Kızıyordun artık kendi kendine “nasıl bunca zaman, bu kadar kör olabildim ?” diye. Bu sandık madem bu kadar değerliydi de neden bunca yıl...?

Ümidini kesmemiştin aslında ama aramaya da elin varmıyordu. Kötü bir sürprizle karşılaşmaktan korkuyordun belki de. Bıraktığın gibi bulamamak olabilir mi?

Ama işte aynen duruyor içinde ne varsa hiç biri kaybolmamış. Sevgi, hoşgörü, nezaket, adalet hissi, samimiyet, çocukluğu kirlenmemiş bir yürek, biraz espri ve iyi niyet... Hepsi burada işte onda, olduğu gibi, olduğu yerde.

Baş ucunda duran o nadide parçalarla bütünleşti sandığın. Sen şimdi günün her saati onunlasın. Her işinde gücünde kolaylık veren bir tılsım gibi taşıyorsun yanında. Hayatın değişti, eski sen oluverdin yeniden. Demek oluyormuş hayata başka bir yerden de bakılıyormuş.

Peki ya gerisi? Hala biraz korkaksın. Kimse zarar görmesin derken hayatı asmaktasın. Olurdu, olmazdı derken geçiyor yaşantın. Bu hayat senin tut bir yerinden davran. Olmaz diye bir şey yok, olur her şey olur.

Ne istediğin önemli olan. Bir tekrarı yok ki bir kereliğine verildi bu hayat sana ve bunu harcatmaya hakkın yok unutma.

Kaçında olursan ol hayatın geri kalan zamanı için uzat ellerini istediğin yöne, eğer gerçekten istiyorsan gerisi senin olacak hayatının. Hadi korkma at adımını yürü ve git. Heeeyy! Orda ki beni duyuyor musun? Aynada ki sana söylüyorum nerdesin? Aaaaa! gitmiş bile….

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..